Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (October 2009) > Türkiye Siyaset > AK Parti’de kabine değişikliği: Reform mu, revizyon mu?
Türkiye Siyaset
AK Parti’de kabine değişikliği: Reform mu, revizyon mu?
Hüseyin Yayman
AK PAR­Tİ, uzun za­man­dır bek­le­nen Ba­kan­lar Ku­ru­lu de­ği­şik­li­ği­ni 1 Ma­yıs’ta ger­çek­leş­tir­di. 26 ba­kan­dan 10’u ye­ri­ni ko­ru­du. Ön­ce­ki ka­bi­ne­de yer alan8 üye dı­şa­rı­da ka­lır­ken, 9 ye­ni isim gel­di.De­ği­şi­min sa­yı­sal ana­li­zi ya­pıl­dı­ğın­da Er­do­ğan’ın san­dık­tan çı­kan “ye­ni­lik ve de­ği­şim” me­sa­jı­nı al­dı­ğı ve bu­na Ba­kan­lar Ku­ru­lu’ndan baş­la­dı­ğı gö­rü­lü­yor. Ka­bi­ne de­ği­şik­li­ği­ni, teş­ki­lat ve mer­kez de­ği­şik­lik­le­ri­nin iz­le­me­si sür­priz ol­ma­ya­cak. Zi­ra ra­kam­la­rın pen­ce­re­sin­den ba­kıl­dı­ğın­da, ya­pı­la­nı kıs­mi bir ka­bi­ne de­ği­şik­li­ğin­den öte kap­sam­lı bir ye­ni­leş­me ola­rak gör­mek müm­kün. De­ği­şi­min si­ya­sal ana­li­zi ya­pıl­dı­ğın­da ise ay­nı iyim­ser­li­ği ta­şı­mak hay­li zor. Hü­kü­me­tin ka­bi­ne de­ği­şi­mi­ni, si­ya­set de­ği­şik­li­ğiy­le pe­kiş­tir­me­si ve ye­ni bir ajan­da oluş­tur­ma­sı ge­re­ki­yor.
22 Tem­muz 2007 se­çim­le­rin­den 20 ay son­ra ya­pı­lan ye­rel se­çim­ler­de oy ora­nı­nı 8 pu­an dü­şü­ren AK Par­ti, ha­li­ha­zır­da cid­di bir ik­ti­dar yor­gun­lu­ğu ya­şı­yor. Aday tes­pi­tin­de ya­pı­lan ha­ta­lar, eko­no­mik kriz ve seç­men­le par­ti ara­sı­na gi­ren so­ğuk­luk cid­di bir ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma ih­ti­ya­cı­nı do­ğu­ru­yor.
Top­lum­sal Des­tek, Si­ya­sal Des­tek...
29 Mart 2009 ye­rel se­çim­le­ri­nin önem­li so­nuç­la­rın­dan bi­ri de AK Par­ti’ye ve­ri­len “top­lum­sal des­tek”le, “si­ya­sal des­tek” ara­sın­da tam bir ör­tüş­me­nin bu­lun­ma­ma­sıy­dı. AK Par­ti bu­gün sa­hip ol­du­ğu top­lum­sal des­te­ğin üze­rin­de bir si­ya­sal des­te­ğe sa­hip. Par­ti bu ne­ti­ce­yi “yan­lış aday ter­ci­hi­ne, teş­ki­lat­la­rın re­ha­ve­ti­ne, hat­ta ço­ğu yer­de aleyh­te ça­lış­ma­sı­na ve doğ­ru bir se­çim stra­te­ji­si oluş­tu­ra­ma­ma­sı”na rağ­men el­de et­ti. Seç­me­nin bü­yük kıs­mı “Er­do­ğan mu­hab­be­ti” ve “güç­lü bir al­ter­na­tif ol­ma­ma­sı” ne­de­niy­le oyu­nu ye­ni­den AK Par­ti’ye ver­di. İl ge­nel mec­li­si ile be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı oy­la­rı ir­de­len­di­ğin­de me­se­le çok da­ha iyi an­la­şı­la­bi­lir. Fa­kat bu eği­li­min 2011’de de de­vam edip et­me­ye­ce­ği bi­lin­mi­yor. AK Par­ti, seç­me­nin 29 Mart’ta­ki “şef­kat to­ka­dı”nı dik­ka­te al­maz­sa 2011’de da­ha bü­yük bir şok ya­şa­ya­bi­lir.
 
Hü­kü­met­te İsim De­ği­şik­li­ği mi, Si­ya­set De­ği­şik­li­ği mi?
AK Par­ti’nin, Ba­kan­lar Ku­ru­lu’nda kol­tuk ve isim de­ği­şik­li­ği­ni ön­ce­le­yen dar kap­sam­lı bir re­viz­yo­na de­ğil, kad­ro­la­rı­nı ve si­ya­si üs­lu­bu­nu da içi­ne alan ge­niş kap­sam­lı bir ye­ni­den ya­pı­lan­dır­ma­ya ih­ti­ya­cı var. AK Par­ti’nin hem si­ya­set hem de kad­ro de­ği­şik­li­ği­ni ay­nı an­da yap­ma­sı zor gö­rün­se de bu nok­ta­da Er­do­ğan’ın li­der­lik gü­cü dev­re­ye gi­ri­yor. Er­do­ğan bel­ki de si­ya­si ha­ya­tın­da­ki en bü­yük li­der­lik sı­na­vıy­la kar­şı kar­şı­ya. Ya bu zor­lu sı­nav­dan da ge­çe­cek ve par­ti­si­ni Ba­tı­lı an­lam­da mü­es­ses, “ek­ber bir par­ti” ha­li­ne ge­ti­re­cek ya da mev­cu­du mu­ha­fa­za et­me psi­ko­lo­ji­si­ne gi­re­cek ve eri­me­yi dur­du­ra­ma­ya­cak.
Bu an­lam­da ka­bi­ne de­ği­şik­li­ği, par­ti­nin bun­dan son­ra­ki yö­nü­nü ve önü­müz­de­ki sü­reç­te ya­pı­la­cak­la­rı gös­ter­me­si ba­kı­mın­dan sem­bo­lik an­lam ta­şı­yor. AK Par­ti, ye­ni Ana­ya­sa, AB, de­mok­ra­tik­leş­me, Kürt me­se­le­si gi­bi baş­lık­lar­da de­ği­şim ta­lep­le­ri­ni ön­ce­le­yen ve iş­siz­lik me­se­le­si gi­bi kro­nik­leş­miş so­run­la­ra yö­ne­lik ye­ni si­ya­set­ler üret­mek du­ru­mun­da.
Ye­rel se­çim­ler­de halk Er­do­ğan’a açık bir uya­rı­da bu­lu­na­rak “si­ya­se­ti­ni ve kad­ro­la­rı­nı de­ğiş­tir” me­sa­jı­nı yol­la­dı. Er­do­ğan da işe ka­bi­ne de­ği­şik­li­ğiy­le baş­la­dı. An­cak AK Par­ti’nin ka­bi­ne de­ği­şik­li­ği­nin öte­si­ne ge­çip da­ha kap­sam­lı bir re­form gün­de­mi oluş­tur­ma­sı ve şi­ka­yet eden bir par­ti ol­mak­tan çı­kıp, so­run­la­rı çö­zen bir par­ti ol­ma­sı icap edi­yor. Bu bağ­lam­da Er­do­ğan “ya­şam tar­zı ve kim­lik si­ya­se­ti” ko­nu­sun­da ba­zı top­lum ke­sim­le­rin­de olu­şan en­di­şe­le­ri dik­ka­te al­ma­lı.
AB, de­mok­ra­tik­leş­me, ye­ni ana­ya­sa, Kürt me­se­le­si ve iş­siz­lik gi­bi te­mel me­se­le­ler­de AK Par­ti’nin ar­tık ne ya­pa­ca­ğı­na ka­rar ver­me­si ve ye­ni bir si­ya­set bul­ma­sı ge­re­ki­yor. Er­do­ğan’ın ye­ni ajan­da­sın­da iç si­ya­set­te­ki has­sa­si­yet­ler ka­dar, dış po­li­ti­ka­da­ki ge­liş­me­ler de ha­ya­ti önem arz edi­yor. Kü­re­sel sis­te­me her ge­çen gün da­ha faz­la en­teg­re olan Tür­ki­ye’nin, çö­züm­le­ri­nin de kü­re­sel ol­ma­sı ge­re­ki­yor.
Ba­kan­lar Ku­ru­lu de­ği­şik­li­ği bir bü­tün ola­rak ele alın­dı­ğın­da par­ti­nin gö­re­ce da­ha mu­ha­fa­za­kâr bir ta­ba­na yas­lan­dı­ğı tes­pit edi­li­yor. Mer­kez sa­ğın 1950’den bu ya­na bir koa­lis­yon ve bir ter­kip ol­du­ğu göz önü­ne alın­dı­ğın­da, AK Par­ti’nin bu koa­lis­yo­nu tam ola­rak dik­ka­te al­ma­ma­sı si­ya­set­te ye­ni bir sü­re­ci baş­la­ta­bi­lir. Ye­rel se­çim­ler­de bu tür­den it­ti­fak­la­rı yap­ma­ma­nın ne­ti­ce­le­ri he­nüz ta­ze iken ge­nel si­ya­set­te de bu yan­lış­lar­da ıs­rar et­me­nin so­nuç­la­rı ya­kın­da or­ta­ya çı­ka­cak.
Tür­ki­ye’yi kap­sa­yan bir tem­sil gü­cü­ne ve oy des­te­ği­ne sa­hip AK Par­ti’nin, ta­ba­nı­nın sa­de­ce mu­ha­fa­za­kâr­lar ve din­dar­lar­dan oluş­tu­ğu­nu söy­le­mek ol­duk­ça zor. Bu bağ­lam­da par­ti­nin, şe­hir­li or­ta sı­nıf­la­rı, li­be­ral-de­mok­rat ke­sim­le­ri içi­ne al­ma­sı ve bun­la­rın par­ti­de tem­si­li­ni sağ­la­ma­sı la­zım. Er­do­ğan, sa­de­ce bel­li ke­sim­le­rin de­ğil, ge­niş top­lum ke­sim­le­ri­nin umut bes­le­di­ği bir li­der. Son se­çim­ler­de her ne ka­dar bu si­hir bo­zul­ma­ya baş­la­sa da hal­kın Er­do­ğan’a des­te­ği de­vam edi­yor. An­cak bu mu­hab­be­tin ve des­te­ğin ilâ­ni­ha­ye de­vam ede­ce­ği­nin ga­ran­ti­si yok. Er­do­ğan’ın, ül­ke­nin ya­pı­sal so­run­la­rı­na kap­sam­lı çö­züm­ler ge­tir­me­si ve 2023 he­de­fi doğ­rul­tu­sun­da ye­ni bir yol ha­ri­ta­sı oluş­tur­ma­sı ge­re­ki­yor.
 
Re­form mu, Re­viz­yon mu?
Re­form ve re­viz­yon ke­li­me­le­ri gün­de­lik ha­yat­ta ki­mi za­man ay­nı ma­na­day­mış gi­bi kul­la­nıl­sa­lar da as­lın­da fark­lı an­lam­la­rı ha­iz­ler. Re­form, ana ya­pı­da mey­da­na ge­len kök­lü de­ği­şik­li­ği ve ye­ni­leş­me­yi ifa­de edi­yor ve “ye­ni­den ya­pı­lan­ma” kav­ra­mı­nın kar­şı­lı­ğı ola­rak kul­la­nı­lı­yor. Re­viz­yon ise re­for­ma gö­re da­ha kü­çük öl­çek­li ve ba­kış açı­sın­da mey­da­na ge­len de­ği­şi­mi ifa­de edi­yor.
AK Par­ti’nin 2011 se­çim­le­ri­ni he­sa­ba ka­ta­rak önü­müz­de­ki sü­reç­te kad­ro­la­rın­da ve si­ya­se­tin­de kıs­mi bir re­viz­yon de­ğil, kap­sam­lı bir ye­ni­den ya­pı­lan­ma­ya git­me­si ge­re­ki­yor. Son dö­nem­de­ki cid­di ha­ta­la­rı­na rağ­men seç­men par­ti­yi “Er­do­ğan fak­tö­rü” ne­de­niy­le terk et­me­di. An­cak önü­müz­de­ki dö­nem­de si­ya­si denk­le­me ye­ni ak­tör­le­rin gir­me­siy­le bu du­rum de­ği­şe­bi­lir. AK Par­ti, “Ne­den böy­le ol­du?” so­ru­su­nu sor­duk­tan son­ra “Ne yap­ma­lı?” so­ru­su­na da doğ­ru ce­vap ve­rir ve ge­niş öl­çek­li re­form ta­lep­le­ri­ni kar­şı­lar­sa Türk si­ya­sal ha­ya­tın­da DP’den son­ra tüm re­kor­la­rı kı­ra­bi­lir.
Ye­ni ka­bi­ne­nin ba­şa­rı­sı ve bu­na bağ­lı ola­rak AK Par­ti’nin ge­le­ce­ği, ön­ce­lik­le git­tik­çe de­rin­le­şen eko­no­mik kri­ze, ül­ke­nin de­mok­ra­tik­leş­me­si­ni de içi­ne alan ye­ni bir ana­ya­sa ya­pıl­ma­sı­na, Kürt me­se­le­sin­de yü­rü­te­ce­ği si­ya­se­te ve dış po­li­ti­ka­sı­nın ya­nı sı­ra tüm bu sü­reç­le­ri içi­ne alan ulus­la­ra­ra­sı kon­jonk­tü­re bağ­lı.

Paylaş Tavsiye Et