23-25 EYLÜL 2004 tarihleri arasında İstanbul’da birçok açıdan ‘ilk’leri bünyesinde barındıran 1. Türkiye Üstün Yetenekli Çocuklar Kongresi gerçekleştirildi. Milli Eğitim Bakanlığı, Marmara Üniversitesi ve Çocuk Vakfı’nın işbirliğiyle düzenlenen kongreye akademisyenler ve uygulamacıların yanında 9-13 yaş grubundan üstün yetenekli öğrenciler de katıldı. Üstün yetenekli çocukların sorunlarının bütün boyutlarıyla ele alındığı kongrenin başkanlığını Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu, sözcülüğünü ise Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin yaptı.
Üstün yetenekli çocuklar; yüksek zihin ve zekâ, hayal gücü, yaratıcılık ile dünyaya gelen doğuştan ‘armağanlı’ çocuklar. Eflatun’un Devlet’inde ‘altın çocuklar’ olarak nitelendirdiği yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren bu çocukların, farklı özelliklerine ve gereksinmelerine binaen farklı bir eğitimle de desteklenmeleri gerekiyor. İnsanlık tarihi boyunca büyük sıçramalara öncülük edenlerin “üstün yetenekli çocukları” eğitebilen medeniyetler olduğunu düşünürsek, bu çocukların yeteneklerini geliştirerek kapasitelerini en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak her ülkenin geleceği açısından büyük önem taşımakta. Ancak ülkemizdeki bireysel farklılıkları göz ardı eden tek tipleştirici eğitim uygulamaları nedeniyle, üstün yetenekli çocukların pek çoğu keşfedilmeye bile fırsat bulamıyor. Enderûn gibi, dünya eğitim tarihinde benzeri bulunmayan bir şekilde üstün yeteneklileri belirleyip geliştiren bir eğitim-öğretim kurumu geleneğine sahip olan Türkiye, bugün sayısı 621 bin olarak tahmin edilen üstün yetenekli birey hazinesini eğitemeyen ve daha kötüsü keşfedemeyen bir ülke durumunda.
Ülkemizde üstün yetenekli çocuklar konusunda yaşanan sorunlara dikkat çekmek, bu alandaki bilgi birikimini artırmak ve üstün yeteneklilerin belirlenip seviyelerine uygun eğitilmeleri için gerekli uyanışı sağlamak amacı ile düzenlenen 1. Türkiye Üstün Yetenekli Çocuklar Kongresi’nin açılış konuşmalarını sırasıyla, Mustafa Ruhi Şirin, Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu, MEB Özel Eğitim Müdürü Ali Haydar Sıldıroğlu, Hüseyin Üzülmez, Prof. Dr. İrfan Güney ve TBMM Başkanı Bülent Arınç yaptılar. Mustafa Ruhi Şirin’in deyişiyle; “nesne çocuk” değil, kararlara katılan ve görüşleri dinlenen “özne çocuk” yaklaşımının benimsendiği kongrede elli altı üstün yetenekli öğrenci, “Çocuklar eğitimleri konusunda neler düşünüyor ve düşlüyorlar?” isimli panelde buluştu. İkinci panelin konusu ise “Türkiye’de üstün yetenekli çocuk eğitiminin dünü, bugünü, geleceği”ydi. Kongrede sunulan elli bildiri ile üstün yetenekli eğitiminin tarihçesi, üstün yetenekli çocukların tanımlanması için model önerileri, yetenekleri ve sorunları, doğalarına uygun eğitim programları, aileler ve rehberlik konuları ele alındı. Katılımcı çocuklar için resim, müzik, edebiyat gibi alanlarda çeşitli etkinliklerin düzenlendiği kongrede durum tespiti ve politika önerileri komisyonları toplanarak kararlar aldı.
Sonuç bildirgesinde Türkiye Üstün Yeteneklileri Değerlendirme Kurumu şemsiyesi altında “Yetenek Tanılama ve İzleme (YETİ) merkezleri ve noktaları” kurulması önerilen kongreyle ilgili iki rapor ve dört kitap Çocuk Vakfı tarafından yayımlandı; Türkiye’de Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimi Durum Tespiti Raporu, Türkiye Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimine Yönelik Politika Önerileri, Bildiriler Kitabı, Makale Kitabı, Üstün Yetenekli Çocuklar El Kitabı, Üstün Yetenekli Çocuk Görüşü Kitabı.
Konfüçyüs’ün “Bir neslin kaderini bir önceki nesil belirler” sözünü slogan olarak seçen ve üç yıl sonra ikincisi düzenlenecek olan bu kongrede alınan kararların üstün yetenekli çocukların ve dolaylı olarak ülkemizin yarınlarına ışık tutmasını ümit ediyoruz.
Paylaş
Tavsiye Et