14 Mart’ta tüm Türkiye’yi şok eden bir gelişme yaşandı. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, “Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle AKP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 162 sayfalık iddianamesinde Başsavcı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de dâhil olmak üzere AKP’li 71 kişiye 5 yıl siyaset yasağı getirilmesini istedi. İddianamede parti kapatmanın nedenleri ilk bölümde sıralanıyor. Ardından AKP’nin, laiklik karşıtı fiillerin odağı haline geldiği ve kapatılan Refah ile Fazilet partilerinin devamı olduğu iddiası yer alıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 61 madde halinde sıralanan laiklik ilkesine aykırı eylem ve demeçlerini, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik başta olmak üzere AKP milletvekillerinin ve belediye başkanlarının eylem ve demeçleri takip ediyor.
28 Mart’ta Anayasa Mahkemesi Raportörü, AKP’nin kapatılması talebiyle ilgili ön inceleme raporunu tamamladı; ardından rapor üyelere dağıtıldı. Bundan sonraki süreçte Anayasa Mahkemesi, iddianameyi kabul edebilir veya iade koşullarını taşıdığını belirterek geri gönderebilir. Sonuç her ne olursa olsun bu dava Türk siyasi hayatını derinden etkileyeceğe benziyor.
Tavsiye Et
“Ergenekon örgütü”ne yönelik son operasyonlar, örgüt yapılanmasıyla ilgili gerçekleri biraz daha aydınlattı. Bilindiği üzere 12 Haziran 2007’de İstanbul Ümraniye’de Çakmak mahallesindeki bir gecekonduda 27 adet el bombası ve TNT kalıpları ile fünyelerin ele geçirilmesinin ardından “Ergenekon çetesi” adı verilen bir örgüt ortaya çıkartılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca sürdürülen soruşturma kapsamında, 22 Ocak’ta İstanbul ve diğer illerde eş zamanlı operasyonlar düzenlenmiş ve çok sayıda kişi tutuklanmıştı. Soruşturma kapsamında son olarak, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Serhan Bolluk, Adnan Akfırat ve Ferit İlsever tutuklandı. Böylece Mart sonu itibarıyla tutuklu sayısı 44’e çıktı. Davayla ilgili gözaltına alınan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı İlhan Selçuk, Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki sorgularının ardından yurtdışı yasağı getirilerek serbest bırakıldı.
Farklı kesimlerden pek çok kişiyle ilişki içinde bulunan çete üyelerinin hangi amaçlarla bir arada oldukları basında ve kamuoyunda sorgulanıyor. “Danıştay baskını”ndan “Cumhuriyet gazetesi saldırıları”na kadar pek çok olayın iç içe geçtiği saptanan bu davanın sonuca ulaşıp ulaşmayacağı ise merak konusu.
Tavsiye Et
Geçtiğimiz yaz Hamas’ın Gazze’de kontrolü ele almasının ardından planlanan ancak Kasım ayında Annapolis’te düzenlenecek “barış” konferansına zarar vermemesi için ertelenen askerî operasyon, İsrail ile el-Fetih arasında müzakerelerin devam ettiği bir ortamda yapıldı. Hamas’ın Şubat ortalarındaki ateşkes teklifine karşın İsrail, Mart ayında Gazze’ye havadan ve karadan geniş çaplı operasyonlar düzenledi. Bununla yetinmeyen İsrail, bu saldırılarına karşılık verilmesi durumunda “Filistinlilere büyük bir soykırım” yapacağı tehdidinde bulundu. Katliamı andıran saldırılarda bir ay içinde, aralarında çocukların da bulunduğu 300 kadar Filistinli hayatını kaybetti.
Öte yandan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, barış müzakereleri ve güvenlik konularında görüşmeler yapmak amacıyla İsrail’e gitti. Beklendiği gibi bu ziyaret İsrail saldırılarını olumlar nitelikteydi. Zira Cheney, ABD’nin İsrail’e, varlığını tehlikeye düşürecek adımlar atması için asla baskı yapmayacağını vurguladı. Bu şartlar altında Ortadoğu’da barış ufukta görünmüyor.
Tavsiye Et
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, 30 yıl aradan sonra Irak’ı ziyaret eden ilk İran lideri oldu. 3 Mart’ta gerçekleştirilen ziyarette Ahmedinejad Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Başbakan Nuri el-Maliki, parti liderleri ve bazı milletvekilleriyle görüştü; bir Şii türbesini de ziyaret etti. Bu ziyareti nasip ettiği için Allah’a şükrederek başladığı konuşmasında, “diktatörsüz bir Irak’a yapılan ziyaretin gerçek olduğunu ve kendilerine mutluluk verdiğini” vurguladı. 20 başlığın ele alındığı ziyaret sırasında, iki ülke arasında, Irak sanayisine destek, güvenlik, gümrük, maden arama ve taşımacılık gibi konularda anlaşmalar imzalandı. İran Irak’a 1 milyar dolar borç vermeyi taahhüt etti. Ülkenin yabancı askerlerden arındırılması gerektiğini vurgulayan Ahmedinejad, ABD’ye göndermede bulunmayı da ihmal etmedi. Öte yandan ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen’in, İran Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu bir sırada Irak’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmesi dikkatlerden kaçmadı.
Tavsiye Et
İslam dünyasının sorunlarını görüşmek üzere toplanan İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Senegal’in başkenti Dakar’da yapıldı. 13-14 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen İKT’nin 11. zirvesine, 57 üye ülkenin devlet başkanlarının yanı sıra BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile gözlemci statüsündeki Rusya’nın dışişleri bakanı Sergey Lavrov katıldı. Türkiye’yi ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığındaki heyet temsil etti. Malezya Başbakanı Abdullah Bedevi, 2003’ten bu yana sürdürdüğü İslam Zirvesi Başkanlığı’nı Senegal Cumhurbaşkanı Abdulaye Wade’ye devretti. Mısır, Filistin ve Türkiye ise başkan yardımcısı oldu.
Zirve sonunda liderler tarafından imzalanan ortak bildiride, medeniyetler arası diyalog çağrısı yapılırken terörizmle mücadelenin önemi de vurgulandı. İsrail’in Filistinlilere karşı orantısız güç kullanımının yanı sıra Taliban, el-Kaide ve diğer terörist grupların Afgan halkına yönelik saldırıları kınandı. Kuzey Kıbrıs’a desteğin yinelendiği zirvede ayrıca, İKT’nin Kosova halkıyla dayanışma içinde olduğu ifade edildi. Batı Trakya’daki Türk azınlığa destek de dile getirildi.
Zirvede önemli bir gelişme de yaşandı. BM Genel Sekreteri Ki-Mun ve Senegal Devlet Başkanı Wade arabuluculuğunda Sudan ve Çad liderleri, silahlı grupların Darfur dâhil ortak sınır bölgesinde eylemde bulunmalarının önlenmesi konusunda prensip anlaşmasına vardı.
Bölgesel sorunları görüşmek için zirveyi fırsat bilen Cumhurbaşkanı Gül, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi ve Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile ikili görüşmelerde bulundu.
Tavsiye Et
Malezya ve Fransa’da yapılan seçimler dünya kamuoyunda çokça tartışıldı. Malezya’da 8 Mart’ta yapılan parlamento ve eyalet seçimlerinde, yaklaşık 50 yıldır iktidarda olan Ulusal Cephe büyük bir darbe aldı. Parlamentodaki toplam 222 sandalyeden 140’ını Ulusal Cephe kazanırken; Enver İbrahim’in Halk ve Adalet Partisi 31, en güçlü muhalefet olarak gösterilen Malezya İslam Partisi 23, Demokratik Hareket Partisi ise 28 milletvekilliği kazandı. Yine üç bakanın yanı sıra hükümetteki Ulusal Cephe koalisyonunda yer alan Hint Partisi lideri S. Samy Vellu ile Cephe’nin en büyük ortaklarından Çin etnik grubunu temsil eden parti lideri Dr. Koh Tsu Koo da parlamentoya giremedi. Eyalet seçimlerinde de Ulusal Cephe, ülkedeki beş büyük eyaleti muhalefete kaptırdı. Yenilgiye rağmen Başbakan Abdullah Ahmet Bedevi yeni görevine başlarken, bu seçimler, ülkedeki önemli gelişmelerin habercisi olarak görülüyor.
Fransa’da yapılan yerel seçimler ise iktidarda şok etkisi yarattı. 9 Mart’ta ilk turu, 16 Mart’ta da ikinci turu yapılan yerel seçimlerde, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin iktidardaki partisi Halk Hareketi (UMP), önemli ölçüde oy kaybetti. Sol partilerin oluşturduğu ortak liste oyların %50’ye yakınını alarak, UMP’nin diğer küçük sağ siyasal oluşumlarla girdiği listeye birkaç puan fark attı. UMP, büyük kentler içinde yalnızca Marsilya’yı elinde tutabildi. Hükümetin “güvenoyu” niteliğindeki seçimlerde başarısız olması ise, Sarkozy’nin sürdürdüğü politikaların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Tavsiye Et