O SABAH bütün evlerde kavga çıktı. Erkekler eşlerine “Saçlarını bundan sonra yandan ayıracaksın” diye emretti. Kimisi emre taktı, kimisi yandan ayrılmış saçın kendisine asla yakışmayacağına.
“Karar kesin” dedi, hanelerin erkekleri. “Ya evde kalırsın ya da saçlarını yandan ayırırsın.” “Ayırmazsam ne olur?” diye sordu gençliğine güvenenler. Gençliğine güvenip yasaklara omuz silkenler.
Babalar cevap verdi. Eşler cevap verdi. Ağabeyler cevap verdi: Eşikte bekleyen kapı polisi saçlarını yandan ayırmamış kadınların kimliğini iptal edecek.
“Yani ben saçımı yandan ayırmıyorum diye kimliksiz mi kalacağım?” diye şaşkınlığını dile getirdi genç kızlar. “Evet”, dedi babalar. “Kimliksiz kalacaksın.”
“Yani?” diye sordu saçları ortadan ayrılmış olanlar ya da kâkülleri alnına dökülenler. Yaniler bitmedi. Arka arkaya geldi. Lakin her yani sorusu tek bir cevap ile cevaplandı. Bambaşka evlerdeki bambaşka babalar birbirinin tıpatıp aynısı olan cevabı verdiler. Kimliğin olmadığını kamu polisi anlar ve seni karakola götürür. Kim olduğunu ispat edemeyeceğin için ömür boyu içerde kalırsın.
Yani sadece saçlarımı yandan ayırmadığım için.
Öyle.
O sabah sadece eskiden beri saçlarını yandan ayıran kadınlar için sabahtı. Ötekiler durduk yere gelmiş olan yandan saç kanununa nasıl uyum sağlayacağını bir türlü bilemedi. Bilemedikleri için büyük çoğunluk evinde kaldı.
Önce en yakın arkadaşa telefon edildi. Sonra bakalım kimler saçını yandan ayırıyor diye başka numaralar çevrildi. Telefonlar kilitlendiği için yasağa kimlerin dâhil olduğu hiç anlaşılamadı.
Yandan saçlılar o gün sokaklarda rahat edemedi. Herkes sanki onların yüzüne daha dikkatli bakıyor gibi geldi. Hele de kimliğinde ortadan ayrılmış saçları olanlar gün boyu rahatsız oldular. Ben eskiden beri saçımı yandan ayırıyordum diye izah etmeye çalıştılar gün boyu.
Mesai arkadaşlarından gelmeyenler vardı. Hiç gelmeyecek olanları düşündüler gün boyu. Saçını yandan ayırırsa güzelliğini kaybedecek olanları.
Bazıları gelmeyen mesai arkadaşlarının işini de yaptığı için gün boyu, ertesi gün saçını ortadan ayırıp evde oturmaya karar verdi. Herkesle gelen düğüm bayramdı madem. O halde evde oturur ben de TV seyrederim diye düşündü günün yorgunluğuna gark olmuş, yandan saç operasyonunun mağdurları.
Yandan saçlar operasyonu tuhaf bir rüzgar gibi esti sokaklarda. Günler, haftalar, aylar derken…
Sonunda sokaklarda hiç kadın kalmadı.
Erkekler ne kadar mutluydu. Bir maaş azalmış ama kadınlar hiç sokağa çıkmadığı için üstelik de ekran karşısında “kırpıklardan kumaş, kırıntılardan aş yapın” programlarının müdavimi oldukları için evin giderleri bir hayli düşmüştü. Bir tasarruf, bir tasarruf. İnternet üzerinden on pirinç tanesi ile on kişilik aile nasıl doyurulur seminerleri bile almaya başlamıştı çoğu.
Yandan saçlar operasyonu başarı ile devam ediyordu. Pek çok sorun kendiliğinden çözülmüştü. Tam komşu ülkelere de rejim ithal etmeye başlamışlardı ki…
Operasyonun başladığı günden itibaren doğan kız çocuklarının saçlarının çıkmadığı haberi ile haneler çalkalandı. Evet ya nasıl fark etmemişlerdi. Herkes sadece kendi kızının saçları yok zannediyordu. Kimse kimseyle görüşmediği için ve saç konusu asla telaffuz edilmediği için… Durum çocuk gribi salgını ile birlikte ortaya çıkmıştı. Doktorlardan biri son on gün içinde üç yaşın altında olan kız çocukların hiçbirinin saçının olmadığını fark edivermişti. Üç yıl. Yani yandan saçlar operasyonundan bu yana.
Saçları olmayan yeni bir kuşak geliyordu.
Yandan saç operasyonunu başarı ile sürdürmekte olanlar için bu tam da zurnanın zırt dediği yer oldu.
Derhal ödenekler ayrıldı. Araştırmalar başlatıldı. Ama araştırdıkça işin içinden çıkılması zorlaştı. Erkek bebeklerin saçı vardı. Kız bebeklerin saçının olmaması ise akıl alır gibi değildi.
Çılgınlık üzerinden imaj edinmiş bilim adamı, kapladı ekranları. “Kültürel genetik ile karşı karşıyayız” diye açıklamalarda bulundu. Kültürel direnişin biyolojik kodlar ile ortaya çıkışı olarak yorumluyordu durumu çılgın bilim adamı.
Saçlarını yandan ayırmadığı için evinde oturan kadınlardan pek hoşnut olan yönetim, bu defa bütün kadınlar aleyhinde bir soruşturma başlattı. Dazlak kız bebeklerin sahibi olan anneler çocuk haklarına aykırı davranmakla suçlandılar önce. Bebeklerini isyana teşvik etmekten her biri hakkında müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Sonunu mu merak ettiniz?
Tefrika edemeyeceğimize göre, geri kalanını siz tamamlayın. İlköğretim çağında çocuğu olan anneler bunu kolaylıkla yaparlar zaten. Çoklu zeka eğitimine aşinalıkları var ne de olsa.
Çoklu zeka eğitiminde hikayenin sonunu siz tamamlıyorsunuz velhasıl. Ne kadar insan o kadar son.
Paylaş
Tavsiye Et