Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
JEOPOLİTİĞİN TUTSAĞI: ORTA ASYA
Orta Asya, tarihin başladığı yer... Çin ile Hazar, Rusya ile İran-Afganistan-Hindistan arasındaki bu bölge Asya’nın stratejik doğu-batı, kuzey-güney geçişlerinin düğümlendiği bölgedir. Sadece 60 milyon nüfusuna rağmen dünyanın mihveri olan bu jeopolitik “Kalbgâh”, veya Batılıların deyişiyle “Heartland” aynı zamanda çok zengin doğal kaynakları da bağrında taşıyor. İşte Orta Asya’yı tarihte de, bugün de demografi ile jeopolitik arasındaki bu gerilim belirliyor. Özellikle SSCB döneminde bu denge o kadar hassas kurulmuş ki, yetişmiş insan unsurunun en zengin olduğu Özbekistan’ın doğal kaynaklarca en fakir ülke olması tesadüf değil. Sovyetler’in çöküşünün ardından her biri ayrı birer ulus devlet olmak için uluslarını ‘yaratmaya’ koyulan bu cumhuriyetler, 1950’li yıllardaki Arap dünyasının görüntüsüne benzer bir durumda. Halbuki başarılı olabilmeleri için Asya sisteminin içinde bölgesel bir alt-sistem kurmaları şart. Türkiye’yse bölgeye hem stratejik ve rasyonel, hem de kültürel ve hissî bağlarla bağlı. Bize göre Orta Asya geçmişteki kalıntılarımızken Orta Asya’ya göre Türkiye, batıdaki uzantıları. Gerçekçi ve adil bir ortaklık politikası Orta Asya’yı yeni diktatörlerden azat edip bir zenginlik merkezi kılabilir.

Paylaş Tavsiye Et