NATO Bükreş Zirvesi’nde alınan kararların Rusya-NATO ilişkilerini nasıl etkileyeceği, 18 Nisan’da Rusya’nın Saint Petersburg şehrinde, Moskova NATO-Rusya Ofisi ile Saint Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nin birlikte düzenledikleri “NATO Bükreş Zirvesi ve Rusya-NATO İlişkileri” başlıklı uluslararası sempozyumda masaya yatırıldı. Rusya ile NATO üyesi ülkelerden 28 akademisyen ve diplomatın katıldığı sempozyuma özellikle Balkanlardaki son gelişmeler ile Ukrayna ve Gürcistan’ın muhtemel NATO üyeliği tartışmaları damgasını vurdu.
“NATO Bükreş Zirvesi ve Sonuçları” başlıklı açılış oturumunda Rusya Savunma Bakanlığı Uluslararası Askerî İşbirliği Bölümü Başkanı Vladimir Borisovich Federov, Rusya’nın Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üyeliklerine karşı olduğunu belirtti. ABD’nin Çek Cumhuriyeti ve Polonya’ya yerleştirmek istediği füze kalkanı sisteminin doğrudan Rusya’yı hedef aldığını dile getiren Federov, İran’a karşı olduğu iddia edilen füze kalkanının neden Ortadoğu ülkelerinden birine kurulmadığını sordu.
Saint Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nden Valerii Petrovich Ostrovskiy ile Hollanda Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Homan Kess ise Rusya ile Hollanda’nın NATO’nun stratejilerine yönelik yaklaşımlarını aktardılar. Özellikle Ostrovskiy’in Polonya ve Gürcistan’ı hedef alan açıklamaları, sempozyumun tartışma bölümünün oldukça ateşli geçmesine neden oldu.
Polonya Uluslararası İlişkiler Akademisi Başkan Yardımcısı Lukasz Kulesa, Rusya’nın sadece tehdit ettiğini fakat tarihsel sürecin tüm bu tehditlere rağmen olumlu devam ettiğini belirtti. Gürcistan Dışişleri Bakanlığı NATO Dairesi’nden bir yetkili ise Rusya’nın Gürcistan’ı bölmeye çalıştığını, ancak Rusya’nın tüm hayallerinin Karadeniz’de batacağını öne sürdü.
“Uluslararası Güvenlik İlişkileri ve Rusya-NATO İşbirliği Problemleri” başlıklı ikinci oturumda, terörizme karşı Rusya-NATO kapsamlı hareket planı ile terörizmle mücadelede askerî savunma konsepti, barışı tesis etmek için yapılan askerî operasyonlar ve sonuçları, Rusya-NATO ilişkilerinin Afganistan operasyonunu nasıl etkilediği tartışıldı. Ardından Balkanlar ve Baltık ülkeleri üzerine yoğunlaşmış yuvarlak masa toplantılarına geçildi.
Türkiye, Romanya, Ukrayna, İtalya ve Rusya’nın NATO çerçevesindeki Balkan politikalarının tartışıldığı Balkanlar toplantısı, Kosova meselesine odaklandı. Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığını ve diğer Balkan ülkelerinin Avrupa-Atlantik ittifak sistemine üyeliklerini desteklediği ifade edildi. Kosova’nın diğer ayrılıkçı girişimlere olumsuz örnek olacağı iddialarına karşı, Kosova’da etnik soykırım sonucu oluşmuş bir uluslararası anlayışın varlığı hatırlatıldı.
İspanya’nın Saint Petersburg konsolosu, Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ülkelerin, uluslararası hukukun devletlerin toprak bütünlüğüne saygı ilkesini çiğnediğini gündeme getirdi. En ilginç çıkışı ise Rus Bilimler Akademisi’nden Sergey Valentinovich Utkin yaptı. Diğer Rus konuşmacıların üstü kapalı tehditlerinin aksine Utkin, Rusya’nın artık bağımsız Kosova gerçeğiyle yaşamayı öğrenmesi ve mevcut durumu dikkate alarak yeni bir strateji geliştirmesi gerektiğini söyledi. Kosova’da Sırp azınlığın yaşadığı bölgenin Sırbistan’a bağlanması karşılığında, Kosova’nın bağımsızlığının Sırbistan ve diğer devletler tarafından tanınmasının en makul çözüm olduğunu dile getirdi.
Paylaş
Tavsiye Et