12 EYLÜL’DE Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, federal hükümetin istifasını kabul etmesi ve hemen yeni bir başbakan ataması gerek siyasi çevrelerde gerekse de dünyada beklenmeyen bir manevra olarak yankı buldu. Parlamento seçimlerine iki buçuk, başkanlık seçimlerine ise altı ay kala yapılan bu değişiklik yerli ve yabancı analizcileri de şaşırttı. Yeni Başbakan Viktor Zubkov’un parlamentonun alt kanadı Duma’da güvenoyu alması ile birlikte bundan sonraki gidişatın nasıl gelişeceği hususu, yeni tartışmaları alevlendirdi. Bu tartışmaların birbiriyle bağlantılı iki yönü bulunuyor. Duma seçimlerine dönük yönü ikincil planda kalıyor; daha önemlisi ise Putin-sonrası dönemi ilgilendiriyor, yani tartışmaların temelinde Putin’in iktidarı devretme(me)si ve Rusya’nın geleceğiyle ilgili konular yatıyor.
Her ne kadar Putin, hükümet değişikliğinin teknik bir mesele olduğunu belirtse de, anlaşıldığı kadarıyla, bunun arkasında ince düşünülmüş planlar var. Ülkenin bir seçim sath-ı mailine girdiği dönemde birkaç yıldır sorunsuz işleyen hükümetin değiştirilmesinin başka açıklamaları olmalı.
Yeri gelmişken belirteyim, istifa eden Fradkov hükümetinin performansı hiç de fena değildi. Geçen üç buçuk yıllık sürede enflasyon ilk defa iki haneli rakamlardan tek haneliye, yani %9’a indi; SSCB’den kalan borçlar tamamen ödendi; geçen sene ülkeye giren sermaye 41 milyar dolara ulaştı; maaş ve emekli ödeneklerinde artış gözlendi. Petrol fiyatlarının yüksek seviyede seyretmesi, makroekonomik göstergelerde iyileşmelere neden olsa da sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlarda hükümetin bazı bakanları şiddetle eleştiriliyordu. Hükümet istifa ettirilerek hem şikayet kaynağı olan bakanlar görevlerinden alındı, hem de seçim öncesi yönetici elit içinde atalet ve bölünme eğilimleri engellendi. Böylece parlamento seçimlerinin daha rahat bir ortamda yapılacağı öngörülüyor. Mevcut hükümetin en azından Mayıs 2008’e kadar, yani yeni devlet başkanı yemin edene kadar görevde kalacağı belirtiliyor.
Bu arada, yeni Başbakan Viktor Zubkov’un da aslında tesadüfi bir isim olmadığı, Putin’e bağlılığı ile bilinen mali bir istihbaratçı olduğu bildiriliyor. Sovyet müesseselerinde uzun bir yöneticilik tecrübesi olan 1941 doğumlu Zubkov’un Putin ile yolları, 1992’de Petersburg Belediyesi Dış İlişkiler Komitesi’nde kesişti. Zubkov, 2004’ten itibaren başkanlığını yürüttüğü Rusya Federal Finans Takip Kurumu (RosFinMonitoring)’nda kendini cevval bir bürokrat olarak gösterdi; burada bankalar vasıtasıyla kara para aklama operasyonlarını önleyen etkili bir sistem kurdu. Ülkedeki birçok grubun mali durumuyla ilgili elde ettiği bilgi ve tecrübeden, bundan sonra yapılacak yolsuzlukla mücadelede faydalanacağı tahmin ediliyor.
Mevzubahis hükümet değişikliğinin ikinci yönü, Putin-sonrası dönemi şekillendirmekle ilgili. Süper-başkanlık sisteminin mevcut olduğu Rusya Federasyonu’nda tabii ki, müstakbel başkanın kimliği en hayati meselelerden biri. Bu nedenle, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri bir sene önceden ülke gündemine girdiği halde, Rusya’da iki senedir Putin’in halefinin kim olacağı konusu çeşitli düzeylerde müzakere ediliyor. Şayet seçimlere kadar değiştirilmez ise mevcut anayasaya göre, Putin’in bir dönem daha başkanlık yapması mümkün değil. Dolayısıyla mevcut politikaların devam ettirilmesi şartıyla Putin, iktidarı devretme(me)nin yollarını arıyor.
Putin’in önünde en az üç seçeneğin olduğu konuşuluyor: Birincisi Yeltsin formülü, yani kendisi istifa ederek yerine Başbakan Zubkov’un vekalet etmesi ve böylece onun başkan seçilmesini sağlamak; ikincisi, isimleri henüz resmen netleşmeyen diğer adaylardan birini halef ilan etmek; üçüncüsü ise, son anda referandum ile anayasa değişikliği yaparak üçüncü dönem için yeniden seçilmek. Birinci formüle, “geri gelmek üzere gitmek” de denilebilir; yani Putin bir süreliğine resmen iktidar dışında kalacak. Bu durumda, geçici bir başkana gerek duyuluyor; 66 yaşındaki Zubkov da böyle bir görev için biçilmiş kaftan. Onun bir dönem değil, bir sene sonra bile istifasını sunması söz konusu olabilir; böylece yeni seçimlerde Putin rahat bir şekilde geri gelebilir. Bu yolla anayasa ve “demokratik teamüller”e de uygunluk sağlanmış olur.
İkinci seçeneğe gelince, Zubkov dışında muhtemel adaylar arasında eski hükümette başbakan yardımcıları olan Sergey Ivanov, Dmitri Medvedev, Sergey Naryshkin ve Rusya Demiryolları Genel Müdürü Vladimir Yakunin’in isimleri telaffuz ediliyor.
Putin, her ne kadar üçüncü dönem için başkan olmayacağını söylese de, sonuncu seçenek de ihtimal dışı değil. Çünkü gerek Kremlin, gerekse devletin diğer dairelerinde Putin’in başkanlığa devam etmesini isteyen ciddi lobiler mevcut. Zaten kendisi onların birçoğunun yükselişine önayak olmuştu. Putin’in tüm faaliyeti ve özellikle bu sene içindeki çıkışları onun pek “gidici bir başkan” profili çizmediğini gösteriyor. Küresel güç merkezleri arasında şiddetlenen mücadele de, meydanı bırakıp gitmeye değil, kalmaya zorluyor.
Bir kısım yorumcu, mevcut politikaların sürekliliğini temin amacıyla Putin’in mesai arkadaşlarının kolektif yönetiminin söz konusu olabileceğini düşünüyor. Bazı analizciler ise, 2008 başkanlık seçimlerinden sonra resmen devre dışı kalsa da Putin’in siyasette etkili olacağını belirtiyor. Yalnız Rusya’daki süper-başkanlık sistemi (ve ülkenin siyasi kültürü) her iki duruma da imkan vermiyor. Putin iktidarı devralırken birçok yorumcu, Yeltsin ailesi ve oligarkların etkisinde bir siyaset yürüteceğini söylemişti. Son sekiz senede yaşananlar, bunun aksini gösterdi. Ayrıca “kolektif yönetim” çabaları ve ileride Putin’in perde arkasından etkili olmaya çalışması ister istemez iktidar merkezini zaafa uğratacaktır. Haliyle, gevşek karar alma mekanizması ve “zayıf bir devlet başkanı”, son yıllarda iddialı bir iç ve dış politika yürüten Rusya’nın menfaatlerine cevap veremeyecektir. İyi bir toparlanma sürecine giren ülkedeki yönetici elitin ise bu durumu arzu etmeyeceği tahmin edilebilir. Çünkü bu “iki-başlı iktidar” modeli, ülkenin son zamanlarda elde ettiği kazanımları berhava edebilme tehlikesini taşıyor.
Netice itibariyle Putin, seçimler öncesinde hükümeti değiştirerek kendi pozisyonunu tahkim ediyor ve kendisinden sonraki dönemin unsurlarını inşa etmeyi sürdürüyor. KGB’nin rahle-i tedrisinden geçen Putin’in son ana kadar hangi planı uygulayacağı hususunda açık vermeyeceği tahmin edilebilir. Belki de 2008 Mayıs’ında Putin’in başkan olarak yemin törenini göreceğiz, buna da hiç şaşırmayınız.
Paylaş
Tavsiye Et