Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Türkiye Siyaset
Danıştay saldırısının anatomisi
Ramazan Akkır
TÜR­Kİ­YE 17 Ma­yıs 2006 ta­ri­hin­de de­rin bir sal­dı­rı ile sar­sıl­mış; Ab­di İpek­çi, Çe­tin Emeç, Bah­ri­ye Üçok, Uğur Mum­cu gi­bi önem­li isim­le­rin kur­ban git­ti­ği si­ya­si sui­kast­la­ra bir ye­ni­si da­ha ek­len­miş­ti. Avu­kat Al­pars­lan Ars­lan ta­ra­fın­dan Da­nış­tay İkin­ci Da­ire­si’nin al­mış ol­du­ğu tür­ban ka­ra­rı­na tep­ki sü­sü ve­ri­le­rek ger­çek­leş­ti­ri­len si­lah­lı sal­dı­rı so­nu­cun­da Dai­re Üye­si Mus­ta­fa Yü­cel Öz­bil­gin ha­ya­tı­nı kay­bet­miş; ara­la­rın­da Dai­re Baş­ka­nı Mus­ta­fa Bir­den’in de bu­lun­du­ğu dört ki­şi ya­ra­lan­mış­tı. Sal­dır­gan Ars­lan kaç­ma­ya ça­lı­şır­ken Da­nış­tay’da­ki gö­re­vi­ne ye­ni baş­la­yan bir po­lis ta­ra­fın­dan ya­ka­lan­mış­tı.
Sal­dı­rı­ya bel­li ke­sim­ler ön­ce­ki sal­dı­rı­lar­la ay­nı tep­ki­le­ri ver­di. Dö­ne­min Cum­hur­baş­ka­nı Ah­met Nec­det Se­zer, sal­dı­rı­nın la­ik Cum­hu­ri­yet’e yö­ne­lik ol­du­ğu­nu ve bu sal­dı­rı­nın ka­ra bir le­ke ola­rak ka­la­ca­ğı­nı be­lir­tir­ken, dö­ne­min Da­nış­tay Baş­ka­nı Sum­ru Çör­toğ­lu da sı­kı­lan kur­şu­nun he­de­fi­nin la­ik, de­mok­ra­tik Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ol­du­ğu­nu id­di­a et­ti ve sal­dı­rı­dan Hü­kü­met’i so­rum­lu tut­tu. Yar­gı­nın di­ğer bir önem­li ku­ru­mu olan Yar­gı­tay Baş­ka­nı Os­man Ars­lan ise “Hiç kim­se dev­let dü­ze­ni­ni kıs­men de ol­sa din ku­ral­la­rı­na da­yan­dır­ma ama­cı gü­de­mez” ifa­de­le­riy­le bu ko­ro­ya dâ­hil ol­du. Ko­ro­nun en il­ginç çı­kı­şı­nı -şüp­he­siz- dar­be sa­vu­nu­su yap­mak­la meş­hur, dö­ne­min Da­nış­tay Baş­kan­ve­ki­li Tan­sel Çö­la­şan yap­tı. Çö­la­şan’a gö­re sal­dır­gan, sal­dı­rı sı­ra­sın­da tek­bir ge­tir­miş ve Al­lah’ın as­ke­ri ol­du­ğu­nu hay­kır­mış­tı. Sal­dır­ga­nın ve ta­nık­la­rın doğ­ru­la­ma­dı­ğı bu id­dia­nın ni­çin or­ta­ya atıl­dı­ğı so­ru­su­na Çö­la­şan, sal­dı­rı­nın üze­rin­den ge­çen dört yı­la rağ­men he­nüz ce­vap ver­miş de­ğil.
“Tür­ki­ye’nin 11 Ey­lül’ü” ola­rak da lan­se edi­len Da­nış­tay sal­dı­rı­sı­nın er­te­si gü­nü Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, Yar­gı­tay, Da­nış­tay, Sa­yış­tay, As­ke­ri Yar­gı­tay, Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği baş­ta ol­mak üze­re YÖK Baş­ka­nı ve rek­tör­le­rin ka­tıl­dı­ğı yü­rü­yüş­te yi­ne bil­dik slo­gan­lar atıl­dı; grup Anıt­ka­bir’e “Tür­ki­ye la­ik­tir, la­ik ka­la­cak!” slo­ga­nı eş­li­ğin­de yü­rü­dü. Bü­rok­rat­lar­dan olu­şan bir gru­bun or­ga­ni­ze et­ti­ği ey­lem son­ra­sın­da Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, Da­nış­tay ve Yar­gı­tay or­tak bir açık­la­may­la sal­dı­rı­nın so­rum­lu­la­rı­nı de­şif­re(!) et­ti: “Sal­dı­rı­da ki­mi si­ya­si­ler ve ba­sı­nın olum­suz be­yan­la­rı et­ki­li ol­muş­tur.” Yi­ne bu or­ga­ni­ze ey­lem bağ­la­mın­da ce­na­ze tö­re­ni­ne ka­tı­lan AK Par­ti ve­kil­le­ri, “Ka­til­ler dı­şa­rı!” slo­ga­nıy­la pro­tes­to edil­di.
An­cak işin ren­gi­nin baş­ka ol­du­ğu­nun an­la­şıl­ma­sı için çok za­man geç­me­si ge­rek­me­di. Çün­kü sal­dır­gan Ars­lan’ın tu­haf iliş­ki ağı Al­bay Mu­zaf­fer Te­kin’den baş­la­yıp Ve­li Kü­çük’ten çı­kı­yor; sal­dı­rı­nın bir “de­rin dev­let” ter­ti­bi ol­du­ğu an­la­şı­lı­yor­du.
11. Ce­za Da­ire­si’nin iti­raz­la­rı­na rağ­men sal­dı­rı­nın Er­ge­ne­kon ya­pı­lan­ma­sı ta­ra­fın­dan az­met­ti­ril­di­ği id­di­ala­rı üze­ri­ne Da­nış­taysal­dı­rı­sı ve Er­ge­ne­kon da­va­la­rı bir­leş­ti­ril­-di. Tür­ki­ye’nin ka­ran­lık ta­ri­hi­ne tu­tu­lan “mik­ros­ko­bik” bir da­va ve­ya­ Tür­ki­ye’nin de­mok­ra­tik­le­şe­bil­me­si, şef­faf­la­şa­bil­me­si için “sıç­ra­ma ze­mi­ni” ola­rak da an­lam­lan­dı­rı­la­bi­le­cek Er­ge­ne­kon Da­va­sı’nın 143. du­ruş­ma­sın­da Tür­ki­ye’nin na­sıl bir komp­lo ile kar­şı kar­şı­ya kal­dı­ğı or­ta­ya çık­ma­ya baş­la­dı. Mah­ke­me’nin “3 Ma­yıs 2006 ile 17 Ma­yıs 2006 ta­rih­le­ri ara­sın­da Da­nış­tay bi­na­sı­nın gü­ven­li­ği ile il­gi­li ka­me­ra­la­rın arı­za ne­den­le­ri­nin han­gi ta­rih­ler­de OYAK Sa­vun­ma ve Gü­ven­lik Şir­ke­ti’ne bil­di­ril­di­ği­ne, ay­rı­ca bu ta­rih­ler dı­şın­da ka­me­ra­la­rın arı­za ya­pıp yap­ma­dı­ğı­na” iliş­kin ta­le­bi­ne ce­vap ve­ril­di. TÜ­Bİ­TAK ta­ra­fın­dan gön­de­ri­len ra­por­da, bir gün ön­ce­si­ne ait gö­rün­tü­le­rin “ge­ri ge­ti­ri­le­me­ye­cek şe­kil­de” si­lin­miş ol­du­ğu ve her­han­gi bir arı­za­nın da ol­ma­dı­ğı an­la­şıl­dı.
Sal­dı­rı­nın üze­rin­den ge­çen za­man ve or­ta­ya çı­kan de­lil­ler bi­ze, Tür­ki­ye’nin tam an­la­mıy­la “or­ga­ni­ze iş­ler bun­lar”de­nile­bi­le­cek bir sal­dı­rı ile kar­şı kar­şı­ya bı­ra­kıl­dı­ğı­nı gös­ter­miş ol­du. Pe­ki, bu sal­dı­rı sü­re­cin­de ne­den ıs­rar­la ir­ti­ca ve şe­ri­at teh­li­ke­si­ne vur­gu ya­pıl­dı ve ne­den gün­dem şe­ri­at, ir­ti­ca kor­ku­su­nun gir­da­bı­na dü­şü­rül­dü? Bu söy­lem, top­lu­mun “ge­ne­tik kor­ku­la­rı”nı tah­rik ede­rek hal­kı, si­ya­sal bir tu­za­ğa dü­şür­mek için kul­la­nıl­dı. İş­te TÜ­Bİ­TAK ra­po­ru, hal­ka kar­şı ku­ru­lan böy­le­si bir komp­lo­yu gün yü­zü­ne çı­ka­rıp de­şif­re et­ti.
 
Kor­ku İs­tis­ma­rıy­la Dü­zen Kur­mak
Da­nış­tay sal­dı­rı­sı ile il­gi­li ge­liş­me­le­ri dik­ka­te al­dı­ğı­mız­da top­lu­mun ne­re­ye doğ­ru yön­len­di­ril­mek is­ten­di­ği or­ta­ya çı­kı­yor. Bu sal­dı­rıy­la 31 Mart Vak’ası’ndan be­ri ısı­tı­lıp ısı­tı­lıp önü­mü­ze ko­nan ir­ti­ca kor­ku­su bir kez da­ha pom­pa­la­na­rak top­lu­mun ge­le­ce­ği ipo­tek al­tı­na alın­ma­ya ça­lı­şıl­dı. Yok­sa sal­dı­rı­nın üze­rin­den he­nüz yir­mi da­ki­ka bi­le geç­me­miş­ken ve el­de hiç­bir ve­ri yok­ken, dev­le­tin bir­çok ay­gı­tı­nın dil­len­dir­di­ği “re­ji­min teh­li­ke­de ol­du­ğu” ef­sun­lu na­ka­ra­tı na­sıl ve ney­le açık­la­na­bi­lir? Ül­ke­nin top­lum­sal ve ge­ne­tik kor­ku­la­rın­dan is­ti­fa­de ede­rek ada­let te­ra­zi­si­nin den­ge­si­ni boz­mak, he­le de yar­gı eliy­le bu­nu yap­mak, bu ül­ke in­sa­nı­na ya­pı­la­bi­le­cek en bü­yük kö­tü­lük­tür.
Da­nış­tay sal­dı­rı­sı­nın or­ta­ya çı­kar­dı­ğı si­ya­si bi­lan­ço şu­dur: Ada­le­tin ve hu­kuk sis­te­mi­nin ya­ra al­dı­ğı bir si­ya­sal sis­tem gü­ve­ni­lir­li­ği­ni ve meş­ru­iye­ti­ni kay­be­der, ki kay­bet­miş­tir. Adil ve ta­raf­sız ol­ma­sı bek­le­nen yar­gı­nın top­lu­mu ku­tup­laş­tı­ran bir erk gi­bi gö­rün­me­si si­ya­sal ve top­lum­sal ka­os or­ta­mı­nın oluş­ma­sı­na ze­min ha­zır­la­mış­tır. Mah­ke­me­ler, top­lu­mun vic­da­nı ve ada­le­tin te­sis edil­di­ği me­kan­lar­dır. An­cak Da­nış­tay Da­va­sı’nda ya­şa­nan­lar, top­lu­mun ko­lek­tif vic­da­nı­nı tah­rip et­miş­tir. Da­nış­tay sal­dı­rı­sı­nın Er­ge­ne­kon Da­va­sı ile olan bağ­lan­tı­sı­nın 11. Ağır Ce­za Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan de­rin­li­ği­ne araş­tır­ma ge­re­ği du­yul­ma­dan öy­le­ce bı­ra­kıl­ma­sın­da ol­du­ğu gi­bi...
Gü­ven kri­zi­nin ya­şan­dı­ğı bir dö­nem­de, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’nin 48. yıl­dö­nü­mü do­la­yı­sıy­la Baş­kan Ha­şim Kı­lıç’ın yap­mış ol­du­ğu ko­nuş­ma, ada­let sis­te­mi­nin iz­le­me­si ge­re­ken ro­ta­yı or­ta­ya koy­ma­sı açı­sın­dan ol­duk­ça önem­liy­di. Kı­lıç, “Top­lu­mun ge­le­ce­ğe da­ir kor­ku­la­rı, yıl­lar­ca is­tis­mar edi­le­rek kul­la­nıl­mış; iş­ken­ce­le­rin, fai­li meç­hul­le­rin meş­ru ze­mi­ni oluş­tu­rul­ma­ya ça­lı­şıl­mış­tır. Yar­gı ge­le­cek ku­şak­la­ra ka­pan­ma­mış he­sap bı­rak­ma­ma­sı ge­re­ken bir güç­tür. Yar­gı bu he­sa­bı gör­me­ye baş­la­dı­ğın­da, elin­de­ki ada­let te­ra­zi­si­nin aya­rı­nı bo­zar­sa top­lu­mun gü­ve­ni­ni kay­be­de­cek­tir.” di­yor­du. Da­nış­tay sal­dı­rı­sı ve son­ra­sın­da ya­şa­nan­lar, ada­le­tin elin­de­ki te­ra­zi­nin aya­rı­nın iyi­ce bo­zul­du­ğu­nu ve top­lu­mun bü­yük bir ke­si­mi ta­ra­fın­dan ken­di­sine du­yu­lan gü­ve­ni kay­bet­ti­ği­ni gös­te­ri­yor. Baş­ta yük­sek yar­gı ol­mak üze­re, tüm yar­gı men­sup­la­rı­nın Ana­ya­sa Mah­ke­me­si Baş­ka­nı Ha­şim Kı­lıç’ın ko­nuş­ma­sı­nı dik­ka­te al­mış ol­ma­sı­nı ümit ede­lim. İş­te o za­man Da­nış­tay tü­rü komp­lo­la­rın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si­nin önü­ne ebe­di­yen ge­çil­miş ola­cak­tır.
Di­ğer yan­dan Da­nış­tay sal­dı­rı­sı­nın, “la­ik­li­ğe ay­kı­rı ey­lem­le­rin oda­ğı” ha­li­ne gel­di­ği id­di­asıy­la AK Par­ti hak­kın­da açı­lan ka­pat­ma da­va­sı­na “de­lil” oluş­tur­du­ğu­nu ha­tır­la­dı­ğı­mız­da, me­ta­zo­ri bir bi­çim­de ken­di ik­ti­da­rı­nı hal­ka yay­ma­ya ça­lı­şan de­rin ya­pı­lan­ma­nın tüm ka­ran­lık yön­le­ri or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­dan, si­ya­sal sis­te­min de si­ya­sal ak­tör­le­rin de si­ya­set üre­te­me­ye­cek bir du­ru­ma ge­le­cek­le­ri aşi­kâr. Tür­ki­ye Da­nış­tay sal­dı­rı­sı ve Er­ge­ne­kon Da­va­sı’nı ada­let te­ra­zi­si­nin den­ge­si­ni boz­ma­dan çö­züm­le­ye­bi­lir­se de­mok­ra­tik­leş­me yo­lun­da cid­di bir adım at­mış ola­cak­tır.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Ramazan Akkır