FACEBOOK, kurucusu tarafından, ziyaretçilerin birbirleri ile iletişim kurabildikleri, bilgi paylaşımında bulunabildikleri ve eski arkadaşlarını bulabildikleri bir site olarak tanımlanıyor. Gerçekten eski arkadaşlarınızı da arada bulup seviniyorsunuz; ama aradan geçen onca yıl sizde eski üç beş anıdan başka iz bırakmadığı için alınan tadın ömrü pek de uzun sürmüyor. Ve arkadaş listeniz başlıyor büyümeye. Modern dünyanın genel hastalıklarından biri olan hızlı tüketim burada da karşımıza çıkıyor. Kısa, küçük, mutluluklar; hızlı tüketilen özellikler... Facebook gibi modern web 2.0 oyuncakları, algımızın devasa tüketim hızını ne kadar zinde tutabilirlerse o kadar kalıcı ve başarılı oluyorlar. Facebook, 4 Şubat 2004 yılında Harvard Koleji öğrencilerinden Mark Zuckerberg ve arkadaşları tarafından kuruluyor. Mark Zuckerberg’in ilk projesi okulda aynı dersleri alan öğrencilerin listelendiği bir site olan Coursematch. Akabinde ise, “Hot or Not” tarzı bir site olan Facemash.com. Ancak bu sitenin daha işlevsel olabilmesi için Hacker’lık yapıyor. Öğrenci resimlerini (öğrencilerden izinsiz) alabilmek için Harvard’ın bilgisayar sistemine bir şekilde giriyor ve bu resimleri sitede kullanıyor. Kısa süre sonra durumu fark eden okul yönetimi Mark’ın internet bağlantısını kesiyor, disipline havale ediyor. Mark’ı bunlar da yıldırmıyor ve Facebook’u kuruyor.
Facebook, önceleri sadece Harvard öğrencileri arasında bir ağ iken, sonrasında iki ay içerisinde sırasıyla; Boston Koleji, Boston Üniversitesi, Northeastern Üniversitesi, Tufts Üniversitesi, Rochester, Stanford, NYU, Northwestern üniversitelerinde de yayılıyor. Takip eden süreçte liseler ve 11 Eylül 2006’dan itibaren de e-mail’i olan herkes bir profil sahibi olabiliyor.
Facebook ve Rakamsal Gerçekler
• Palo Alto-Kaliforniya (merkez) ve New York ofislerinde 300’den fazla çalışanı bulunuyor.
• Facebook gelirlerini banner ve sponsor linklerden gelen reklamlar oluşturuyor. Nisan 2006 itibarıyla reklam gelirlerinin haftalık tutarının 1,5 milyon dolar olduğu ifade ediliyor.
• 2007 sonu itibarıyla 60 milyon kullanıcısı bulunuyor. 60 milyon kullanıcının 44 milyonu aktif kullanıcılar. Bu aktif kullanıcıların yarısı günlük olarak siteyi ziyaret ediyorlar.
• Ocak 2007’den beri her gün 200 bin yeni üye alıyor. Dolayısıyla Facebook her hafta %3 büyüyor!
• 25 yaş üstü profilin en hızlı büyüdüğü sitede insanlar her gün ortalama 20 dakika (dünya ortalaması, Türkiye’de bu süre çok daha uzun) vakit geçiriyorlar.
• Üyeler siteye günde 8,5 milyon fotoğraf yüklüyorlar. Facebook’un platformunda bulunan fotoğraf sayısı şimdiden fotoğraf paylaşım sitesi olan Flickr’ı geçti.
• Eylül 2006’dan 2007’ye kadar, en çok ziyaret alan siteler sıralamasında 60. sıradan 7. sıraya yükseliyor.
• TechCrucbh’a göre desteklenen ve grubu olan okulların öğrencilerinin %85’i bu ağlar içinde yer alıyor.
• Kullanıcıların %85’i en az haftada bir, %95’i ise en az ayda bir çevrimiçi (login) oluyorlar.
• Facebook üniversite öğrencileri arasında en popüler şeylerden olan iPod’dan sonra ikinci sırada yer alıyor.
Facebook platformunda yer alan üye sayısı ve üyelerin profillerindeki bilgiler düşünüldüğünde, Facebook’un şirketler için (özellikle CRM Müşteri İlişkileri Yönetimi için) bulunmaz bir nimet olduğu söylenebilir.
Mark’ın vizyonunun stratejik önemini çok erken zamanlarda kavramış şirketler yok değil. Mark, siteyi kurarken Peter Thiel’dan 500 bin dolar alıyor. Birkaç ay sonra ise Accel Partners 12,7 milyon dolar, sonrasında Greylock Partners ve Meritech Capital Partners 27,5 milyon dolar ile yönetime giriyorlar. Sonrasında Accel ve Thiel yatırımlarını daha da arttırıyor. Yahoo’nun 1 milyar dolarlık satın alma teklifi verdiği dedikodusu halen sürerken, Facebook’un bugün tahmini değerinin 10 milyar dolar olduğu söyleniyor. Facebook, Microsoft ve Amazon gibi devlerle uygulamalar alanında işbirliği yapıyor. En geç iki yıla kadar da halka açılması gerçekleştiği takdirde Facebook, Google’dan sonra internet sektörünün en büyük başarı hikayelerinden biri olmaya aday duruyor. Türkiye’de ise popülerliği gün geçtikçe artıyor. Popülerliğinin yanında bilgilerin güvenliği ve zaman kaybı gibi faktörler de ciddi bir şekilde sorgulanıyor.
Facebook hakkında Emre Mineoğlu’nun TÜBİTAK adına yaptığı araştırmanın sonuçları gerçekten üzerinde durmaya değer: “İstihbarat örgütlerinde size ait bir dosyanın bulunduğu söylenmiş olsaydı... Ve o dosyada birçok resminizle beraber hangi okullara gittiğiniz, hangi işlerde çalıştığınız ve çalışmakta olduğunuz, kimlerle arkadaşlık ettiğiniz, nerelere gittiğiniz, resimlerle belgelenmiş olsaydı... Panikle ne yapacağınızı şaşıracağınıza kuşku yok. Ancak şu anda internetin sunduğu nimetlerin sonuncusu olan Facebook adlı sitede, kendi rızasıyla bunu yapan yaklaşık 48 milyon kişi var. Facebook bize gösteriyor ki; toplumsal anlamda aidiyet ve gizlilik olguları yeniden tanımlanıyor. İnternette yaşanan hızlı gelişmeler, toplumsal değişim ve dönüşümün gelecekte nasıl yaşanacağı hakkında ipuçları verir nitelikte. Facebook, aynı zamanda sosyal bilimciler için de devasa bir laboratuvar. 1,5 milyona yakın Türk kullanıcı sayısıyla ülkemizde de çok ciddi bir kullanıcı potansiyeli oluşturuyor.”
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mehmet Ali Köksal’ın değerlendirmelerine göre ise: “İnsan ilişkilerinde kimin kiminle nereden tanışık olduğu istihbarat birimlerinin en çok merak ettiği konulardan. Kullanıcılar, Facebook sayesinde bu ilişkileri herkese açıyor. Yıllardır görüşemediğimiz arkadaşlarımızı bu sistem sayesinde bulmak güzel. Fakat o kişinin hatası ya da sevabı yüzünden sorgulanmak, ilginiz olmayan olaylara resmî makamlar ya da basın karşısında adınızın karışması güzel olmasa gerek. Kullanıcı bilgilerinin pazarlanacağından bahsediliyor. Verilen bilgiler kullanıcıya reklam olarak dönecek. Maalesef tüm uyarılara rağmen TBMM’den kişisel bilgilerin korunması ve gizliliği konusunda beklenen tasarı çalışması tamamlanıp yasalaşmadı. Ayrıca hâlâ Türk Ceza Kanunu’nun 135’inci maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesine ilişkin bir düzenleme var. Ancak bu düzenleme yeterli değil. Facebook olayına da uygulanması mümkün değil. Çünkü, siteye girebilmek için Facebook’un anlaşmasını kabul etmeniz gerekiyor. Kredi kartı numaranızı da bir küçük hileyle kapabilirler.”
Facebook, farklı sitelerden parça parça elde edilen paylaşım ve sosyalleşmenin tamamını tek elden vermeye çalıştığı ve bunu da iyi yaptığı için şimdilik başarılı gözüküyor. Ancak başarılı olduğu kadar da güvenlik açısından çok fazla soru işareti üretiyor. Facebook ile ilgili son karar tabii ki internet kullanıcılarının.
Paylaş
Tavsiye Et