Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (November 2009) > Türkiye Ekonomi > IMF’yle yollar ayrılıyor mu?
Türkiye Ekonomi
IMF’yle yollar ayrılıyor mu?
İbrahim Öztürk
DÜN­YA eko­no­mi­sin­de ya­şa­nan sı­kın­tı­nın ne­re­sin­de­yiz bel­li de­ğil. Her gün üst dü­zey yö­ne­ti­ci­ler­den ve­ya akil adam­lar­dan bir­bi­ri­ni tek­zip eden çe­liş­ki­li açık­la­ma­lar gel­me­ye de­vam edi­yor. Sü­reç Tür­ki­ye de dâ­hil ol­mak üze­re bü­tün dün­ya­yı zor bir du­rum­da bı­rak­tı. Bu zor du­rum ne­de­niy­le Tür­ki­ye’de ca­ri açık ve enf­las­yon he­de­fi bir hay­li sek­ti­ril­di. Da­ha­sı eko­no­mi­de bü­yü­me ora­nı ge­ri­le­di ve iş­siz­lik ora­nı 2001 kri­zin­den son­ra­ki en üst dü­ze­ye çık­tı.
Bu­na bir de Tür­ki­ye’nin ulus­la­ra­ra­sı iti­ba­rı­nı ze­de­le­yen ve “Aca­ba yi­ne o bi­li­nen Türk has­ta­lı­ğı ge­ri mi dön­dü?”, “Türk­ler is­tik­ra­rı kur­sa da bu­nu sür­dür­me ka­bi­li­ye­ti­ne sa­hip de­ğil mi­dir?” so­ru­la­rı­nı gün­de­me ge­ti­ren si­ya­si is­tik­rar­sız­lık ila­ve edil­di­ğin­de, ül­ke­nin üze­rin­de do­la­şan ka­ra bu­lut­la­rın bir hay­li de­rin ol­du­ğu far­ke­di­li­yor.
Bu şart­lar al­tın­da 2002 yı­lın­dan be­ri uy­gu­lan­mak­ta olan is­tik­rar prog­ra­mı­nın, is­tik­ra­rı sağ­la­ma yo­lun­da ba­şar­dı­ğı ka­za­nım­la­rın da bi­rer bi­rer ge­ri gi­de­bi­le­ce­ği bir or­ta­mın ayak ses­le­ri du­yu­lu­yor. Aca­ba bu du­rum­dan çık­mak için ne­ler ya­pıl­ma­lı? Bu ko­nu­da baş­lı­ca iki çö­züm öne­ri­si bu­lu­nu­yor:
Si­ya­si is­tik­rar­sız­lı­ğın ne­de­ni olan ve adı­na “yö­ne­te­me­yen sis­tem” di­ye­ce­ği­miz atan­mış­lar er­ki­nin ıs­lah edi­lip de­mok­ra­si, ya­ni mil­li ege­men­lik çiz­gi­si­ne çe­kil­me­si ge­re­ki­yor.
IMF is­tik­rar prog­ra­mı baş­lan­gıç amaç­la­rı­nı ye­ri­ne ge­ti­re­rek is­tik­rar gös­ter­ge­le­rin­de bel­li bir me­sa­fe­nin alın­ma­sı­na kat­kı­da bu­lun­muş ol­sa da, “güç­lü eko­no­mi­ye ge­çiş” prog­ra­mı bağ­la­mın­da so­nuç alın­ma­sı için bu prog­ram­dan çı­kıl­ma­lı; is­tik­ra­rı de­rin­leş­ti­ren ve üre­tim eko­no­mi­si­ni tah­kim eden ted­bir­le­re ön­ce­lik ve­ril­me­li­dir.
Bu ya­zı­da hü­kü­me­tin ikin­ci şık bağ­la­mın­da at­ma­ya ça­lış­tı­ğı adım­la­rı de­ğer­len­di­re­ce­ğiz.
Ma­lum, her ağ­zı­mı­zı aç­tı­ğı­mız­da “re­form­lar”dan bah­se­de­riz. An­cak as­lın­da re­form de­mek, kı­sa­ca hü­kü­met­ler­den bir “kay­nak” ta­lep et­mek an­la­mı­na ge­lir. O hal­de, hü­kü­me­tin kal­kın­ma ham­le­si­ni ha­re­ke­te ge­çir­mek üze­re ye­ni bir mi­ma­ri ve bu­nun fi­nans­man kay­nak­la­rı­na ih­ti­ya­cı var­dır.Ma­yıs ayı ba­şın­da hü­kü­me­tin AB’ye de sun­du­ğu Or­ta Va­de­li Ma­li Çer­çe­ve önü­müz­de­ki yıl­lar­da ka­mu fi­nans­ma­nın na­sıl sağ­la­na­ca­ğı­na iliş­kin tah­min­le­ri ve he­def­le­ri or­ta­ya ko­yu­yor. Pek açık ol­ma­yan, iza­ha ih­ti­yaç gös­te­ren ve şe­kil­ler ve tab­lo­lar­dan mü­te­şek­kil olan prog­ra­mın muh­te­va­sı­na ba­kıl­dı­ğın­da 2001 yı­lın­dan be­ri sür­dü­rü­len IMF prog­ra­mın­dan fii­len çı­kıl­dı­ğı gö­rü­lü­yor.
Esa­sen IMF ile yi­ne de bir an­laş­ma ya­pı­la­ca­ğı an­la­şı­lı­yor. An­cak bu bir “prog­ram son­ra­sı göz­den ge­çir­me an­laş­ma­sı” şek­lin­de ola­cak­tır. Bağ­la­yı­cı­lı­ğı ve şart­la­rı ol­ma­ya­cak­tır. Zo­run­lu ol­ma­sa da Tür­ki­ye’nin ulus­la­ra­ra­sı plat­form­da­ki kre­di­bi­li­te­si ko­run­muş ola­ca­ğın­dan bu an­laş­ma­nın ya­pıl­ma­sın­da bir be­is yok­tur.Önem­li olan hu­sus,bu se­fer şart­la­rı IMF’nin de­ğil, Tür­ki­ye’nin ko­ya­cak ol­ma­sı­dır. Zi­ra “ye­ni” prog­ram yer­li ola­cak­tır ve bi­zim için oluş­tu­ru­la­cak­tır. He­def üre­tim, ge­lir da­ğı­lı­mı ada­le­ti, re­ka­bet­çi üs­tün­lük­le­rin ge­liş­ti­ril­me­si­dir. Za­ten hü­kü­me­tin ye­ni bir kal­kın­ma mi­ma­ri­si­nin ge­re­ği ko­nu­sun­da IMF’yi ba­şa­rıy­la ik­na et­ti­ği gö­rü­lü­yor. Bu yüz­den 7. Göz­den Ge­çir­me im­za­lan­mış, 3,6 mil­yar do­lar­lık son kre­di li­mi­ti de ser­best bı­ra­kıl­mış­tır.
Hü­kü­me­tin ye­ni açık­la­dı­ğı prog­ram­da özel sek­tör ve ka­mu sek­tö­rü ara­sın­da pi­ya­sa uyum­lu bir si­ner­ji ön­gö­rü­lü­yor. Kü­re­sel ısın­ma­da Tür­ki­ye’nin gı­da gü­ven­li­ği­ni, böl­ge­ler ara­sı ge­liş­miş­lik far­kı­nı, yok­sul­lu­ğu, te­rör il­le­ti­ni de dik­ka­te ala­rak hü­kü­met GAP pro­je­si­ne iv­me ka­zan­dır­dı. 
2008-2012 ara­sı­nı kap­sa­yan prog­ra­ma gö­re hü­kü­met har­ca­ma­la­rın fi­nan­se edil­me­si için, ön­ce­le­ri GSYH’nin %6,5’i ola­rak ta­yin edil­miş olu­nan Fa­iz Dı­şı Faz­la (FDF) he­de­fi­ni ön­ce %4,5, ar­dın­dan da %3,5 dü­ze­yi­ne çe­ki­yor. Ay­rı­ca iş­siz­lik fo­nun­da bi­ri­ken kay­nak­lar­dan da fay­da­la­na­rak ye­ni kal­kın­ma ham­le­si için kay­nak oluş­tu­ru­yor. Bu kay­nak­lar top­lam­da yak­la­şık 7-8 mil­yar YTL ka­dar bir bü­yük­lü­ğe ula­şı­yor.
Ba­zı­la­rı bu uy­gu­la­ma­yı hü­kü­me­tin ma­li di­sip­lin­den sap­tı­ğı şek­lin­de de­ğer­len­di­re­rek ade­ta pe­şi­nen “tut­ma­ya­cak enf­las­yo­nun so­rum­lu­su” ola­rak ilan et­me­ye kal­kış­tı. Açık­ça­sı Mer­kez Ban­ka­sı (MB) da aşı­rı stre­se gir­di, ge­re­ğin­den faz­la rol al­dı. FED fai­zi do­lu diz­gin dü­şü­rür­ken ol­duk­ça mu­ha­fa­za­kâr dav­ra­nan ve enf­las­yon bağ­la­mın­da pek bir yol ala­ma­yan MB, fa­iz yük­selt­me­de ol­duk­ça “şa­hin” dav­ra­nıp, fai­zi bir çır­pı­da ya­rım pu­an ar­tır­dı. Enf­las­yon, arz şo­ku­na da­ya­lı­dır. İkin­cil et­ki­le­ri ise tü­ke­tim­de da­ha be­lir­gin­leş­miş de­ğil­dir. Bu şart­lar­da fai­zin enf­las­yo­nu dü­şür­me­si hem zor hem de be­de­li çok ağır ola­cak­tır.
Bu şart­lar­da “Ba­ri baş­ka iş­le­ri ya­rım bı­rak­ma­ya­lım” de­nil­me­li­dir. “Baş­ka iş­ten” ka­sıt, ön­ce­lik­le hiç ol­maz­sa ma­kul bir bü­yü­me­yi sür­dür­mek­tir. Biz­de MB ken­di­si­ne sa­de­ce “fi­yat is­tik­ra­rı­nı te­min et­mek gö­re­vi ve­ril­di­ği” id­di­asıy­la çok sı­kış­tı­ğın­da “Bü­yü­me umu­rum­da de­ğil” di­ye­bi­li­yor. Son gün­ler­de tü­ke­ti­ci gü­ven en­dek­si düş­me­ye de­vam edi­yor. İç ta­lep bir hay­li da­ral­dı, sa­na­yi üre­ti­mi ise iyi­ce iv­me kay­bet­ti. Bu­na gö­re bü­yü­me­nin bir hay­li ya­vaş­la­ya­ca­ğı gö­rü­lü­yor. Bu gi­diş­le hem enf­las­yon hem de dur­gun­luk ay­nı an­da ger­çek­le­şe­cek­tir. Böy­le­ce, ne ca­ri açık ne de enf­las­yon ma­kul dü­ze­ye çe­kil­miş olur. MB bu üç so­nu­cu bir­den üst­len­me­ye ha­zır mı?
Bu açı­dan ba­kın­ca as­lın­da hü­kü­me­tin enf­las­yo­nist ol­ma­ya­cak bir yön­tem­le MB’nin sü­rek­li fai­ze sa­rı­lan bu da­ral­tı­cı tav­rı­nı den­ge­le­yi­ci dav­ra­nış­la­ra yö­nel­di­ği­ni ve bu­nun isa­bet­li bir ta­vır ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek ge­re­ki­yor. Hü­kü­met, har­ca­ma­la­rı pa­ra ba­sa­rak ve borç­la­na­rak yap­ma­ya­cak. Ya­ni kim­se “enf­las­yon­la kay­nak ya­ra­tı­yor” de­ğil. Ger­çek­te, va­ro­lan kay­nak­la­rın kul­la­nı­mın­da­ki bi­le­şim, kal­kın­ma ve halk için ye­ni­den dü­zen­le­ni­yor.
FDF he­de­fi azal­tı­la­rak el­de edi­len kay­nak­lar­la ya­tı­rım­la­ra, eği­ti­me, alt­ya­pı­ya har­ca­ma ya­pıl­ma­sı ko­nu­sun­da 22 Tem­muz se­çim­le­rin­den be­ri bü­tün par­ti­ler ara­sın­da bir va­at ya­rı­şı var­dı. Hü­kü­me­tin sa­de­ce büt­çe açı­ğı ra­kam­la­rı de­ğil, ay­nı za­man­da borç sto­ku­nu dü­şür­me ve özel­leş­tir­me uy­gu­la­ma­la­rı­na de­vam et­me gi­bi son de­re­ce sağ­lam bir çer­çe­ve­si de bu­lu­nu­yor. Ni­te­kim FDF he­de­fi dü­şü­rü­lür­ken, büt­çe açı­ğı 2007 yı­lın­da %1,6 dü­ze­yin­den, 2008 yı­lın­da %1,4 dü­ze­yi­ne çe­kil­di. Ya­ni ma­li di­sip­lin­de bir so­rum­suz­luk yok.
2008 yı­lı da dâ­hil ol­mak üze­re, Tür­ki­ye’nin 2011 yı­lı­na ka­dar “enf­las­yo­nu tek ha­ne­de tut­mak ve %4-5 ci­va­rın­da bir bü­yü­me kay­det­mek” he­de­fi­ne sa­dık kal­ma­sı ge­re­ki­yor. An­cak iç ve dış or­ta­mın dü­zel­me­siy­le be­ra­ber Tür­ki­ye’nin hız­la yük­sek bü­yü­me pa­ti­ka­sı­na ge­ri dö­ne­bil­me­si için re­form­la­rın iler­le­miş ve üre­tim eko­no­mi­si­nin önü açıl­mış ol­ma­lı. Yok­sa iş­siz­lik ve ge­lir da­ğı­lı­mın­da ya­şa­na­cak bo­zul­ma­ya ila­ve­ten ka­mu bor­cu­nu dü­şür­me he­de­fi de sek­te­ye uğ­rar.
Bi­lin­di­ği üze­re borç­la­rın düş­me­si bü­yü­me­ye, FDF he­de­fi­ne ve re­el fa­iz­le­re bağ­lı­dır. Bü­yü­me­nin ve FDF’nin dü­şü­rül­me­si ile re­el fa­iz­le­rin ar­ta­cak ol­ma­sı, bor­cun düş­me­si­ni en­gel­le­yen risk un­sur­la­rı­dır. Re­el fa­iz­le­rin ar­ta­cak ol­ma­sı­nın bir ne­de­ni de Tür­ki­ye’nin ar­tan risk­li­lik al­gı­la­ma­sı­dır. Bu­nun için IMF ile bir prog­ram son­ra­sı gö­ze­tim an­laş­ma­sı yapılması ve AB re­form sü­re­ci­ne sa­hip çı­kıl­ma­sı önem­li­dir. Bu şart­lar al­tın­da bir­kaç se­ne­lik bir ma­li­yet­ten son­ra Tür­ki­ye yo­lu­na do­lu­diz­gin de­vam ede­bi­lir.

Paylaş Tavsiye Et