Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Türkiye Siyaset
Millet baskısı
Keyfo Varan
22 TEM­MUZ se­çim­le­ri­nin üze­rin­den iki ay geç­miş ol­ma­sı­na rağ­men hâ­lâ yap­rak kı­pır­da­mı­yor. AKP ic­ra­at, mu­ha­le­fet ise ten­kit ener­ji­si­ni yi­tir­miş gi­bi du­ru­yor. Şu ana­ya­sa tar­tış­ma­la­rı da ol­ma­sa, son iki aya ba­ka­rak, Tür­ki­ye’de ta­ri­hin so­nu­nun gel­di­ği­ni söy­le­mek bi­le müm­kün ola­bi­lir­di. Hoş, ana­ya­sa tar­tış­ma­la­rın­da da ya­ka­la­nan tür­ban se­vi­ye­si­ni göz önü­ne alın­ca, “Bu se­fer ke­sin ta­ri­hin so­nu gel­di” di­ye­si ge­li­yor in­sa­nın. İş­te tam da her şey tı­kan­mış der­ken, Şe­rif Mar­din’in müt­hiş “ma­hal­le bas­kı­sı” ta­ri­fi ye­nil­miş asi­le­ri­mi­zin im­da­dı­na ye­tiş­ti. Er­tuğ­rul Öz­kök ken­din­den geç­ti, Meh­met Yıl­maz ze­ka ko­kan ya­zı­la­rıy­la la­ik­çi­le­ri ra­hat­lat­ma­ya baş­la­dı. Şe­rif Mar­din son çı­kış­la­rıy­la ne­yi he­def­li­yor bi­le­mem. Eğer Do­ğan iş­ti­rak­le­riy­le de bir ün­si­ye­ti yok­sa be­le­şe on­ca yıl­lık eme­ği­ne göl­ge dü­şür­müş ol­du. Değ­mez­di be ho­ca. Ma­lez­ya, ma­hal­le, muh­tı­ra la­kır­dı­la­rı ara­sı­na sığ­ma­ma­sı ge­re­kir­di se­nin bi­ri­ki­mi­nin. Ama sığ­dır­dın ma­ale­sef. Söz­ler çar­pı­tıl­dı fi­lan ge­yik­le­ri­ne de hiç ge­rek yok! Rö­por­taj yap­tı­ğı her ki­şi­nin ya sır­tı­na çı­ka­rak ya da ku­ca­ğın­da poz ve­ren bi­ri­si­ne mü­la­kat ver­di­ği­ni bil­men ge­re­ki­yor­du. Öz­rü yok!
Ney­se efen­dim, Mar­din’in “ma­hal­le bas­kı­sı”, ba­zı­la­rı­nın ise “ço­ğun­luk az­gın­lı­ğı” de­di­ği bu müt­hiş sos­yo­lo­jik tes­pit, en az “çev­re-mer­kez”, “sa­na­yi­leş­me-ya­ban­cı­laş­ma”, “kü­re­sel­leş­me-ulus dev­let” kav­ram­sal­laş­tır­ma­la­rı ka­dar ori­ji­nal dur­mak­ta­dır. Kim­se­nin ak­lı­na gel­me­miş, kim­se dü­şün­me­miş­tir. İlk kez Mar­din söy­le­miş, Do­ğan gru­bu­muz da Ke­ma­list stan­dart­la­ra so­ka­rak de­mok­ra­tik, la­ik, sos­yal hu­kuk dev­le­ti­mi­zin tü­ke­ti­mi­ne sun­muş­tur. Bu ara­da “ser­ma­ye bas­kı­sı”, “med­ya bas­kı­sı”, “ba­şa­rı bas­kı­sı”, “gü­zel­lik bas­kı­sı”, “BMW bas­kı­sı”, “Em­re Kon­gar bas­kı­sı” gi­bi keş­fe­dil­me­miş kav­ram­la­rın hâ­lâ bi­rer Öz­kök bek­le­di­ği­ni ha­tır­lat­ma­dan ge­çe­me­ye­ce­ğim. Kü­çük bir not: İl­la ‘bas­kı’ de­mek is­te­mi­yor­sa­nız, Ra­di­kal 2’den apar­ma, “ma­hal­le ti­ra­ni­si” de di­ye­bi­lir­si­niz.
Bo­ğaz man­za­ra­lı Hil­ton ara­zi­sin­de­ki ma­hal­le­de son bir ay­da ye­tiş­ti­ri­len Do­ğan mar­ka­lı ‘ir­ti­ca’, ‘Ma­lez­ya’, ‘Tür­ban’ ürün­le­ri de el­bet­te “teh­dit­ler ve ta­lep­ler” di­zi­mi­zin sa­de­ce bir baş­ka bö­lü­mü. Teh­dit­ler “top­ye­kun sa­vaş” dü­ze­yi­ne çe­kil­me­den ev­vel, ta­lep­le­rin üç vak­te ka­dar kar­şı­lan­ma­sı muh­te­mel­dir. Me­se­le­nin ara­zi kıs­mın­dan ay­rı ola­rak “ma­hal­le bas­kı­sı”nı ele al­dı­ğı­mız­da ise sı­ra­dan bir yüz­süz­lük ola­yıy­la kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­mu­zu gö­rü­yo­ruz. “Ma­hal­le bas­kı­sı”, “ço­ğun­luk ti­ra­ni­si”nden aca­yip ori­ji­nal bir çı­kış ya­ka­la­dı­ğı­nı dü­şü­ne­cek ka­dar özür­lü olan­lar kar­şı­sın­da en ma­kul yol sü­kû­net­tir. Zi­ra ya­pı­lan şey or­ta­lı­ğı gü­rül­tü­ye ve­rip, edep­siz­ce üs­te çık­ma­ya ça­lış­mak­tan iba­ret­tir. Muh­te­mel bir bas­kı ha­li­nin fii­lî so­nuç­la­rı­nın hu­ku­ki bir dai­re içe­ri­sin­de tar­tı­şıl­ma­sı­nı en­gel­le­me­nin en gü­zel yo­lu­dur sos­yo­lo­jik te­ker­le­me­ler. Ama bun­la­ra da gir­me­nin âle­mi yok. Çün­kü dert bu da de­ğil. Hat­ta eğer bu­gün bu tar­tış­ma­lar, teh­dit­ler bu den­li ra­hat ya­pı­la­bi­li­yor­sa kas­tet­tik­le­ri “ma­hal­le bas­kı­sı” or­ta­dan kalk­tı­ğı için­dir. Cum­hu­ri­yet ta­ri­hi bo­yun­ca, en son AKP eliy­le ulaş­tı­ğı­mız nok­ta­da “mü­min­le­rin sa­yı­sı ve ha­re­ket ala­nı” ar­tar­ken, “İs­lam’ın ce­mi­ye­ti ve dev­le­ti iç­kin bir şe­kil­de iha­ta eden göl­ge­si” da­ğıl­mak­ta­dır. “Ba­şör­tü­sü yüz­de bir bu­çuk’un der­di” di­yen bir AKP’li şa­hin, son tar­tış­ma­lar için “Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti her­han­gi bir di­nin ku­ram­la­rı­na gö­re yö­ne­til­mez. Her­han­gi bir di­nin ku­ral­la­rı, dev­let ku­ra­lı ha­li­ne ge­ti­ril­mez” der­ken ser­gi­le­di­ği inan­mış­lık ve coş­ku, tam da mev­zu ba­his yap­tı­ğı­mız ‘da­ğıl­ma’ya denk ge­li­yor­du.
Mar­din üze­rin­den “ma­hal­le bas­kı­sı”nı keş­fe­den es­ki kar­ton fab­ri­ka­sı pa­zar­lık­çı­sı, ye­ni tes­tis fa­ci­acı­sı Öz­kök bi­raz ace­le et­miş. Bu işin mu­ci­di ken­di­si de­ğil. Da­ha ge­ri­ler­de ma­hal­le bas­kı­sı­nı te­yit ede­cek bir sü­rü olay var. Me­se­la “Top­ye­kun sa­vaş” man­şe­tiy­le, bas­kı­nın sa­va­şa dö­nüş­tü­ğü du­rum­lar bi­le var. Ha­di bun­la­rı da ge­çe­lim. Ama şu­nu geç­me­ye­lim. Zin­cir­li­ku­yu Me­zar­lı­ğı’nın gi­ri­şin­de ası­lı olan “Her can­lı ölü­mü ta­da­cak­tır” mea­lin­de­ki ayet­ten ra­hat­sız­lık du­ya­cak ka­dar be­yin­den, be­yin­cik­ten hat­ta omu­ri­lik so­ğa­nın­dan bi­le na­si­bi­ni al­ma­mış ma­hal­le ti­ra­ni­si mağ­dur­la­rı­nı ne ya­pa­ca­ğız? Hat­ta bu bas­kı­nın fark­lı ver­si­yon­la­rı da var­dır. Me­se­la, “Müs­lü­man de­ği­liz; ama bi­ze ka­fir di­ye­mez­si­niz” dü­ze­yi gi­bi. Baş­ka bir de­yiş­le tes­tis­çi Öz­kök ka­pı­da çı­ka­rı­lan ayak­ka­bı­dan bi­le psi­ko­lo­jik ge­ri­lim­ler içe­ri­si­ne gi­re­cek ka­dar ak­bu­dun­cu­luk oy­na­dı­ğı­na gö­re, her­han­gi bir İs­lam te­za­hü­rün­den ve­ya işa­re­tin­den kri­ze gir­me­si sı­ra­dan ol­sa ge­rek. Bu ka­dar de­rin bir kri­ze se­be­bi­yet ve­ren şe­yin “ma­hal­le bas­kı­sı” gi­bi ol­duk­ça mu­hay­yel ve ma­sum bir un­sur ol­ma­sı inan­dı­rı­cı gel­mi­yor. Pe­ki, işin as­lı ne ola­bi­lir?
Bu­gün AKP üze­rin­den dö­vül­me­ye, sin­di­ril­me­ye ça­lı­şı­lan, as­lın­da is­mi­ni ko­ya­ma­dık­la­rı “mil­let bas­kı­sı”nın ta ken­di­si­dir. Bu top­rak­lar­da “mil­let bas­kı­sı” dev­le­ti, coğ­raf­ya­yı, sos­yo­lo­ji­yi, ta­ri­hi ve ge­le­ce­ği iha­ta eden İs­lam’dan bir cüz­dür. Do­la­yı­sıy­la ra­hat­sız olu­nan asıl ad­res İs­lam’ın ken­di­si­dir. Her­hal­de Şe­rif Mar­din de mez­kur “mil­let­ten ra­hat­sız ol­ma” ya da “şe­kil­len­me­si ge­re­ken mil­let” te­zi­mi­ze des­tek ve­rir­di. Ben­ce en az Ma­lez­ya ör­ne­ği ka­dar tu­tar­lı. Pe­ki, ne­dir “mil­let bas­kı­sı”? Ma­te­ma­tik ve sos­yo­lo­jik ze­ka­sı ca­mi sa­yı­sı ile okul sa­yı­sı­nı mu­ka­ye­se et­me­ye an­cak ik­ti­fa eden­le­re “ezan se­si, ba­şör­tü­sü, İs­tik­lal Mar­şı” mil­let bas­kı­sı oluş­tur­mak için ye­ter­li­dir. Me­se­la İs­tik­lal Mar­şı­mız, de­ğil ma­hal­le bas­kı­sı ya­rat­mak, mo­la ye­rin­de na­maz kı­lın­ma­sın­dan do­la­yı ül­se­ri azan Ül­se­ver­le­re “top­ye­kun sa­vaş” ilan et­mek­te­dir. Gel de işin için­den çık! Hâ­sı­lı ke­lam Tür­ki­ye’nin var­lı­ğı mil­let bas­kı­sı­nın dik ala­sı­dır. Tür­ki­ye’nin var olu­şuy­la so­ru­nu olan­lar, ye­ni dö­nem­de if­şa ol­ma­nın te­la­şı ile gü­rül­tü çı­ka­rı­yor­lar. Ku­ru gü­rül­tü­ye pa­buç bı­ra­kı­lıp bı­ra­kıl­ma­ya­ca­ğı­nı önü­müz­de­ki dö­nem­de gö­re­ce­ğiz. Bu­ra­da ağır­lık­lı ola­rak AKP mil­let adı­na im­ti­ha­na gi­re­cek. Biz de AKP’nin ça­pı­nı gör­müş ola­ca­ğız.
Ez­cüm­le, mil­let “ga­vu­run ga­vur ol­du­ğu­nu bil, ama de­me” di­ye tem­bih­len­miş­ti yüz kü­sur yıl ön­ce. Şim­di ga­vu­ra ga­vur di­ye­cek cüm­le­le­ri kur­ma­ya baş­la­dı. Te­dir­gin­lik du­yan­la­rın ol­ma­sı hay­ra ala­met­tir. Önem­li olan “ma­hal­le bas­kı­sı” ge­ve­le­me­le­riy­le çı­ka­rı­lan ku­ru gü­rül­tü kar­şı­sın­da “ma­hal­le di­len­ci­si” po­zis­yo­nu­na dü­şe­rek; komp­leks­ler­den komp­leks, Ah­met Ha­kan­laş­mak­lar­dan Nu­ret­tin Ve­ren­leş­mek­ler be­ğen­me­mek­tir. Mil­le­tin uzun yıl­lar son­ra he­ce­le­ye­rek de ol­sa te­laf­fuz et­me­ye baş­la­dı­ğı cüm­le­le­ri tah­kir et­me­ye kim­se­nin gü­cü yet­mez. He­le ezan se­sin­den sa­bah­la­rı, öğ­len­le­ri, ikin­di­le­ri, ak­şam­la­rı ve yat­sı­la­rı ra­hat­sız olan­la­rın hiç yet­mez. Bu va­tan­da kal­dık­la­rı sü­re­ce gün­de beş kez ne­re­de ol­duk­la­rı ken­di­le­ri­ne ha­tır­la­tı­lan sö­mür­ge ar­tık­la­rıy­la si­ya­sal bir ge­ri­lim de­ğil, an­cak hu­ku­ki bir iliş­ki ya­şa­rız. Mem­le­ke­tin sa­hi­bi mil­le­tin, “ma­hal­le bas­kı­sı” ne­vin­den nu­ma­ra­lar­la bas­tı­rı­la­ma­ya­ca­ğı­nı gö­ren­le­rin da­ha ori­ji­nal kav­ram­sal­laş­tır­ma­lar­la gün­de­me te­ca­vüz et­me­le­ri­ni bek­li­yo­ruz. Mil­le­tin, ken­din­den men­kul “ma­hal­le bek­çi­li­ği” ro­lü­nü oy­na­yan yer­li ga­vur­la­rı­mı­zın ki­min bek­çi­si ol­duk­la­rı­nın he­sa­bı­nı so­ra­ca­ğı gü­ne ka­dar, sal­yan­goz mar­ke­ting gi­ri­şim­le­ri­ni gör­me­ye de­vam ede­ce­ğiz. O gün çok uzak ol­ma­sa ge­rek!

Paylaş Tavsiye Et