HUDSON Institute’ten yakın arkadaşım Zeyno Hanım’ın geçen ay gerçekleştirdiği zihinsel akrobasi toplantıları kimilerinde gereğinden fazla alınganlık yaptı. Oysa yerli ve değerli bir kurum olarak bizde, yani Samsun Institute’te, Ankara’dakileri yerinden hoplatacak çok daha yaratıcı senaryolar gündeme gelir. Bunlardan bir kısmını siz saygıdeğer kamuoyunun dikkatine sunuyor; ilgi ve alakanızı bekliyoruz:
1. 23 Temmuz hükümet senaryoları:
a. En sıradan senaryo: AKP tek başına iktidar, CHP ana muhalefet, bağımsızlar fiyasko çıkar. Baraj-altı oylar iki partiye dağıtılınca senaryo şöyle olur: AKP [%47] 386, CHP [%22] 147, bağımsız 17. AKP hükümeti kurar, meclis başkanı ve cumhurbaşkanı seçilir.
b. Sıradan senaryo: AKP [%39] 355, CHP [%20] 151, bağımsız 44. AKP hükümeti kurar. Meclis başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı için bağımsızlardan gerekli olan destek alınır.
c. Farklı senaryo: AKP [%42] 321, CHP [%20] 115, MHP [%12] 72, bağımsız 42. AKP hükümeti kurulur. Bağımsız desteği ile meclis başkanı ve cumhurbaşkanı seçilir.
d. Daha farklı senaryo: AKP [%37] 271, CHP [%23] 143, MHP [%17] 97, bağımsız 39. Bağımsızların desteği ile AKP hükümeti kurar. Cumhurbaşkanı seçilemez. Referandumda halk, halk seçsin der!
e. İlginç senaryo: AKP [%34] 273, CHP [%22] 146, MHP [%14] 87, bağımsız 44. AKP’ye hükümeti kurma görevi verilmez. Cumhurbaşkanı hükümeti kurmak için Baykal’ı görevlendirir. AKP meclis başkanının seçilmesini kilitler. Ankara’da gece 23:15 sularında siber bir hareketlenme yaşanır. Ertesi gün, İlhan Kesici’nin başını çektiği 16 kişi CHP’den istifa eder. İstifaların hikmeti anlaşılmaya çalışılırken, AKP’den de 11 vekil ayrılır. Gündem allak bullak olur. Siber müdahalenin ilk haftasının sonunda AKP’den ayrılanların sayısı 28’e ulaşır. Pazartesi günü ayrılan vekiller, Mesut Yılmaz’ın başkanlığında 44 kişiyle beraber hareket edeceklerini açıklarlar. MHP siber gelişmenin ülkeyi böleceği endişesiyle Baykal hükümetinin koalisyon ortağı olmayı kabul eder. Mesut Yılmaz, kurulacak hükümeti destekleyeceklerini ve bağımsız adaylardan da benzer bir tavrı beklediklerini açıklar. Ülke hükümetsiz kalamaz! Ve hükümet kurulur. AKP muhalefete düşer. Baykal, Demirel’i cumhurbaşkanı adayı gösterir. Gündüz Aktan, MHP’den meclis başkanı seçilir. Demirel bir kez daha cumhurbaşkanı seçilir.
2. ‘e’ senaryosu hayata geçerse senaryosu:
a. DTP’li vekiller tartışılan çıkışlar yapmaya başlar. AKP, bütün bu tartışmaları, onlarca “Kürt, ama iş adamı” vekiliyle sadece izler. Tartışmalar büyür.
b. Kürt sorunu tartışmalarını, terör eylemleri hız kesmeyerek izler. Kuzey Irak iyice ısınan bir cadı kazanına döner.
c. Türkiye operasyona hazır bir ülke haline gelmiştir. Yabancı istihbarat servisleri ülkede cirit atmaktadırlar. Ulusalcı çıkışları sağlayacak malzemeler ya verilir ya da bizzat malzeme verilecekler kullanılır.
d. Amerikan Hudson Institute’ten Zeyno Baran, Türkiye’deki Samsun Institute’ün başkanı Keyfo Varan’ın “neo-conların Türkiye’de ulusalcılarla, Amerika’da ise Siyonistlerle beraber olduğu” açıklamasını şiddetle kınar. Baran, kendisinin, ömrünü Amerika gibi bir Türkiye’ye, Keyfo Varan’ın ise Osmanlı gibi bir Türkiye’ye adadığını söyler. Keyfo Varan’ın anti-Amerikan senaryolar yazarak, Amerikan planlarını ortaya çıkardığını anlatan bir yazı kaleme alır. Bu arada Zeyno Baran’ın “yeni arkadaşı”nın ABD yeni Dışişleri Bakanı Yardımcısı David Zyrva olduğu dedikodusu da yayılır.
e. Yeryüzünün en ilginç seçim vaadinin sahibi MHP, “iktidarımızda Kuzey Irak’a gireceğiz” iddiasını hayata geçirmek için düğmeye basar.
f. Mitingciler bu sefer Kuzey Irak için meydanlara çıkarlar. “Apo idam edilsin” baskısı altında, anayasa değişikliğinin ilk adımları atılır. AB sürece sert tepki gösterir. Siber telkinler de hız kesmeden gelmeye devam eder. Artık her ayın üçüncü günü piyasalar kapandıktan hemen sonra, TÜİK enflasyon oranlarını, Genelkurmay da bildirisini açıklar.
g. Kuzey Irak’tan da sert açıklamalar gelmeye devam eder. Türkmen bölgelerinde yaşanan sıcak gelişmeler bardağı taşıran son damla olur.
h. Türkiye Kuzey Irak’a girer. İlk 10 gün ciddi bir gelişme olmaz. Sonrasında Kerkük’ten kötü haberler gelmeye başlar. Türkiye içerisinde anti-Kürt söylem güçlenir. Toplumsal huzursuzluk had safhaya çıkar. Kuzey Irak’ta çatışmalar PKK ekseninden kayar. At izi, it izine karışır. Sadece çatışma haberi gelir, tarafları ayırt etmek bile mümkün değildir.
i. Piyasalar allak bullak olur. Sıcak para yavaş yavaş “acele edelim” moduna girmeye başlar.
j. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan, “Kuzey Irak’a girmemizi isteyenler bizi nasıl bir felakete sürüklediklerini görsünler. Türk medyası dünyanın en sorumsuz ve provokatif medyası” şeklinde sert bir açıklama yapar. Genelkurmay, “Biz sadece faydalı olur demiştik” der.
k. Sınırın ortadan kalkmasıyla Kürdistan coğrafyası birleşmiştir. 1990’larda birbirleriyle çatışan Kürt hareketleri de bütün bölgede kader birliğine doğru hızla ilerlemeye başlamışlardır. Güneydoğu’da yeniden olağanüstü hal ilan edilir. Bu gelişme dış dünyaya Türkiye’yi içeride savaş ve dışarıda işgal halinde yansıtır. Ekonomide dengeler yapısal olarak bozulmaya başlar. Hükümetin kuruluşunun 11. ayı dolmuştur.
l. Özdemir İnce, Kuzey Irak sorununun arkasında yatan imam-hatip gerçeğini açıklar. Serdar Turgut ise “pis, pasaklı, medeniyetten nasibini almamış Kürtlerin aslında ölümü hak etmediklerini söylemenin zor olduğunu” iddia eder. Bu çıkışına delil olarak da “Afganlılarla Kürtler arasındaki benzerlikleri” gösterir.
m. Millette huzursuzluk giderek büyümektedir. Cumhurbaşkanı Demirel, Kuzey Irak felaketi için “Türkiye büyük ülkedir, Cumhuriyetimiz bütün kurum ve kurallarıyla ilelebet yaşayacaktır” şeklinde açıklama yapar. Başbakan Deniz Baykal ise “Türkiye laiktir, laik kalacak; Cumhuriyet’in değerlerini tartışmayız, tartıştırmayız” der. Başbakan Yardımcısı Bahçeli ise “İmralı’daki bebek katilini besleyenler, terörün arkasındaki güç odaklarıdır” der. Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ise “Benim zaten soyadım Türk” savunması yaparak “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyemez. 2004 sonrası gelen yabancı yatırımlar sıkıntı içerisindedir; küresel baskı da artar. Hükümet Kuzey Irak’ta daha fazla kalmanın maliyeti altında ezilmeye başlar. Sınır ötesi operasyonun 13. ayında, hükümetin 17. ayında, geri çekilme kararı alınır.
n. Operasyondan geri dönülmesi hükümeti kurtarmaz, sıkıntılar devam eder. Ülke içindeki toplumsal barış iyice bozulmuştur. Demirel, cumhurbaşkanının niçin 5 çarpı 5 modeline göre seçilmesi gerektiğini izah etmeye çalıştığı bir TV programında rahatsızlanır ve görevi bırakmak zorunda kalır. Yerine Gündüz Aktan vekalet eder.
o. Mart 2009 yerel seçimleriyle beraber erken genel seçim kararı da alınır.
p. Ağar ve Mumcu rutin olduğu üzere birleşir ve ayrılır. Bu sefer gerekçe, YSK’ya listeleri götüren partililerin hastanede Demirel’i ziyaret ederken geç kalmasıyla baş gösteren krizdir. Sinan Aygün iki genel merkez arasında mekik dokurken topuk dikeni hastalığına yakalanır.
q. Seçimlerde %53 oranında oy alan AKP iktidar olur ve hükümeti kurar. Emekli ilahiyatçı ve siyasetçi Yaşar Nuri Öztürk Paşa önderliğinde Cumhuriyet mitingleri başlar. Türkan Saylan “Çocuklarımız Kuzey Irak’a gitmesin, bale yapsınlar” der. Yaşar Hoca ekler: “Bale derslerini aksatmamak ve Türkçe olmak kaydıyla namaz da kılabilirler.”
r. Erke Dönergeci’nin tamamlandığı basına duyurulur. Dönergecin arkasındaki isimler ortaya çıkar. Fikir: Haydar Baş, Tasarım: Bedri Baykam, Mühendislik: Cüneyt Arcayürek. Ancak küçük bir sorun vardır: Kamuoyu hâlâ bu mucizevî Türk icadıyla müşerref olamaz. Nihai tanıtımın 2055 yılına sarktığı dedikoduları yayılır.
s. Mayıs 2009’da Demirel’i hastanede ziyaret eden Rahşan Ecevit misyoner tehlikesine dikkat çeker. Bunun üzerine Sinan Aygün…
Paylaş
Tavsiye Et