Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2006) > Dosya > Türkiye’de enerjinin geleceği
Dosya
Türkiye’de enerjinin geleceği
Yusuf Yazar
TÜR­Kİ­YE keş­fe­dil­miş pet­rol ve do­ğal gaz kay­nak­la­rı açı­sın­dan da, bi­li­nen kö­mür kay­nak­la­rı açı­sın­dan da çok sı­nır­lı bir zen­gin­li­ğe sa­hip­tir. Dün­ya pet­rol ve do­ğal gaz re­zerv­le­ri sı­ra­la­ma­sın­da Tür­ki­ye ilk el­li­de yer al­maz. Kö­mür re­zerv­le­ri söz ko­nu­su ol­du­ğun­da da, dün­ya kö­mür re­zerv­le­ri­nin an­cak %0,46’sı­na sa­hip olan Tür­ki­ye’nin du­ru­mu pek iç açı­cı sa­yıl­maz. Gü­neş ve rüz­ga­rın al­ter­na­tif ener­ji kay­nak­la­rı ola­rak kul­la­nı­lır ha­le gel­me­si için­se da­ha uzun sü­re bek­le­mek ge­re­ki­yor. Tür­ki­ye’nin bir pet­rol de­ni­zi üze­rin­de yüz­dü­ğü ya da ola­ğa­nüs­tü kö­mür zen­gi­ni ol­du­ğu id­di­ala­rı cid­di bir ve­ri ya da yak­la­şı­ma da­yan­mı­yor. Ni­te­kim Tür­ki­ye için umut ola­bi­le­cek bü­yük­lük­te­ki bir kö­mür re­zer­vi (Af­şin-El­bis­tan böl­ge­si) ma­ale­sef ka­li­te açı­sın­dan fa­kir­dir ve da­ha çok bir ter­mik san­tral ya­kı­tı ola­bi­le­cek stan­dart­ta­dır. Bu olum­suz tab­lo da­ha uzun bir sü­re Tür­ki­ye’nin net ener­ji it­ha­lat­çı­sı ola­rak kal­ma­sı­nı zo­run­lu kı­lı­yor. Uzun va­de­de Tür­ki­ye’nin kar­şı­la­şa­ca­ğı zor­luk­la­rın ba­şın­da da bu ha­zin ger­çek bu­lu­nu­yor.
Bu­nun­la bir­lik­te pet­rol ve do­ğal gaz kay­nak­la­rı açı­sın­dan fa­kir olan Tür­ki­ye, müm­kün ta­şı­ma ve na­kil yol­la­rı açı­sın­dan zen­gin bir po­tan­si­ye­le sa­hip. Bu açı­dan Ener­ji Ba­kan­lı­ğı’nın, ener­ji po­li­ti­ka­sı­nın bir par­ça­sı ha­li­ne ge­tir­miş ol­du­ğu Tür­ki­ye’yi bir “ener­ji ko­ri­do­ru” yap­ma se­çe­ne­ği Tür­ki­ye açı­sın­dan göz ar­dı edi­le­me­ye­cek im­kan­lar su­nu­yor.
 
Elek­trik Üre­ti­mi Prob­le­mi
Tür­ki­ye’nin ener­ji prob­le­mi­ni da­ha an­la­şı­lır kıl­mak için bi­rin­cil ener­ji kay­nak­la­rı açı­sın­dan de­ğil de, elek­trik ener­ji­si üre­ti­mi­ni esas alan bir de­ğer­len­dir­me yap­mak da­ha ya­rar­lı ola­cak­tır. Tür­ki­ye’nin 2005 yı­lın­da tü­ket­miş ol­du­ğu elek­trik ener­ji­si yak­la­şık ola­rak 160 mil­yar ki­lo­vat/sa­at (kWh)’tir. Eko­no­mi­de kriz ya da şid­det­li bir dur­gun­lu­ğun ol­ma­dı­ğı yıl­lar­da elek­trik ener­ji­si ta­le­bin­de bir ön­ce­ki yı­la gö­re ar­tış (bü­yü­me ora­nıy­la önem­li öl­çü­de doğ­ru oran­tı­lı ola­rak) %7 gi­bi yük­sek se­vi­ye­le­re çı­ka­bil­mek­te­dir. Ge­liş­mek­te olan eko­no­mi­ler için ya­dır­gan­ma­yan bu du­rum, Tür­ki­ye’de ener­ji üre­tim ya­tı­rım­la­rı­nın de­vam et­me zo­run­lu­lu­ğu­nu gös­te­riyor.
Elek­trik üre­ten ilk san­tra­lin Tar­sus’ta 1902 gi­bi er­ken bir ta­rih­te ku­rul­du­ğu Tür­ki­ye’de 1980’le­re ka­dar elek­trik üre­ti­mi hid­ro­lik ve kö­mür ya­kıt­lı ter­mik san­tral­ler va­sı­ta­sıy­la ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir. Bu­gün bi­le Tür­ki­ye’nin özel­lik­le ve ön­ce­lik­le de­ğer­len­di­re­bi­le­ce­ği kay­nak­la­rın su ve kö­mür ol­du­ğu göz önü­ne alın­dı­ğın­da bu ter­ci­hin yan­lış ol­ma­dı­ğı gö­rü­lür. Ne var ki, bu san­tral­le­rin il­le de ve yal­nız­ca dev­let eliy­le ya­pıl­mak ve iş­le­til­mek is­ten­me­si cid­di han­tal­lık­lar ve iş­let­me ha­ta­la­rı do­ğur­muş­tur.
Bu alan­da­ki bü­yük kı­rıl­ma, Tür­ki­ye’de­ki ta­ri­hi an­cak 1987’ye ka­dar ge­ri gi­den do­ğal ga­zın elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nı­mıy­la or­ta­ya çı­kar. 1997’de bir­den ­bi­re, Tür­ki­ye’nin ge­le­cek yıl­lar­da bü­yük bir ener­ji açı­ğıy­la kar­şı­la­şa­ca­ğı tar­tış­ma­la­rı baş­lar. Dö­ne­min si­ya­sî­le­ri­ne, Tür­ki­ye’yi bek­le­yen mu­kad­der ener­ji açı­ğı vur­gu­la­na­rak bu açı­ğın an­cak do­ğal gaz­la kar­şı­la­na­bi­le­ce­ği ça­re ola­rak su­nu­lur. Bu­na ila­ve­ten ener­ji ko­nu­sun­da Tür­ki­ye’de ya­kın ge­le­cek­te yük­sek ta­lep­ler ola­ca­ğı­nı var­sa­yan bir do­ğal gaz ta­lep pro­jek­si­yo­nu ha­zır­la­nır ve bu­na da­ya­nı­la­rak da ay­nı yıl Ma­vi Akım do­ğal gaz alım an­laş­ma­sı im­za­la­nır. O yıl­lar­da Tür­ki­ye’de do­ğal gaz için ge­rek­li alt­ya­pı­nın çok sı­nır­lı ol­du­ğu dik­ka­te alın­dı­ğın­da, kon­trat­lar­la ta­ah­hüt edi­len alım mik­tar­la­rı­nın yük­sek­li­ği şa­şır­tı­cı­dır. Ma­vi Akım’dan çe­ki­le­cek olan gaz her yıl ted­ri­cî ola­rak ar­ta­cak ve 2010 yı­lın­da 16 mil­yar met­re­kü­pe ula­şa­cak­tır. Böy­le yük­sek mik­tar­la­rın kul­la­nı­mı ta­ah­hüt edi­lin­ce de, san­ki bu ga­za kul­la­nım ye­ri aran­mış ve en kes­tir­me yol ola­rak da, do­ğal gaz­la ça­lı­şan elek­trik san­tral­le­ri­nin (kom­bi­ne ve ko­je­ne­ras­yon san­tral­le­ri) ya­pı­mı gö­rül­müş­tür. Da­ha­sı do­ğal gaz san­tral­le­ri­nin ço­ğu Yap-İş­let-Dev­ret ya da Yap-İş­let mo­de­liy­le (yer­li-ya­ban­cı) özel sek­tör ta­ra­fın­dan ya­pıl­mış ve Ha­zi­ne ta­ra­fın­dan bu gi­ri­şim­ci­le­re üret­tik­le­ri elek­tri­ğin sa­tın alın­ma­sı ga­ran­ti­si ve­ril­miş­tir. Tüm bun­la­rın ne­ti­ce­sin­de 1987 yı­lın­da yak­la­şık 500 mil­yon met­re­küp do­ğal gaz kul­la­nan Tür­ki­ye, 2005 yı­lın­da yak­la­şık 27 mil­yar met­re­küp do­ğal gaz tü­ke­tir ha­le gel­miş­tir. Bi­li­nen bir ger­çek var­dır ki, o da do­ğal ga­zın kul­la­nı­la­ca­ğı en yan­lış ye­rin elek­trik üre­ti­mi ol­du­ğu­dur. Bu, elek­tri­ği en pa­ha­lı bi­çim­de üret­mek­tir. So­nuç­sa sa­na­yi­ni­zi ener­ji gir­di­si ma­li­ye­ti­nin yük­sek­li­ği ne­de­niy­le re­ka­bet ede­mez ha­le ge­tir­mek­tir. Rus­ya bi­le, on­ca do­ğal gaz kay­na­ğı­na rağ­men do­ğal ga­zı elek­trik üre­ti­min­de kul­lan­ma­mak­ta­dır.
 
Tür­ki­ye’nin İh­ti­ya­cı Nük­le­er Ener­ji­dir
Tür­ki­ye’nin im­kan­la­rı or­ta­da. Bir ta­raf­ta rüz­gar ve gü­neş po­tan­si­ye­li de da­hil ol­mak üze­re ener­ji kay­nak­la­rı var. Ay­rı­ca, coğ­raf­ya­sı­nın ken­di­si­ne sun­du­ğu “ener­ji ko­ri­do­ru” ol­ma im­ka­nı­na sa­hip. Ama bü­tün bun­lar onun gö­rü­nür ge­le­cek­te “net ener­ji it­ha­lat­çı­sı” ko­nu­mu­nu de­ğiş­ti­re­bil­me­si için ye­ter­li gö­rün­mü­yor. Da­ha­sı, tüm yer­li kay­nak­la­rı­nı kul­lan­sa da­hi, ener­ji ya­tı­rım­la­rı hız­lan­dı­rı­la­ma­mış ol­du­ğu için, Tür­ki­ye’nin en geç 5-6 yıl son­ra ener­ji ar­zın­da cid­di prob­lem­ler­le kar­şı­la­şa­cak ve nor­mal­de dü­şün­me­ye­ce­ği se­çe­nek­le­ri ter­ci­he zor­la­na­cak ol­ma­sı tar­tı­şıl­maz bir ger­çek­tir. 
Arz gü­ven­li­ği bağ­la­mın­da ve kay­nak çe­şit­li­li­ği açı­sın­dan Tür­ki­ye’nin nük­le­er ener­ji se­çe­ne­ği­ne yö­nel­me­si ha­ya­tî de­re­ce­de önem­li gö­rü­nü­yor. Bu­nun öte­sin­de zi­ra­at ve tıp gi­bi alan­lar­da da nük­le­er ener­ji­nin kul­la­nı­lı­yor ol­ma­sı, bu alan­lar­da bü­yük açı­lım­la­rı be­ra­be­rin­de ge­ti­re­cek­tir. Do­la­yı­sıy­la elek­trik üre­tim amaç­lı nük­le­er san­tral sa­hi­bi ol­mak, di­ğer bir­çok alan­da da kat­kı sağ­la­ya­bi­le­cek bir de­ne­yim ola­cak­tır.
 
Petrol Bitiyor, ya Sonra?
Pet­rol ar­zın­da­ki mev­cut is­tik­rar­sız­lık dı­şın­da ko­nuy­la il­gi­li bir­çok ki­şi­nin üze­rin­de mu­ta­bık kal­dı­ğı şey, ‘ucuz pet­rol’ dev­ri­nin ka­pan­mış ol­du­ğu­dur. Özel­lik­le ula­şım söz ko­nu­su ol­du­ğun­da, pet­rol vaz­ge­çi­le­mez­li­ği­ni bir sü­re da­ha ko­ru­ya­cak gi­bi gö­rü­nü­yor. Onun ye­ri­ne ika­me edi­le­bi­le­cek kay­nak­la­rı kul­la­na­cak olan tek­no­lo­ji­le­rin­se, ti­ca­rî ve re­ka­bet ede­bi­lir ha­le ge­le­bil­mek için uzun za­ma­na ih­ti­ya­cı var. Hid­ro­jen ener­ji­si için bu sü­re 25-30 yıl olarak tah­min edi­li­yor. Ay­rı­ca yer­li kay­nak her ha­lü­kâr­da da­ha ucuz, arz gü­ven­li­ği açı­sın­dan da da­ha gü­ven­li­dir.
Elek­trik ener­jisi üre­ti­mi ve ısın­ma amaç­lı ener­ji ko­nu­sun­da, önü­müz­de­ki on yıl­lar içe­ri­sin­de ye­ni­le­ne­bi­lir kay­nak­la­rın (su, gü­neş, rüz­gar, jeo­ter­mal, bi­yo­küt­le, vd.) öne­mi ve ro­lü hem yer­li oluş­la­rı, hem de çev­re et­ki­le­ri iti­ba­riy­le ar­ta­cak gi­bi gö­rü­nü­yor. Önü­müz­de­ki yir­mi yıl­da fo­sil ya­kıt­la­rın (kö­mür, pet­rol, do­ğal gaz, vd.) ye­ri­ni önem­li öl­çü­de ye­ni­le­ne­bi­lir kay­nak­la­rın al­dı­ğı­na ta­nık ola­ca­ğız. 
Rüz­gar ener­ji­si tüm dün­ya­da ge­le­cek va­at edi­yor. 2010’lu yıl­lar­da rüz­gar ener­ji­sin­den muh­te­me­len da­ha çok söz ede­ce­ğiz. Tür­ki­ye de bu sü­re­cin dı­şın­da kal­ma­ya­cak­tır. Bu­gün­kü ve­ri­ler ışı­ğın­da Tür­ki­ye’nin 10.000 (bir tah­mi­ne gö­re 80.000) MW ku­ru­lu güç için rüz­gar po­tan­si­ye­li­ne sa­hip ol­du­ğu ifa­de edi­li­yor. Elek­trik İş­le­ri Etüt İda­re­si ta­ra­fın­dan Tür­ki­ye’nin çok ay­rın­tı­lı bir rüz­gar at­la­sı­nın çı­kar­tı­lı­yor olu­şu önem­li bir alt­ya­pı ha­zır­lı­ğı­dır.
Jeo­ter­mal ener­ji­si de Tür­ki­ye’nin ya­ban­cı­sı ol­ma­dı­ğı bir ener­ji; bu­gü­ne ka­dar da­ha çok kap­lı­ca tu­riz­mi ve bir öl­çü­de de ısın­ma amaç­lı kul­la­nıl­dı. Bu­gün­ler­de ise, jeo­ter­mal kay­nak­lar­dan elek­trik ener­ji­si el­de et­me ça­lış­ma­la­rı sü­rü­yor. Elek­trik ener­ji­si üre­ti­mi açı­sın­dan yak­la­şık 500 MW ku­ru­lu güç için uy­gun jeo­ter­mal kay­na­ğa sa­hip ol­du­ğu­muz tah­min edi­li­yor. Isın­ma söz ko­nu­su ol­du­ğun­day­sa bu ra­kam 31500 MW ola­rak te­laf­fuz edi­li­yor.
Ener­ji­nin ge­le­ce­ğin­de gü­neş muh­te­me­len da­ha bü­yük bir rol oy­na­ya­cak. As­lın­da bu­gün bi­le Tür­ki­ye, gü­neş ener­ji­si­ni ısıt­ma amaç­lı da ol­sa, yay­gın bi­çim­de kul­la­nı­yor; ama bu, Tür­ki­ye’nin sa­hip ol­du­ğu po­tan­si­ye­lin %5’ini bi­le bul­mu­yor. Asıl he­def­se gü­neş ener­ji­si­nin elek­trik üre­ti­min­de kul­la­nıl­ma­sı­dır. Bu­gün bi­le elek­tri­ğin kul­la­nıl­dı­ğı yer­ler­de (tra­fik ve so­kak lam­ba­la­rın­da) vol­ta­ik pil­ler­den ya­rar­la­nı­la­bi­li­yor; ama (il­gi­li­le­rin bil­gi­siz­li­ği ya da il­gi­siz­li­ği do­la­yı­sıy­la) bu pil­le­rin yay­gın­laş­ma­sı­nın ya­vaş ol­du­ğu­nu be­lirt­mek ge­re­ki­yor.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Yusuf Yazar