Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (April 2007) > Çeviriyorum
Çeviriyorum
İnce, kırmızı hat
Eş-Şark’ul-Avsat / Arap Ba­sı­nı
Çeviri: Hatice Boynukalın Şenkardeşler
20 Mart 2007 Gassan el-İmam
 
Ri­yad’da Mart so­nun­da ya­pı­la­cak Arap Zir­ve­si’nin İran’dan zi­ya­de İs­ra­il’e kar­şı ta­kı­nı­la­cak tu­tum­la­rın be­lir­len­me­si top­lan­tı­sı­na dö­nüş­me­si ga­rip­sen­me­me­li. Va­kı­a şu ki, İran ve İs­ra­il ile kur­duk­la­rı iliş­ki­ler Arap­la­rın nez­din­de ar­tık iç içe geç­miş bir özel­li­ğe sa­hip. Zi­ra İran’ın Arap­la­rın içiş­le­ri­ne mü­da­ha­le­si­ne bir set çek­mek için, İs­ra­il’i Arap top­rak­la­rın­dan çe­kil­me­ye ik­na et­mek ge­re­ki­yor. Di­ğer bir ifa­dey­le İran ile iliş­ki­le­rin dü­zel­til­me­si­nin yo­lu, İs­ra­il ile va­rı­la­cak uz­laş­ma­dan ge­çi­yor.
Arap­lar, Suu­di Ara­bis­tan hü­kü­me­ti­nin yap­tı­ğı son açı­lım­lar sa­ye­sin­de, İran’ın önü­ne kır­mı­zı çiz­gi­ler çiz­me­yi ba­şar­dı. İran ar­tık Lüb­nan’da, Ba­tı Şe­ri­a ve Gaz­ze’de, hat­ta Irak’ta bu çiz­gi­le­re her­han­gi bir te­ca­vü­zün, böl­ge­de -ken­di­si ile bir­lik­te Su­ri­ye, Lüb­nan ve Irak gi­bi ül­ke­ler­de­ki İran’ın ‘Arap­la­rı’ da dâ­hil- her­ke­sin kay­be­de­ce­ği sa­vaş­la­rın pat­lak ver­me­si­ne yol aça­ca­ğı­nı açık ve se­çik bi­çim­de gör­müş du­rum­da.
Ri­yad’da Mart ba­şın­da ger­çek­le­şen Kral Ab­dul­lah-Ah­me­di­ne­jad zir­ve­si son­ra­sın­da Tah­ran’ın ken­di ‘Arap­la­rı’na bu kır­mı­zı çiz­gi­de dur­maları me­sa­jı­nı ilet­me­si, İran’ın iyi ni­yet gös­ter­ge­si ola­rak oku­na­bi­lir. Bu­na gö­re Hiz­bul­lah, Lüb­nan’da Fu­ad Sin­yo­ra hü­kü­me­ti­ni dü­şür­me ope­ras­yo­nu­nu sür­dür­me­ye­cek. Ha­mas, Fi­lis­tin’de Cum­hur­baş­ka­nı Mah­mut Ab­bas’a kar­şı yü­rüt­tü­ğü kut­sal sa­va­şı­na son ve­re­cek. Su­ri­ye de, İran’ın gü­dü­mün­de ka­la­rak ken­di­ni Ka­hi­re ve Ri­yad’dan tec­rit ede­cek, Av­ru­pa, ABD ve İs­ra­il ile di­ya­lo­ğu­nu ke­se­cek bir yol iz­le­me­yi sür­dür­me­ye­cek.
Bu­na kar­şı­lık Suu­di Ara­bis­tan’ın İran ile ara­sın­da­ki kri­ze yak­la­şım ko­nu­sun­da iz­le­di­ği po­li­ti­ka da ABD’den fark­lı, açık-net ve ol­duk­ça sağ­du­yu­lu. İran’a kar­şı da­ha ‘sert’ bir tu­tum ta­kı­nıl­ma­sı ge­rek­ti­ği yö­nün­de­ki Ame­ri­kan na­si­hat­le­ri Ri­yad hü­kü­me­ti ta­ra­fın­dan red­de­dil­di. Suu­di Ara­bis­tan, İran ile kır­mı­zı çiz­gi­ler ko­nu­su­nu gö­rü­şür­ken Tah­ran’ı ya­tış­tır­ma yo­lu­nu seç­ti. Yi­ne Su­ud dip­lo­ma­si­si, Ha­mas ve el-Fe­tih’i iç sa­va­şa doğ­ru gi­den sü­reç­ten kur­ta­ra­rak bü­yük bir ba­şa­rı el­de et­ti. Ri­yad iki ta­ra­fı da ulu­sal bir­lik hü­kü­me­ti kur­ma ko­nu­sun­da bir çı­kar ev­li­li­ği yap­ma­ya ik­na et­ti.
Lüb­nan’ın önem­li isim­le­rin­den Sa­ad Ha­ri­ri ise Ri­yad’dan, Hiz­bul­lah’ın söz­cü­sü du­ru­mun­da­ki Ne­bih Ber­ri ile sür­priz bir di­ya­lo­ğun baş­la­tıl­ma­sı na­si­ha­tiy­le ge­ri dön­dü. Bel­ki de bu gi­ri­şim, Lüb­nan’da bir ulu­sal bir­lik hü­kü­me­ti ku­rul­ma­sı­na yol aça­cak. Ve mak­tul Re­fik Ha­ri­ri’nin da­va­sı­nı, Su­ri­ye’nin gü­ven­li­ği­ni ve yö­ne­tim­de­ki ai­le­yi ra­hat­sız et­me­ye­cek bir bi­çim­de çö­ze­cek ulus­la­ra­ra­sı bir mah­ke­me­nin gö­rev­len­di­ril­me­si ama­cıy­la bir ka­nun çı­ka­rıl­ma­sı için Lüb­nan Mec­lis’inin ha­re­ke­te geç­me­si­ne de ön ayak ola­cak.
İran ile uz­laş­ma ve Lüb­nan ile Fi­lis­tin’de­ki ta­raf­la­rı ra­zı ola­cak­la­rı meş­ru bir ze­min­de bu­luş­tur­ma, Arap Zir­ve­si ka­tı­lım­cı­la­rı­nı ra­hat­la­ta­cak ve on­la­ra ha­re­ket ser­bes­ti­si ta­nı­ya­cak olum­lu bir baş­lan­gıç. An­cak İran’ın uy­sal­laş­tı­rıl­ma­sı, Arap ka­mu­oyu­nun Bush’un ABD’si­ne kar­şı duy­du­ğu öf­ke­yi ya­tış­tı­ra­ca­ğa ben­ze­mi­yor. Suu­di Ara­bis­tan, Mı­sır ve Ür­dün, ye­di yıl­dır Fi­lis­tin ile kar­şı­lık­lı gö­rüş­me­ler yo­luy­la uz­laş­ma ara­yı­şı ça­lış­ma­la­rı­nı don­du­ran Bush yö­ne­ti­mi­nin bu tu­tu­mu­nun, İran ta­ra­fın­dan Arap­la­rın içiş­le­ri­ne mü­da­ha­le için is­tis­mar edil­di­ği­nin far­kın­da­lar. Arap yö­ne­tim­le­ri bu bağ­lam­da ‘ci­hat’ ha­re­ket­le­ri­nin de ken­di­le­ri­ni des­tek­le­yen ge­niş bir ka­mu­oyu­na sa­hip ol­du­ğu­nun bi­lin­cin­de. Zi­ra ABD’ye kin gü­den­le­rin sa­yı­sı­nın her ge­çen gün art­tı­ğı bir or­tam­da, gö­nül­lü ci­hat­çı ha­re­ket­le­rin ser­best­çe ha­re­ket et­me­si ve tek­rar güç ka­zan­ma­sı da ko­lay­la­şı­yor.
Bu ne­den­le Arap dip­lo­ma­si­si, ABD yö­ne­ti­mi­ne Fi­lis­tin ba­rış sü­re­ci­nin ye­ni­den baş­la­tıl­ma­sı için bas­kı yap­ma­ya yö­nel­di. Bush yö­ne­ti­mi, Irak’ta­ki ulu­sal di­re­niş ve ci­hat­çı akım­lar kar­şı­sın­da­ki as­ke­rî ye­nil­gi son­ra­sın­da, Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Con­de­le­ez­za Ri­ce’ı ada­let­li ve kap­sam­lı bir uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si için İs­ra­il’de­ki Ehud Ol­mert hü­kü­me­ti­ni sı­kış­tır­mak­la gö­rev­len­dir­di. An­cak Ol­mert ve Ri­ce ara­sın­da­ki “rock’n roll”, Arap ka­mu­oyu­nu sa­kin­leş­ti­re­cek bir uz­laş­ma ze­mi­ni ya­rat­ma­sı için İs­ra­il’e ye­te­rin­ce bas­kı yap­ma­ya ka­dar var­ma­dı.
Arap­la­rın Mart zir­ve­si, İs­ra­il’in Ni­san ya­lan­la­rı­nın göl­ge­sin­de ka­lı­yor. Ol­mert hü­kü­me­ti, ni­hai bir çö­zü­me var­ma ko­nu­sun­da­ki za­af ve ac­zi­ye­ti­ni, ABD ve Arap­la­ra yö­ne­lik çe­şit­li hi­le­ler­le ört­bas et­me­ye uğ­ra­şı­yor. İs­ra­il, “Su­ud Gi­ri­şi­mi”ni, mültecilerin “dö­nüş hak­kı” ve 1967 ön­ce­si sı­nır­la­rı­na ge­ri çe­kil­me şart­la­rı­nı is­tis­na ede­rek ka­bul et­ti­ği­ni açık­la­dı! Ol­mert hü­kü­me­ti­nin Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Tzi­pi Liv­ni de Fi­lis­tin­li­ler açı­sın­dan bir kır­mı­zı çiz­gi sa­yı­lan “dö­nüş hak­kı” ko­nu­sun­da Arap­lar­la an­laş­ma ma­sa­sı­na otur­ma fik­ri­ni or­ta­ya attı.
Ga­ze­te­de­ki mü­te­va­zı kö­şem­den Arap yö­ne­tim­le­ri­ni, Fi­lis­tin’in kır­mı­zı çiz­gi­le­ri­ni çiğ­ne­me­me­le­ri ko­nu­sun­da uyar­mak is­ti­yo­rum. İs­ra­il ta­ra­fı Fi­lis­tin­li­ler­le uz­laş­ma­ya var­ma­dık­ça, İs­ra­il ile gö­rüş­me­ye de İs­ra­il’i ta­nı­ma­ya da ha­yır! Bu hu­sus­la­rı dik­ka­te al­ma­yan yö­ne­tim­ler, Fi­lis­tin ulu­su­nun âhı­nı ve ve­ba­li­ni üzer­le­ri­ne al­mak­tan kur­tu­la­maz­lar.
Zor bir zir­ve bi­zi bek­li­yor. Ma­sa­ya ya­tı­rı­la­cak ko­nu­lar ol­duk­ça teh­li­ke­li. En önem­li­si ise bu ger­çek­le­şe­cek zir­ve­nin, İran ile kır­mı­zı çiz­gi­ler zir­ve­si ol­ma­sı. An­cak bu ay­nı za­man­da Su­ud dip­lo­ma­tik söy­le­mi­ne gö­re, İran’ı ve İran’ın ‘Arap­la­rı’nı tah­rik et­me­den ve on­lar­la kar­şı kar­şı­ya gel­me­den ilan edi­le­cek kır­mı­zı çiz­gi­ler zir­ve­si ola­cak.
 

Tavsiye Et
Müttefikler Irak’ta kaybediyor
Nezavisimaya Gazeta / Rus Basını
Çeviri: Vügar İmanbeyli
20 Mart 2007 Başyazı
 
ABD ve müt­te­fik­le­ri, dört se­ne ön­ce Sad­dam Hü­se­yin’i ala­şa­ğı et­mek ve Or­ta­do­ğu’ya de­mok­ra­tik de­ğer­le­ri ge­tir­mek id­di­asıy­la Irak’ta sa­va­şa gi­riş­ti. An­cak bir­çok­la­rı bu sa­va­şın ar­ka­sın­da, ül­ke­nin pet­rol en­düs­tri­si­ni kon­trol et­me ve Ame­ri­kan büt­çe­sin­den Irak eko­no­mi­si­ni in­şa et­mek için tah­sis edi­len öde­nek­le­ri pay­laş­ma gi­bi fark­lı amaç­la­rın bu­lun­du­ğu­nu dü­şü­nü­yor­du. ABD ve müt­te­fik­le­ri­nin Irak’ta­ki as­ke­rî mev­cu­di­ye­ti, ne­ti­ce iti­ba­riy­le bir­çok ül­ke­nin iç ve dış po­li­ti­ka­sın­da önem­li bir fak­tör ha­li­ne gel­di.
Bu­gün dün­ya­nın bü­yük ço­ğun­lu­ğu Irak’ta­ki sa­va­şa olum­suz ba­kı­yor. Bu olum­suz ba­kış, et­ki­si­ni en faz­la Al­man­ya’da gös­ter­di: 2002’de ABD’ye gü­ve­nen Al­man­la­rın ora­nı %61 iken, 2006’da bu oran sa­de­ce %37 idi. En dü­şük ora­nın kay­de­dil­di­ği Tür­ki­ye’de fik­ri so­ru­lan­la­rın sa­de­ce %12’si Ame­ri­kan po­li­ti­ka­sı­nı tas­vip et­ti­ği­ni be­lirt­ti. Bu­nun ya­nın­da, Ge­or­ge Bush’u des­tek­le­yen bir­çok po­li­ti­ka­cı -İs­pan­ya’da Jo­se Ma­ri­a Az­nar, İtal­ya’da Sil­vi­o Ber­lus­co­ni- mev­ki­le­ri­ni çok­tan kay­bet­miş; Was­hing­ton’un en sa­dık müt­te­fi­ki Tony Bla­ir ise tüm iti­ba­rı­nı Irak Sa­va­şı sü­re­sin­ce tü­ket­miş du­rum­da. ABD’de de si­ya­si du­rum ne­re­dey­se ra­di­kal bir şe­kil­de de­ğiş­ti. Irak Sa­va­şı’nı Kon­gre se­çim­le­ri­nin gün­de­mi­ne sok­ma­yı ba­şa­ran De­mok­rat­lar, Kon­gre’nin her iki ka­na­dı­nı da ele ge­çir­miş du­rum­da­lar. Da­ha­sı, ay­nı De­mok­rat­lar şim­di­ler­de Irak’ta bir iç sa­vaş ya­şan­dı­ğı­nı da ka­muo­yu bi­lin­ci­ne yer­leş­tir­me­ye ça­lı­şı­yor­lar.
ABD’nin bu sa­vaş için top­lam mas­ra­fı, 2008 büt­çe­sin­de ön­gö­rü­len 100 mil­yar do­lar da dâ­hil edi­lir­se, 700 mil­yar do­la­rı bu­lu­yor. Irak’ta şu an­da, son tak­vi­ye­ler­le bir­lik­te, 160 bin Ame­ri­kan as­ke­ri gö­rev ya­pı­yor. Iraq Body Co­unt isim­li in­ter­net si­te­si­nin ve­ri­le­ri­ne gö­re, sa­va­şın ba­şın­dan be­ri 58.800’den faz­la Irak­lı ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. BM Mül­te­ci­ler Yük­sek Ko­mi­ser­li­ği Irak’ta 2 mil­yon ki­şi­nin mül­te­ci du­ru­mu­na düş­tü­ğü­nü ve 1,8 mil­yon ki­şi­nin de ika­met yer­le­ri­ni de­ğiş­tir­mek zo­run­da kal­dı­ğı­nı, UNI­CEF de her gün 300 ço­cu­ğun öl­dü­ğü­nü açık­la­dı. 3.220 Ame­ri­kan, 132 İn­gi­liz ve 124 di­ğer ül­ke­ler­den ge­len müt­te­fik as­ke­ri şu an ha­yat­ta de­ğil, ço­ğu Ame­ri­ka­lı 25.000 as­ker de ağır ya­ra­lı du­rum­da.
Ay­rı­ca Irak’ta Sad­dam Hü­se­yin’in idam edil­me­si de tam bir skan­da­la dö­nüş­tü. Bu ida­mın skan­dal ha­li­ne gel­me­si, tüm dün­ya­ya gös­te­ri­len vi­de­o kay­dı­nın -ki bu te­mel­de bir in­ti­kam al­ma dav­ra­nı­şı idi- sa­de­ce izin­siz ya­pıl­ma­sın­dan de­ğil, ay­nı za­man­da ida­mın ya­sa­la­ra ay­kı­rı, ya­ni gay­rimeş­ru ol­ma­sın­dan ile­ri ge­li­yor­du. As­lın­da Irak Baş­ba­ka­nı Nu­ri el-Ma­li­ki, bir ti­ra­nı idam et­mek için ace­le eder­ken iki ya­sa­yı bir­den ih­lal et­miş ol­du: Bi­rin­ci­si, ye­ni Irak Ana­ya­sa­sı’­na gö­re, in­faz an­cak cum­hur­baş­ka­nı ve iki yar­dım­cı­sı­nın idam ka­ra­rı­nı ona­ma­sın­dan son­ra ger­çek­le­şe­bi­lir­di. An­cak Sad­dam’ın ida­mın­da bu gö­rev­de­ki ki­şi­le­rin hiç­bi­ri il­gi­li ka­ra­rı im­za­la­ma­mış­tı. Ay­rı­ca Cum­hur­baş­ka­nı Ce­lal Ta­la­ba­ni de za­ten ölüm ce­za­sı­na açık­ça kar­şı çık­mış­tı. İkin­ci­si, Irak’ta mu­kad­des Kur­ban Bay­ra­mı gün­le­rin­de idam ce­za­la­rı­nın ya­sak ol­ma­sı ya­sa­sı lağ­ve­di­le­mez bir şe­kil­de hâ­lâ ge­çer­liy­di. Bu se­fer bay­ram Sün­ni­ler için Cu­mar­te­si, Şi­i­ler için ise Pa­zar gü­nü baş­lı­yor­du. Ma­li­ki, Irak Şi­i­le­ri­nin yük­sek di­nî oto­ri­te­si olan bü­yük Aye­tul­lah’a (Sey­yid Ali Sis­ta­ni) te­le­fon et­miş ve o da hiç dü­şün­me­den Sün­ni Sad­dam’ın Şii bay­ra­mı ön­ce­si idam edil­me­si­ne fet­va ver­miş­ti. Pe­ki, in­san­la­rın gay­rimeş­ru şe­kil­de öl­dü­rü­le­bil­di­ği Irak’ta ne için mü­ca­de­le ve­ri­li­yor­du?
Şu an Irak’ta bir de­ğer ola­rak de­mok­ra­si, Sad­dam za­ma­nı­na gö­re hız­la yer­le­şi­yor. Öte yan­dan Irak’ın top­rak bü­tün­lü­ğü dü­şün­ce­si ise de­ğer kay­be­di­yor. Ve üç Irak dü­şün­ce­si -Sün­ni, Şii ve Kürt Irak- ar­tık sa­de­ce di­nî ve et­nik ay­rı­lık­çı­la­rın ger­çek dı­şı fan­te­zi­le­ri­nin bir ürü­nü de­ğil.
Dün­ya son dört yıl­da da­ha gü­ven­li ha­le gel­me­di­ği gi­bi Irak’ın da ge­le­ce­ği be­lir­siz­li­ği­ni ko­ru­yor. Ölüm ve yı­kım­lar çok faz­la. Irak ar­tık sa­de­ce ABD’den de­ğil tüm Ba­tı me­de­ni­ye­tin­den nef­ret eden genç­le­rin fa­na­tik sa­vaş­çı­la­ra dö­nü­şe­bi­le­ce­ği ‘müm­bit’ bir or­tam.
Bü­tün bun­lar ak­la he­men şu ata­sö­zü­nü ge­ti­ri­yor: “Sa­va­şa gi­di­yor­san, iki ta­but ha­zır­la.” Ma­ale­sef, ta­but­lar ger­çek­te iki­den da­ha faz­la.

Tavsiye Et