Fikret Karakaya
Yapım: Güvercin Müzik, 2008
Bir albüm adı bu. Az buçuk kültür sanat meselelerine vakıf biri bu albümdeki adlandırmanın ardında yatan bağı kolaylıkla çıkarsayabilir. Türk Şiiri’nin zamaneleşmesinde katkısı tartışılamaz Yahya Kemal’in, eski şiirimize mütenasip şiirlerini biraraya getirdiği kitaba verdiği isim: Eski Şiirin Rüzgârıyla.
Fikret Karakaya eski müziğimize aşinalardan. Kemençeci. Albümde tam 22 parça var. Hepsi de saz eseri. Ya taksim, ya peşrev, yahut semai. Fikret Karakaya kendi yareniyle birlikte stüdyoya girip kaydetmiş albümü. Belli ki ruhundan çok şey katmış. Besteler de kendisine ait.
Albümde beni asıl heyecanlandıran, gerek beste ve gerekse icra esnasında kusursuza yakın parçalar değil, o parçaların bestelenme ve icra aşamalarına dair notları ve Fikret Karakaya’nın müzik anlayışını, müzikal serüvenini anlattığı metindi. Malûm, bizde adetten değildir. Arı bal yapar ama nasıl yaptığını izah etmez hesabı, bizde sanatçıların, hele klasik sanatlarla ilgilenenlerin yaptıkları işin icraına değil de kuramına ilişkin yazıp çizmelerine pek rastlamazsınız. Aynı zamanda sanatkârane maceralarını da kaleme almazlar. En fazla dost meclislerinde konuşulur ve orada kalırlar. Albüm sırf bu açıdan bile ilgiyi hak ediyor.
Son bir şey daha: Fikret Karakaya’nın Eski Musikinin Rüzgârıyla adlı albümü daha yeni geçti elime. Ve o günden beri başka hiçbir müzik dinlemedim. Ve henüz yorulmadım da.
Bilmem anlatabiliyor muyum? / Hasanali Yıldırım
Tavsiye Et
Jazz For Babies
Yapım: EMI-Blue Note, 2006
Bebelere Şebelere Caz
Sağda solda, arkadaşlarınızın evinde, olmadı müzik mağazalarında görmüşsünüzdür. Çocuklar İçin Klasik Müzik, Bebekler İçin Klasik Müzik, Bebekler İçin Mozart falan. Öyle bir furya bu. Hatta yerli malı, yurdun malı versiyonları da var. Bu arada bimaristandan filân da haberdarsınızdır; hani hastalarını müzikle de tedavi eden hastane. Müzik dinletilerek daha gür ve daha hoş kokulu büyütülen çiçekler... Dedim ya, iyi bir furya bu sektör için. Anneler Günü’nden de, Sevgililer Günü’nden de daha etkili.
Bu modanın en bilindik malzemesi Mozart. Yaşarken yokluğa mahkûm edilen bu Avusturyalı besteci, öldükten sonra sektörün en münbit tarlalarından biri hâline getirildi. Gel zaman, git zaman çocuklar da bu yağmanın muhatapları oldu. Erken yaşta çocukların klasik müzik dinlemesi zihinlerinin gelişmesine ve güçlenmesine müspet katkılarda bulunmaktaymış. Pedagoglara sorarsanız böyle bir uygulamanın faydasının belirlenemeyeceğini ama en azından çocuklara ciddi bir zarar teşkil etmeyeceği cevabını alırsınız. Ben sordum da, oradan bilmekteyim.
Anlayacağınız, zihin açan böyle albümler iştah şuruplarından çok satar hâle geldi Frengistan’da. Klasikçiler bu zihin açıcı albümler furyasının hakimi ama cazcıların başı kel mi? En azından hepsinin değil ya. Hani şu EMI nam şirket var ya. Klasik Müzik türünün en klasik anlayışta yorumlanmış albümlerini basan şirket. İşte o şirket de oturmuş, Blue Note şirketiyle ortaklaşa bir derleme yapmışlar: Jazz For Babies. Bebelere Caz yani...
Bilindiği gibi Blue Note aslında şirketin adı ama zamanla bu ad, bir türün adına da dönüşmüş. Yumuşak, hoş, ana akıma yakın, bazen soğuk ama kesinlikle kolay dinlenebilir bir caz formatı bu. Ama ‘ucuz’ değil.
Bu açıdan Jazz For Babies’i günün her saatinde dinleyebileceğiniz, gerilimsiz, dertsiz, tasasız, sözsüz, sevecen bir eşlik albümü diye de değerlendirebilirsiniz. Hani Disney/Pixar yapımı çizgi filmlerdeki esprilerin çoğu, filmi çocuklarıyla birlikte izlemeye gelen anne babalar için hazırlanır ya, o hesap. İster çocuğunuzun, hatta bebeğinizin dinleyeceği bir albüm olarak değerlendirebilirsiniz, isterseniz bebeğinizle veya çocuğunuzla birlikte rahatça dinleyebileceğiniz bir albüm olarak.
Bir ‘aile cazı’ albümü yani. Tabii ki böyle bir tür yok. Ama belli olmaz; böyle albümler çok satarsa... Kimbilir. /Hasanali Yıldırım
Tavsiye Et
Solid Ether
Yapım: ECM, 1998
Uzak Diyarlardan Bir Derinlik
Khmerler, Kamboçya’nın ekseriyetini teşkil eden millet. Hani Kızıl Khmerler ifadesinden tanıdığımız. Nils Peter Molvaer ise Norveçli bir caz müzisyeni. Normalde aynı anda anılmaları mümkün görünmeyen bu iki adın bir araya gelmesini sağlayan bir müzik albümü. Hem de has bir müzik albümü; has ve hususi. Ve tabii ki kalitenin kalesi ECM’den.
Nils Peter Molvaer’ı tek kelimeyle anlatmam istenseydi, şunu seçerdim: Derin. Müziğini anlatacak en iyi kelime bu. Hem icracıyken, hem de besteciyken... Farkındayım, zihnimiz hallaç pamuğu gibi savrulmuş ve kelimelerin içi hayâsızca boşaltılmış durumda. Ama yine de hâlleşmek için onlara muhtacız ya. Molvaer da müziğindeki derinliği ifade edebilmek için trumpetini bir alet olarak kullanmanın ötesine geçmeyi başarmış bir müzisyen. Evet trumpet onda bir meramı ifade aracı değil, meramın ta kendisi hâline gelmiş durumda. Molvaer’ın şaheseri de Khmer adlı albümü.
Molvaer derin ve mistik bir kişilik dedik ya. Sanırım albüme Khmer adının konması da bununla alâkalı. Çünkü Khmerler Theravada mezhebi mensubu. Theravada mı? Budacılık inancının bir kolu. Artık Budacılık’la mı irtibatlandırılmalı yoksa Nordik Caz türünün kendine özgü o karamsar, boğuk, bulanık ve iç burkan tonalitesiyle mi size kalmış; fakat albümün bütününe hakim öğe bu: Derinlik. Tavizsiz, ivazsız ve alttan alta işleyen bir derinlik. Bir yeraltı suyu kesifliğinde hem de. Özellikle de albümdeki sekiz parçaya lokomotiflik eden ve albümle aynı adı paylaşan giriş parçası Khmer... Tabii bütün parçaların bestesi Molvaer’a ait.
Sanatçıya altı kişilik bir ekip eşlik etmiş albümde. Aralarında kimler yok ki: Eivind Aarset, Morten Molster, Rune Arnesen... Hepsi de kendi alanlarının şahikaları. Albümdeki bütün müzisyenlerin başka bir ortaklığı da var: Hepsi Kuzeyli.
Fakat şaşırtıcı nokta şu: Albüm tipik bir Kuzey cazı albümü değil. Daha cihanşümul, daha kültürlerüstü ve çok daha klasikleşmeye yatkın (Buradaki klasik, tür anlamında değil, değer kastında).
Bir şey daha var albümle ilgili söylenmesi gereken: Evet, Khmer caz müzisyenlerinden müteşekkil bir ekip tarafından caz anlayışı etrafında kotarılmış bir caz albümü. İyi de bir caz albümü. Ama kazın ayağının öyle olmadığı nokta da burada: Khmer’i herkes, evet herkes, caz seven, sevmeyen; klasik seven, türkü seven, şarkı seven herkes dinleyebilir.
Kısaca söylemek gerekirse ruhu olan herkes... müspet veya menfi, az biraz ruhunuzla irtibat hâlindeyseniz göreceksiniz ki Molvaer sizin ruh kardeşiniz. /Hasanali Yıldırım
Tavsiye Et