RUSYA’NIN 2008 Ağustos’unu domine eden Gürcistan merkezli keskin hamleleri ile birlikte uluslararası sistemde yeni bir döneme girildi. Rusya’nın bu hamleleri yapmasını sağlayan sürecin tetiğini de Gürcistan’ın kendisinden tek taraflı bağımsızlık ilan eden Güney Osetya özerk bölgesinin başkenti Tskhinvali’ye 7 Ağustos gecesi askerî birlik göndermesi çekti. Rusya da Osetleri korumak iddiasıyla zaten yıllardır barış gücü askerlerinin konuşlandığı bölgeyi 8 Ağustos’ta bombalamaya başladı. 12 Ağustos’a kadar devam eden ve Gürcistan’ın askerî gücünü büyük ölçüde bertaraf eden Rus saldırıları nedeniyle Gürcistan, Güney Osetya’nın yanı sıra bağımsızlık arayışındaki diğer özerk bölgesi Abhazya’dan da tamamen geri çekilmek zorunda kaldı.
Aralarında ABD Başkanı George Bush ile Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in de bulunduğu dünya liderlerinin Olimpiyatlar’ın açılış törenlerini izlemek için Pekin Ulusal Stadyumu’nun koltuklarına dizildiği bir esnada yaşanan bu mini savaş dünyayı şok etti. Gürcistan’ın Güney Osetya meselesini, Rusya’ya rağmen, askerî yöntemle çözmeye kalkışması ve Rusya’nın da Batı’nın desteklediği Gürcistan’a bu kadar ağır bir cevap vermesi, 3. Dünya Savaşı’nı başlatacak kıvılcımın bir anda alev alabileceği korkusunu yaşattı. Özellikle Rusya’ya komşu ülkeler bu korkuyu iliklerine kadar hisseti.
AB dönem başkanlığını yürüten Fransa’nın Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin arabuluculuğunda 15 Ağustos’ta Rusya ile Gürcistan arasında resmen ateşkes anlaşması imzalandı. Gürcistan’ın başkenti Tiflis yakınlarına kadar gelen Rus birliklerinin bir kısmı ateşkes sonrası geri çekilirken, bir kısmı Güney Osetya ve Abhazya’da kalmayı sürdürdü. 2 binden fazla kişinin öldüğü ve 22 bin kişinin evini terk etmek zorunda kaldığı savaşta büyük ekonomik hasara uğrayan Gürcistan, hem Rusya’ya hem de ABD’ye çoktandır planladıkları adımları atmaları için bekledikleri fırsatı yaratarak Pandora’nın kutusunun açılmasını sağladı. Dışarı çıkan kötülükleri tekrar kutuya doldurmak ise zor görünüyor.
Nitekim ABD’nin kısa sürede gelen karşı hamlesi bu zorluğun boyutlarını ortaya koyuyor. Rusya-Gürcistan krizi sırasında Rusya’yı kınama ve uyarma şeklinde düşük yoğunluklu bir tavır sergileyen ABD asıl cevabını, Polonya ile füze kalkanı projesi anlaşması imzalayarak verdi. 25 yıl önce Soğuk Savaş sırasında dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’ın önerdiği “Yıldız Savaşları” projesinin uzantısı olan “Yıldız Savaşları’nın Oğlu” füze önleme sisteminin ana bölümünü oluşturan ve Polonya’ya 10 adet önleyici füze yerleştirilmesini öngören anlaşma 20 Ağustos’ta imzalandı. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile Polonyalı muadili Radoslaw Sikorski tarafından Polonya’nın başkenti Varşova’da merasimle imzalanan anlaşma uyarınca, füzelerin Rusya’nın batı sınırından 180 kilometre uzağına yerleştirilmesi 2012 yılına kadar tamamlanacak. Sistemin diğer kısmını oluşturan Çek Cumhuriyeti’ne X bandı radarı yerleştirilmesi anlaşması, Nisan’daki NATO Bükreş Zirvesi’nde imzalanmıştı.
Bükreş Zirvesi’nde Almanya ve Fransa’yı yanına çekerek Polonya’ya füze kalkanı yerleştirilmesini durdurabilen Rusya, bu anlaşmaya ateş püskürdü. Rice’ın “İran ve Kuzey Kore gibi ülkelerin uzun menzilli füzelerinden kaynaklanan 21. yüzyılın yeni tehditleriyle baş etmemize yardım edecek. Savunma amaçlı ve kimseyi hedef almıyor” mesajı da haliyle Rusya’yı yatıştırmadı. Aynı gün NATO ile tüm askerî bağlarını koparan Rusya, kendi savunma sistemini hedef aldığını söylediği füze kalkanı anlaşmasına karşı sadece diplomatik yollarla tepki vermeyeceğini açıkladı. Ve 26 Ağustos’ta Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıyarak sözünü tuttu. Rusya bu restiyle, Şubat’ta Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan eden Kosova’nın ABD ve Avrupa ülkelerince tanınması karşısında bir tehdit olarak kullandığı en önemli kartını açmış oldu. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün 28 Ağustos’ta Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de düzenlenen zirvesi ile de Asyalı müttefikleri Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’ın büyük ölçüde desteğini aldı.
Soğuk Savaş “Reloaded”
Rus-Gürcü savaşı ile başlayan süreç için gerek uluslararası politikayla ilgilenen yazar ve akademisyenler gerekse de İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband gibi Avrupalı politikacılar “Yeni Soğuk Savaş” tanımını kullanıyorlar. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev de, Rusya’nın yeni bir soğuk savaş da dâhil hiçbir şeyden korkmadığını söyleyerek kavramın kullanımını güçlendiriyor. Böylece ABD ve İngiltere’nin başı çektiği bazı Avrupa ülkeleri ile Rusya arasındaki diplomatik söylemler ile gizlenmeye çalışılan güç mücadelesi, artık kelimeler savaşı eşliğinde ilerleyen sert bir oyun halini alıyor. Rusya ile ABD arasında Karadeniz’in batısında Balkanlar ve Doğu Avrupa, Karadeniz’in doğusunda ise Orta Asya, Kafkaslar ve Hazar üzerinde yaşanan güç mücadelesi, tam bir yüzleşme sarmalına dönüşüyor.
Birçok Amerikalı ve İngiliz yorumcu, Rusya’yı tarihî nüfuz alanları üzerinden çevreleme ve enerji kaynaklarının kontrolünden uzaklaştırma politikalarının sınırları zorladığını ifade etmişlerdi. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın güzergahındaki Gürcistan ile mevcut anlaşma gereği 2017 yılına kadar Karadeniz’deki Sivastopol limanında Rus donanmasına ev sahipliği yapmak zorunda olan Ukrayna’da renkli devrimlerle iktidara gelen ABD yanlısı yönetimler Rusya’yı cepheden karşılarına almayı tercih ettiler. ABD’nin bu iki ülkeyi NATO üyesi yapmak istemesi, Sırbistan’ın bölünmesinin önünü açması, Gürcistan’ı silahlandırması ve NATO çerçevesinde Karadeniz’e savaş gemileri göndermek istemesi, Rusya’yı hayati çıkarlarını korumak için pençelerini çıkarmaya yöneltiyor.
Bu faulleri bol oyunda Rusya’ya karşı ABD’nin vekil savaşını yürüten Gürcistan’a ise Amerikan ve Rus fillerinin tepişmesinde ezilen çimen rolünü oynamak kalıyor. Ülkesini düşürdüğü durum yüzünden halkının büyük tepkisini çeken Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili oyunun bir numaralı kaybedeni durumunda. Saakaşvili, Sovyetler Birliği’nin son yıllarında dışişleri bakanlığı yapan ve Rusya ile ABD arasında denge kurmaya çalışan yaşlı kurt Eduard Şevardnadze’nin Batı destekli sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde düzenlenen protesto gösterileriyle devrilmesinin ardından 2004 başlarında göreve gelmişti. İlk icraatı Gürcistan’ın 500 yıldır kullandığı bayrağını Ortaçağ’daki Gürcistan krallığının beş haçlı bayrağı ile değiştirmek olan Saakaşvili’nin aşırı milliyetçi ve ABD güdümündeki politikaları, ülkesini felakete sürüklemekten başka bir işe yaramadı.
1990’ların ikinci yarısında Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesini acımasızca bastıran Rusya, Ukrayna’ya karşı Kırım, Moldova’ya karşı ise Prednestrovye Rus Azınlık Cumhuriyeti kartlarını hâlâ elinde bekletiyor. İşlerin daha da kızışması halinde bu kartları da her an oyuna sürebilir. ABD’nin Soğuk Savaş sonrasının o pek hoşuna giden tek kutuplu dünya düzeni, Gürcistan’da mezara gömüldü. Sadece Güney Kafkasya’nın değil tüm dünyanın barış ve istikrarı, Amerikalı ve Rus liderlerin ülkelerinin çıkarlarının peşinde koşarken akıl ve sağduyularını ne ölçüde koruyabileceklerine bağlı.
Paylaş
Tavsiye Et