ERMENİSTAN Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü 6 Eylül 2008’de Türkiye ile Ermenistan futbol takımları arasında Erivan’da oynanacak Dünya Kupası eleme maçına daveti ve Gül’ün davete icabetiyle iki ülke arasında futbol diplomasisi başladı. Türkiye, SSCB’nin dağılmasından sonra kurulan Ermenistan’ı 1991’de tanıyan ilk ülkeler arasında yer almış, ancak Ermenistan ile diplomatik ilişki kurmamıştı.
Futbol diplomasisi oldukça kritik bir zamanda gündeme geldi. Her iki ülkenin bölgesel öncelikleri ve Kafkasya’da yaşanan önemli gelişmeler bir anlamda yakınlaşmaya imkan hazırladı. Türkiye ve Ermenistan’da ilişkilerin normalleşmesi yönünde ortaya çıkan siyasi irade, işlerin kötüye gittiği Kafkasya’da barışın sağlanması umudunu doğurdu. Kafkaslar’da ortaya çıkan yeni barış ufku; Türkiye ve Ermenistan’ın ilişkilerin normalleşmesi yönündeki perspektifleri, bölgesel gelişmeler ve uluslararası ortam dikkate alınarak değerlendirilebilir.
Türkiye’nin Yaklaşımı
Ankara’nın bakış açısıyla ikili ilişkilerin normalleşmesinin önündeki en ciddi engeller, Ermenistan’ın Karabağ ve Azeri topraklarının beşte birini işgal altında tutması, bağımsızlık bildirgesi ve parlamento kararlarıyla Türkiye ile sınırları kabul etmemesi ve uluslararası ilişkilerde soykırım iddialarıyla Türkiye’yi her fırsatta köşeye sıkıştırmaya çalışması. Türkiye “komşularla sıfır problem” yaklaşımı ile komşu ülkelerle ilişkilerini geliştiriyor, sınırdaş olduğu bölgelerin sorunlarıyla ilgili ciddi girişimler başlatıyor. Ancak Ermenistan, Türkiye’nin başarılı dış politika hamlesinin tek istisnası olarak kapalı sınırın öte tarafında sorunların çözülemediği yegane komşu ülke durumunda.
Türkiye bahsedilen sorunlar sebebiyle Ermenistan ile diplomatik ilişki kurmadı ve bu ülkeye karşı bir bölgesel izolasyon politikası yürüttü. Sivil toplum kuruluşları ve karşılıklı heyetler üzerinden ilişkilerin geliştirilmesi yönünde çeşitli girişimler yapıldı. Nitekim Başbakan Tayyip Erdoğan “ortak tarih komisyonu” kurularak soykırım iddialarının bilimsel bir platformda tetkik edilmesi için Ermenistan’daki muhataplarına bir mektup yazdı. İran yönetiminin Türkiye ve Ermenistan arasında arabuluculuk yapma teklifi karşısında Türk yetkililerinin Ermenistan ile görüşüldüğü cevabını vermelerinden sonra kamuoyuyla paylaşılmayan gizli bir diplomasinin varlığı ortaya çıktı.
Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan çatışma Kafkasya’da statükonun sürdürülemeyeceğini gösterdi. Rusya’nın Gürcistan’ı bombalaması ve arkasından Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıması da bölgenin ötesine geçebilecek bir çatışma potansiyelini ortaya çıkardı. Türkiye’nin önerisi ile gündeme gelen Kafkasya İstikrar Platformu, bölgede barış dinamikleri oluşturmayı hedefliyor. Ermenistan bu girişimi olumlu bir adım olarak değerlendirdi ve destekleyeceğini açıkladı. Ermenistan’ın bölgesel barış girişimlerine taraf olması Azeri-Ermeni sorunlarına çözüm bulunması ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için olmazsa olmaz bir önkoşul olarak gündemde kaldı.
Ermenistan’ın Yaklaşımı
Ermenistan için bölgede maruz kaldığı izolasyon artık sürdürülemez hale geldi. Mevcut boru hatlarından Gürcistan ve Türkiye gelir ve itibar elde ederken, Ermenistan tamamen dışarıda kaldı. Ermenistan’ın izolasyonunun ekonomik sonucu sadece enerji projelerinin dışında kalması değil. Denize sınırı olmayan Ermenistan’ın ticaretini Gürcistan ve İran üzerinden gerçekleştirme zorunluluğu maliyetleri artırıyor ve ekonomisini zor duruma sokuyor. Ermenistan dış ticaretinin %80’i Gürcistan üzerinden gerçekleşiyor.
Rusya-Gürcistan krizi sırasında Poti limanının bombalanması Ermenistan’ı oldukça güç durumda bıraktı. Yüksek maliyete razı olsa bile Erivan için İran, kara ulaşımında zorluklar, Gürcistan ise mevcut kriz dolayısıyla güvensizlik oluşturuyor. Ermenistan için ticaret ve ulaşım güvenliği önemli. Bu açıdan Türkiye hem güvenli ulaşım hem de ticaret potansiyeli ve iş olanakları ile Ermenistan için büyük bir imkan sunuyor. Bu imkanların hayata geçmesi için Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi şart.
Ermenistan’ın, bölgede Rusya ve İran ile yakınlaşmasına yol açan ve bir şekilde Ermeni Diasporasının zorlaması ile sürdürdüğü bölgesel politika, sorunlarının çözümüne katkı sağlamıyor. Türkiye ve Azerbaycan ile sorunlar devam ediyor. Rusya yanlısı politika ise Ermenistan’ın AB, ABD ve NATO ile geliştirmek istediği ilişkileri zora sokuyor. Ermeni Diasporası ABD üzerinden, Washington’ın pek hoşlanmayacağı şekilde Ermenistan’ın yalnızlaştırılması ve Rusya’ya bağımlılığının artması ile sonuçlanan politikalarına devam ediyor. Ancak soykırım iddiaları üzerinden oluşturulan bu baskı Ermenistan’ın kötüleşen ekonomisi, işsizlik ve siyasi istikrarsızlık gibi sorunlarının çözümüne katkıda bulunmuyor. Soykırım iddiaları yanında Türkiye ile sınırın tanınmaması ve Türk toprakları üzerinde hak iddia edilmesi, Ermenistan’ın uluslararası toplum karşısında zor durumda kalmasına yol açıyor. Bu sebeple Ermenistan yönetimi Diaspora ile farklı şekilde düşünerek Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi iradesini ortaya koyuyor.
Sonuç
Türkiye ve Ermenistan’da bir dizi sebeple ilişkilerin normalleşmesi yönünde güçlü bir irade ortaya çıktı. Sarkisyan’ın iç politikada bir risk alarak Gül ile tarihî karşılaşmayı izlemesiyle futbol diplomasisi başladı. Ermenistan’da iktidar yanlısı Taşnak Partisi, Türkiye’de ise muhalefet partileri CHP ve MHP, Cumhurbaşkanı Gül’ün Ermenistan ziyaretine sert bir şekilde karşı çıktı. Azerbaycan’da ise temkinli bir duruş sergilendi; bazı gruplar karşı çıkarken, genelde bu ziyaretin bölgede sorunların çözümünü kolaylaştıracağı düşüncesi ortaya kondu.
İki cumhurbaşkanının karşılıklı cesur adımları bölgede ve uluslararası toplum nezdinde kabul ve destek gördü. Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan ziyaretinin hemen arkasından Azerbaycan’a gitti. Azerbaycan topraklarının işgaline son verilmesinin Türkiye için olmazsa olmaz koşul olduğunu, Ermenistan ile başlatılan diyalogun Karabağ ve işgal altındaki topraklar sorunlarının çözümünde etkili olacağını ve Erivan’ın çözüm yönünde irade beyanında bulunduğunu söyledi.
Türkiye yeni dış politika vizyonu ile komşularla sorunlarını en alt seviyeye indirmek, yakın bölgelerdeki sorunları çevreleyerek genişleme ve büyümelerine imkan tanımadan çözmek istiyor. Kafkasya bölgesi için sunulan platform düşüncesi kabul gördü ve olgunlaşmayı bekliyor. Türkiye-Ermenistan arasında başlayan futbol diplomasisi, Gül-Sarkisyan ikilisinin rövanş maçını Türkiye’de izlemeleri ile devam etmeli. İki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesi ve kurulacak diplomatik ilişkinin bölgesel barışın sağlanmasında önemli bir rol oynaması söz konusu. Her iki ülkede de normalleşme yönünde siyasi irade bulunuyor; bölgesel kriz bir fırsata dönüşme potansiyeli barındırıyor ve uluslararası toplum iki ülkenin yakınlaşmasını destekliyor. Bu durumda ilişkilerin normalleşmesi ve bölgesel barışın tesisi, iki ülke yöneticilerinin bu süreçleri ne ölçüde başarıyla yönettiklerine bağlı olarak gerçekleşecek ya da bir sonraki fırsatta gerçekleştirilmek üzere ertelenecektir.
Paylaş
Tavsiye Et