Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (February 2007) > Dosya > DARBELER VE DEMOKRASİ
Dosya
DARBELER VE DEMOKRASİ

Hükümet darbeleri, Türk siyasi hayatının en sevimsiz sabiteleri. Neredeyse onar yıllık aralarla sivil alana müdahale gereği duyuluyor. Milletin seçtiği temsilciler iktidardan uzaklaştırılıp, yerine “talimat almaya uygun” sözde siyaset adamları getiriliyor. Ve istisnasız, ilk ‘normal’ seçimde millet tekrar ağırlığını koyarak, kendine rağmen iktidara getirilenleri tarihin çöplüğüne atıyor.
Dosyamızda Bekir Berat Özipek darbe-karşıtı mücadelenin ahlakî çerçevesini çiziyor. İyi darbe-kötü darbe ayrımı yapılamayacağını belirten Özipek, “hangi nedenle ve kime karşı yapılmış olursa olsun, demokrasiye yönelik müdahaleleri topyekün reddetmek zorundayız” diyor. Türkiye’de darbelerin ekonomi politiğini irdeleyen Sadık Ünay ise darbelerle makro-ekonomik krizler arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.
Serhat Buhari Baytekin, Türkiye’de statükonun Atatürk’ün değil, 27 Mayıs Darbesi’nin eseri olduğunu söylüyor: “Türk demokrasisi, darbelerin anası olan ve değişimin önünü kapatan 27 Mayıs’ı tasfiye etmedikçe doğal gelişimini sürdüremeyecektir.”
Mahir Kaynak, 12 Mart Darbesi’nin ABD-SSCB rekabetinin değil, ABD-Avrupa rekabetinin sonucu olduğunu söyleyerek yine ezber bozuyor: “12 Mart Muhtırası’nın muhatabı hükümet olmasına rağmen hasmı faklıydı. Görünüşte sol bir darbe önleniyor ve bunun bir Sovyet projesi olduğu ima ediliyordu. Gerçekte Avrupa’nın hazırladığı bir dönüşüm, ABD tarafından engellenmişti.”
12 Eylül’ün otopsisini yapan Mümtaz’er Türköne, “Bütün darbecilerin ortak korkusu sivil bir dirençle karşılaşma ihtimalidir” diyor: “Bu sivil direnç ve iradeyi, askerî vesayet iddiasının tam karşısına kuvvetle yerleştirmek ve silahlı gücü anayasa ve hukukun içinde tutmak zorundayız.”
28 Şubat Müdahalesi’nin “Dinamizmini yitirmiş ekonomik ve siyasî/bürokratik çevrelerin, dinamik halk kesimlerini iktidardan uzak tutma girişimi” olduğunu söyleyen A. Kemal Özer, müdahalenin ülkeyi 2001 krizine sürükleyen ve devleti adeta iflas ettiren ana etken olduğuna dikkat çekiyor.
Darbeler hükümetlere değil, millete karşı yapılıyor.


Paylaş Tavsiye Et