Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2008) > Çeviriyorum
Çeviriyorum
Yerleşim birimleri gölgesinde barış görüşmeleri
Arap Ba­sı­nı Eş-Şark el-Awsat
Çe­vi­ri: Hatice Boynukalın Şenkardeşler
16 Aralık 2007  Bilal el-Hasan
 
Fi­lis­tin ta­ra­fı, tam İs­ra­il ile ba­rış gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ya­ca­ğı­nı ilan ede­cek­ken, ka­bul­le­nil­me­si müm­kün ol­ma­yan bir mey­dan oku­may­la kar­şı­laş­tı. Bu mey­dan oku­ma, İs­ra­il’in kı­sa bir sü­re ön­ce, Ku­düs’ün gü­ne­yin­de yer alan Ebu Gu­neym Da­ğı çev­re­sin­de­ki yer­le­şim bi­rim­le­ri­ni, 307 mes­ken ila­ve ede­rek ge­niş­let­me ka­ra­rı al­ma­sıy­dı. Fi­lis­tin ta­ra­fı, Arap Dün­ya­sı ve ulus­la­ra­ra­sı ca­mia­nın or­ta­ya koy­du­ğu tep­ki­ye kar­şın İs­ra­il da­ha da ile­ri gi­de­rek al­dı­ğı ka­ra­rın meş­ru­iye­ti­ni sa­vun­du. İs­ra­il ta­ra­fı, yer­le­şim bi­rim­le­ri­ni ge­niş­let­me yö­nün­de alı­nan ka­ra­rın An­na­po­lis Kon­fe­ran­sı’nda va­rı­lan it­ti­fa­kı ih­lal ni­te­li­ği ta­şı­ma­dı­ğı­nı, zi­ra Ku­düs’ün İs­ra­il’in bir par­ça­sı ol­du­ğu­nu, bu se­bep­le de yer­le­şim bi­rim­le­ri­nin ar­tı­rıl­ma­sı­nın İs­ra­il’in ege­men­li­ğiy­le il­gi­li bir me­se­le ol­du­ğu­nu vur­gu­la­dı.
Böy­le­lik­le İs­ra­il, Fi­lis­tin yö­ne­ti­mi­nin kar­şı­sı­na iki önem­li so­run da­ha çı­kar­mış olu­yor: Ku­düs ve yer­le­şim bi­rim­le­ri. Bu­na gö­re Fi­lis­tin­li­ler ye­ni yer­le­şim bi­rim­le­ri­nin oluş­tu­rul­ma­sı­na kar­şı çık­ma­ya­cak ve ay­rı­ca Ku­düs’ün de İs­ra­il’in bir par­ça­sı ol­du­ğu hu­su­su­su­na iti­raz et­me­ye­cek­ler. Hal­bu­ki her iki so­run da hak­kın­da ta­viz ve­ri­le­me­ye­cek ve ba­rış gö­rüş­me­le­rin­de da­hi üze­rin­de pa­zar­lık ya­pı­la­ma­ya­cak tür­den ko­nu­lar. Üs­tü­ne üst­lük İs­ra­il’in mey­dan oku­ma­la­rı bir üçün­cü so­ru­nu da­ha gün­de­me ge­ti­ri­yor. Zi­ra alı­nan bu ka­rar­la­ra ses çı­ka­rıl­ma­ma­sı ve bun­la­rın kıs­men da­hi ol­sa be­nim­sen­me­si, İs­ra­il’in 1967’de­ki sı­nır­la­rı­nın ka­bul edil­me­si so­nu­cu­nu da do­ğu­ra­cak. Böy­le­lik­le ka­lı­cı ba­rı­şı en­gel­le­yen üç önem­li me­se­le, İs­ra­il’in le­hin­de ol­mak üze­re, da­ha gö­rüş­me­ler bi­le baş­la­ma­dan ken­di­li­ğin­den hal­le­dil­miş ola­cak.
Pe­ki, bu du­rum kar­şı­sın­da Fi­lis­tin ta­ra­fı ne yap­ma­lı? Yö­ne­tim bu­nu ka­bul­le­ne­cek mi? Gö­rüş­me­le­ri yü­rü­te­cek Fi­lis­tin he­ye­ti­nin baş­ka­nı -kö­tü bir ün ta­şı­yan Os­lo ba­rış gö­rüş­me­le­ri­nin de li­der­li­ği­ni yap­mış olan- Ah­med Ku­rey bi­le, Mah­mud Ab­bas’a, İs­ra­il’in yer­le­şim bi­rim­le­ri ko­nu­sun­da­ki açık­la­ma­la­rı­nı din­le­me­den ba­rış gö­rüş­me­le­ri­ne baş­la­ma­ya­ca­ğı­nı bil­dir­di. An­cak Fi­lis­tin Dev­let Baş­ka­nı Mah­mud Ab­bas, Ku­rey’e, “Ora­ya gi­de­ce­ğiz, on­lar­la gö­rü­şe­ce­ğiz, ce­vap­la­rı­nı ala­ca­ğız ve bu­na gö­re otu­rup, dü­şü­nüp bir son­ra­ki adı­mın ne ola­ca­ğı­na ka­rar ve­re­ce­ğiz” şek­lin­de kar­şı­lık ver­di.
Ab­bas’ın için­de bu­lun­du­ğu du­rum, iki çe­liş­ki ba­rın­dır­mak­ta. Bun­la­rın il­ki Ab­bas’ın da yer yer dil­len­dir­di­ği yer­le­şim bi­rim­le­ri­ni il­ke­sel ola­rak red­det­me tav­rı. İkin­ci­si ise Ab­bas’ın da Was­hing­ton’ın, Fi­lis­tin’e yar­dım ve­ren ül­ke­ler­le 17 Ara­lık’ta Pa­ris’te ya­pı­la­cak top­lan­tı­yı Fi­lis­tin ta­ra­fı­na bir bas­kı un­su­ru ola­rak kul­la­na­ca­ğı ger­çe­ği­nin far­kın­da ol­ma­sı. Fi­lis­tin’e ve­ri­le­cek ma­li yar­dım­la­rın mik­ta­rı­nın, Fi­lis­tin yö­ne­ti­mi­nin İs­ra­il ile ya­pı­la­cak ba­rış gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da ta­kı­na­ca­ğı tav­ra gö­re aza­lıp ço­ğa­la­ca­ğı­nı Ab­bas da ga­yet iyi bi­li­yor. Bu­na gö­re yer­le­şim bi­rim­le­ri, Ku­düs ve sı­nır­lar ko­nu­sun­da yö­ne­ti­min or­ta­ya ko­ya­ca­ğı olum­suz tu­tum, bu yar­dım­la­rın azal­ma­sı­na hat­ta bel­ki de as­kı­ya alın­ma­sı­na se­bep ola­cak­tır.
Bu­ra­da işa­ret edil­me­si ge­re­ken iki ger­çek bu­lu­nu­yor:
1) Tony Bla­ir’e Fi­lis­tin eko­no­mi­si­ni plan­la­ma gö­re­vi­ni ve­ren dört­lü ko­mi­te, gö­re­vi­ne si­ya­si bir bo­yut da yük­len­me­si­ talebine olum­suz bir ya­nıt ver­di. An­cak ay­nı ko­mi­te, Pa­ris’te dü­zen­le­ye­ce­ği top­lan­tı­da Fi­lis­tin’e yar­dım ve­ren ül­ke­ler üze­rin­de eko­no­mik ve ma­li hu­sus­la­rı bir si­ya­si bas­kı ara­cı ola­rak kul­lan­ma­ya de­vam edi­yor.
2) ABD, BM Gü­ven­lik Kon­se­yi’ne An­na­po­lis Kon­fe­ran­sı’nda alı­nan ka­rar­la­rın ta­nın­ma­sı ve des­tek­len­me­si için yap­tı­ğı baş­vu­ru­yu İs­ra­il’in iti­ra­zı üze­ri­ne ale­la­ce­le ge­ri çek­ti. Bu iti­ra­zın se­be­bi ise İs­ra­il’in, Fi­lis­tin ile olan so­ru­nu­nun ulus­la­ra­ra­sı bir bo­yut ka­zan­ma­sın­dan ra­hat­sız ol­ma­sı. Zi­ra Arap-İs­ra­il kav­ga­sın­da alı­nan ulus­la­ra­ra­sı ka­rar­lar yer­li ye­rin­de duruyor. Bu ka­rar­la­rın ço­ğu Fi­lis­tin­li­le­re ve on­la­rın top­rak­la­rı­na kar­şı ta­kın­dı­ğı tu­tum­da İs­ra­il’i hak­sız bu­lu­yor.
Fi­lis­tin Dev­let Baş­ka­nı da, yer­le­şim bi­rim­le­ri ko­nu­sun­da alı­nan ye­ni ka­rar­lar ile ilgili her adı­mı­nı bu ger­çek­le­ri ak­lın­da tu­ta­rak atı­yor. Biz­ler ken­di­mi­zi, Ab­bas’ın yer­le­şim bi­rim­le­ri­ne kar­şı çık­ma ko­nu­sun­da ön­ce­den or­ta­ya koy­du­ğu tav­rı­nı ka­rar­lı­lık­la sür­dür­me­si­ni is­te­mek ve bu yön­de onu ce­sa­ret­len­dir­mek zo­run­da his­se­di­yo­ruz. Bu­nu, yal­nız­ca Ab­bas’ın ilan et­ti­ği bu dü­şün­ce­si­ni doğ­ru bul­du­ğu­muz için söy­le­mi­yo­ruz. Biz­ler ka­rar­lı­lık­la bu tav­rı or­ta­ya koy­ma­ma­nın ya da bu ko­nu­yu gö­rüş­me­le­rin gün­de­min­den çı­kar­ma­nın yol aça­ca­ğı va­him so­nuç­la­rın far­kın­da­yız. Zi­ra böy­le bir sü­reç so­nu­cun­da va­rı­lan an­laş­ma­lar­dan ba­ğım­sız bir Fi­lis­tin Dev­le­ti çık­ma­ya­ca­ğı; ya­pı­lan gö­rev pay­la­şı­mı so­nu­cun­da va­tan­daş­la­rı­nın gün­lük ya­şa­yı­şı­nı dü­zen­le­me gö­rev ve yet­ki­si­nin Fi­lis­tin yö­ne­ti­mi­ne ve­ri­le­ce­ği, ege­men­li­ğin ise yi­ne İs­ra­il Dev­le­ti’nin elin­de ka­la­ca­ğı açık. Bu durumda da Fi­lis­tin yö­ne­ti­mi İs­ra­il’in elin­de, iş­ga­le hiz­met eden bir ara­çtan başka birşeye dönüşmeyecektir.

Tavsiye Et
Afganistan’da haşhaş iktidara direniyor
ABD Ba­sı­nı The Washington Post
Çe­vi­ri: Bur­cu Ana­tay
23 Aralık 2007 Jim Hoagland
 
Yok edi­ci güç ile kon­trol edi­ci güç ay­nı bün­ye­de bir­lik­te bu­lu­na­maz­lar. Bir asır sü­ren sö­mür­ge­ci yö­ne­ti­min çö­kü­şü ile Vi­et­nam’da­ki Ame­ri­kan ka­za­sı bu der­si vak­ti za­ma­nın­da kü­re­sel bi­lin­ce ka­zı­mış­tır. Şim­di­ler­de Af­ga­nis­tan ve Irak’ın pe­ri­şan ka­lın­tı­la­rın­da ora­la­rı ye­ni­den bir yurt ha­li­ne ge­tir­me mü­ca­de­le­si ve­ren zen­gin ve nük­le­er si­lah­la­ra sa­hip ulus­lar da de­va­sa so­run­lar­la kar­şı kar­şı­ya­dır­lar.
Va­kıa­yı “ye­ter­siz güç” ye­ri­ne “bas­tır­ma­nın pa­ra­dok­su” ola­rak ad­lan­dır­mak ye­rin­de ola­cak­tır. Bu du­rum Af­ga­nis­tan’da­ki mü­ca­de­le­de, ül­ke­nin git­tik­çe ge­niş­le­yen haş­haş tar­la­la­rı­nı kim­ya­sal­lar kul­la­na­rak ku­rut­ma uy­gu­la­ma­sı­nın man­tı­ğın­da su yü­zü­ne çı­kı­yor. Zi­ra bu tar­la­lar, (1) bir­çok Af­gan köy­lü­sü­nün ge­çi­mi­nin, (2) Av­ru­pa pa­zar­la­rı­na akan bü­yük mik­tar­da eroi­nin ve (3) Ta­li­ban ile di­ğer te­rö­rist güç­le­rin kul­lan­dı­ğı fon­la­rın kay­na­ğını teşkil ediyor,
Ka­bil’de­ki ABD Bü­yü­kel­çi­si Wil­li­am Wo­od, haş­haş tar­la­la­rı­nı yok et­mek için ha­va­dan ilaç püs­kürt­me yön­te­mi­ni öy­le sal­dır­gan­ca uy­gu­la­ma­ya koy­muş ki Af­ga­nis­tan’da gö­rev ya­pan NA­TO yet­ki­li­le­ri ona “Kim­ya­sal Bill” la­ka­bı­nı tak­mış­lar. An­cak Wo­ods’un ön­ce­lik­le­ri Ame­ri­ka­lı si­ya­set­çi­ler ile Af­gan si­ya­set­çi­le­ri böl­müş du­rum­da. Dev­let Baş­ka­nı Ha­mid Kar­za­i’nin hü­kü­me­ti, hem çev­re­nin za­rar gör­me­sin­den hem de bir püs­kürt­me prog­ra­mı­nın, Kar­za­i’nin Ta­li­ban’dan uzak­laş­ma­ya ik­na et­me­ye ça­lış­tı­ğı köy­lü­ler üze­rin­de ra­di­kal­leş­ti­ri­ci bir si­ya­si et­ki yap­ma­sın­dan kor­ku­yor.
Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı’nın “ön­ce püs­kürt (ilaç­la), son­ra uz­laş” tak­tik­le­ri George Bush yö­ne­ti­mi­nin içe­ri­sin­de bi­le bö­lün­me­le­re yol açı­yor. Pen­ta­gon, hü­kü­me­tin çok az kon­trol ede­bil­di­ği ve he­men ula­şı­la­bi­le­cek al­ter­na­tif bir ge­çim kay­na­ğı­nın bu­lun­ma­dı­ğı böl­ge­ler­de, ürün­le­rin ani­den yok edil­me­si­ne ih­ti­yat­la yak­laş­ıyor. Ni­te­kim Sa­vun­ma Ba­ka­nı Ro­bert Ga­tes bir­kaç haf­ta ön­ce ya­pı­lan özel bir top­lan­tı­da bir grup ya­ban­cı yet­ki­li­ye, “püs­kürt­me­nin uzun dö­nem­li bir stra­te­ji ol­ma­dı­ğı­nı” söy­le­di. An­cak Ga­tes bu­nun ken­di gö­rü­şü ol­du­ğu­nu vur­gu­la­dı ve yö­ne­ti­min po­li­ti­ka­sı­nı onay­la­ma­ktan kaçındı.
Ga­tes söz­le­ri­ni, uzun dö­nem­li bir stra­te­ji­nin Af­ga­nis­tan’da­ki çift­çi­le­ri haş­haş ye­tiş­tir­mek için al­ter­na­tif yol­lar bu­la­bi­le­cek­le­ri­ne inan­dı­ra­bil­me­yi de içer­di­ği­ni ifa­de ede­rek sür­dür­dü. Ga­tes’e gö­re, Af­ga­nis­tan’ın şim­di­ler­de pet­rol zen­gi­ni dev­let­le­rin yap­tı­ğı gi­bi dün­ya te­rö­riz­mi­ni fi­nan­se ede­cek bir nar­ko­tik zen­gi­ni ül­ke­ye dö­nüş­me­si­ni en­gel­le­mek için Af­gan hü­kü­me­ti­nin de­rin­le­ri­ne sı­zan uyuş­tu­ru­cu kay­nak­lı yol­suz­lu­ğun çü­rü­tü­cü et­ki­si­ni ön­le­me­ye odak­la­nıl­ma­lı.
Ba­tı, ulus­la­ra­ra­sı uyuş­tu­ru­cu ti­ca­re­ti­nin ya­rat­tı­ğı ağır so­run­la­rı, an­cak ABD ve Av­ru­pa uyuş­tu­ru­cu ya­sa­la­rı­nın mer­ke­zi­ne in­ti­kam ye­ri­ne ada­le­ti koy­du­ğun­da, ha­pis­ha­ne­ler ye­ri­ne has­ta­ne­le­ri dol­du­ra­cak et­ki­li re­ha­bi­li­tas­yon prog­ram­la­rı oluş­tur­du­ğun­da ve ül­ke­le­rin­de in­san­la­rın can da­mar­la­rı­nı ku­ru­tan uyuş­tu­ru­cu­la­ra du­yu­lan ta­le­bin önü­ne geç­ti­ğin­de çöz­me­ye baş­la­ya­cak­tır. Yok­sa Af­ga­nis­tan’da­ki “ba­şa­rı­lı” bir haş­haş ku­rut­ma prog­ra­mı bi­le açık bir ya­ra­ya ya­pı­lan bir ban­daj iş­le­vi gör­me­nin öte­si­ne ge­çe­me­ye­cek ve Kar­zai hü­kü­me­ti­ne de bü­yük bir za­rar ve­re­cek­tir.
Tüm bu so­run­la­rın dı­şın­da Af­ga­nis­tan, ABD’de­ki baş­kan­lık ya­rı­şın­da tek bo­yut­lu bir araç ola­rak de­ğer­len­di­ri­li­yor as­lın­da. De­mok­rat­lar, kar­şı çık­tık­la­rı Bush’un Irak iş­ga­li­nin ak­si­ne Af­ga­nis­tan’dan onay­la­dık­la­rı bir sa­vaş ola­rak bah­se­dip he­men ko­nu­yu de­ğiş­tir­mek su­re­tiy­le me­se­le­yi pa­si­fist ol­ma­dık­la­rı­nı ka­bul et­tir­mek için kul­la­nı­yor­lar. Cum­hu­ri­yet­çi­ler ise kür­sü­de bi­raz da­ha iyi­ler. An­cak Af­ga­nis­tan, ABD Baş­ka­nı ol­mak is­te­yen tüm aday­la­rın dik­ka­ti­ni ve ta­ah­hü­dü­nü ge­rek­ti­re­cek oran­da acil ve hız­la bü­yü­yen bir kriz.
Şu var ki Ame­ri­ka’nın uyuş­tu­ru­cu ya­sa­la­rı aşı­rı de­re­ce­de sert ve ters et­ki­li. Ver­gi ge­lir­le­ri­nin, ba­sit kul­la­nı­cı­la­rın hap­se­dil­me­le­ri ye­ri­ne en­gel­len­me­le­ri ve re­ha­bi­li­te edil­me­le­ri için har­can­ma­sı­na da faz­la des­tek yok. Ve Ame­ri­kan ulu­su (se­çim ya­rı­şı­nın de­vam et­ti­ği) bu No­el’de ken­di­ne, uyuş­tu­ru­cuy­la sa­va­şı­nın bü­tü­nü ve te­rör­le sa­va­şı­nın da bir­çok veç­he­si üze­rin­de ye­ni­den dü­şün­mek­ten da­ha iyi bir he­di­ye ve­re­mez.

Tavsiye Et