Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2009) > Dosya > İsrail’in Gazze saldırısı ve uluslararası hukuk
Dosya
İsrail’in Gazze saldırısı ve uluslararası hukuk
Berdal Aral
İS­RA­İL’İN Gaz­ze’ye yö­ne­lik top­ye­kun sal­dı­rı­sı­nı ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk yö­nün­den de­ğer­len­dir­mek hem ko­lay hem de çok zor. Ko­lay; çün­kü ha­va­dan, de­niz­den ve ka­ra­dan ya­pı­lan bu acı­ma­sız sal­dı­rı ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­kun ba­rı­şa ve sa­va­şa iliş­kin tüm norm­la­rı­nı ih­lal et­ti. Zor; çün­kü İs­ra­il’in sa­de­ce bu sal­dı­rı­sı­nı in­ce­le­me ko­nu­su yap­mak, bu ih­la­lin san­ki ay­rık­sı bir du­rum ol­du­ğu­nu ih­sas edi­yor ki, bu doğ­ru de­ğil. İs­ra­il, II. Dün­ya Sa­va­şı son­ra­sı ku­ru­lan ulus­la­ra­ra­sı sis­te­min hâ­kim güç­le­ri ta­ra­fın­dan stra­te­jik he­sap­lar­la özel ko­ru­ma al­tı­na alın­mış ve da­hi ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk­tan ve BM’nin yap­tı­rım me­ka­niz­ma­la­rın­dan ma­sun kı­lın­mış bir “hay­dut” dev­let.
İs­ra­il’in Gaz­ze sal­dı­rı­sı­nı ve kat­li­amı­nı ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk açı­sın­dan doğ­ru bir bağ­lam için­de ele al­mak için, İs­ra­il’e iliş­kin ge­nel res­me kı­sa­ca bak­mak ge­re­ki­yor: İs­ra­il baş­ka bir hal­kın (Fi­lis­tin­li­le­rin) top­rak­la­rı­nı gasp eden Ya­hu­di göç­men­ler­ce ku­rul­muş “ya­pay” bir dev­let. Mo­dern dö­nem­de, ger­çek­te Gü­ven­lik Kon­se­yi kar­şı­sın­da “et­ki­siz ve yet­ki­siz bı­ra­kıl­mış” olan BM Ge­nel Ku­ru­lu eliy­le (1947 ta­rih­li 181 sa­yı­lı “tav­si­ye ka­ra­rı” yo­luy­la), ken­di­si­ne baş­ka­la­rı­nın top­rak­la­rı­nın “he­di­ye edil­di­ği” bir baş­ka dev­let yok. Do­ğu­mu iti­ba­rıy­la ya­sa­dı­şı olan İs­ra­il, sö­mür­ge­ci­li­ğin ve iş­ga­lin ya­sak­lan­dı­ğı II. Dün­ya Sa­va­şı son­ra­sı dö­nem­de, her iki pra­ti­ği de ha­ya­ta ge­çir­mek­ten çe­kin­me­yen “anak­ro­nik” bir dev­let. Öy­le­si­ne anak­ro­nik ki, Ya­hu­di ol­ma­yan­la­ra yö­ne­lik sis­te­ma­tik ırk­çı­lı­ğı bir yö­ne­tim bi­çi­mi ola­rak be­nim­si­yor; Fi­lis­tin­li Arap­lar yurt­la­rın­dan edi­lir ve bu­gün­kü İs­ra­il’de ya­şa­yan Arap azın­lı­ğa ikin­ci sı­nıf in­san mu­ame­le­si ya­pı­lır­ken, dün­ya­nın her­han­gi bir ye­rin­de ya­şa­yan bir Ya­hu­di, he­men­ce­cik “bi­rin­ci sı­nıf” İs­ra­il va­tan­da­şı ola­bi­li­yor. He­men he­men her sa­vaş/ça­tış­ma­da si­vil­le­re yö­ne­lik kat­li­am­lar yap­mak­tan, si­vil yer­le­şim­le­ri bom­ba­la­mak­tan, ya­sak­lan­mış si­lah­la­rı kul­lan­mak­tan vs. çe­kin­me­yen İs­ra­il’in iş­le­di­ği “sa­vaş suç­la­rı” bir sap­ma de­ğil, he­sap­lı ve bi­linç­li bir stra­te­ji­nin ürü­nü. İs­ra­il, gir­di­ği he­men he­men tüm sa­vaş­la­rın mü­seb­bi­bi. İs­ra­il dev­le­ti BM Gü­ven­lik Kon­se­yi’nin bu­gü­ne dek ken­di­si­ne iliş­kin ka­bul et­ti­ği he­men he­men hiç­bir ka­ra­rı ta­nı­ma­dı ve uy­gu­la­ma­dı.
Bu ar­ka pla­nın ışı­ğın­da, Gaz­ze sal­dı­rı­sı­nı ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk açı­sın­dan de­ğer­len­di­re­lim. Gaz­ze’nin ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk çer­çe­ve­sin­de bu­gün­kü sta­tü­sü­nün ne ol­du­ğu­na iliş­kin net bir ce­vap ver­mek ko­lay de­ğil. O ne­den­le iki fark­lı var­sa­yı­mı esas ala­rak tah­lil­le­ri­mi­zi ya­pa­ca­ğız. Bi­rin­ci var­sa­yım, Gaz­ze İs­ra­il iş­ga­li al­tın­da olan bir top­rak par­ça­sı­dır. İkin­ci var­sa­yım, İs­ra­il or­du­su 2005’te Gaz­ze’den çe­kil­di­ği için, bu­ra­sı ar­tık İs­ra­il’in fii­lî ege­men­li­ği al­tın­da de­ğil­dir.
Gaz­ze’yi “iş­gal al­tın­da olan bir top­rak par­ça­sı” ola­rak ta­nım­la­mak as­lın­da ma­kul; çün­kü İs­ra­il dört yıl ön­ce Gaz­ze’den “çe­kil­miş gi­bi ya­par­ken”, as­lın­da böl­ge­yi hem de­niz­den hem de ha­va­dan de­ne­tim al­tın­da tut­ma­ya de­vam et­ti. Son iki yıl­dır Gaz­ze hal­kı­na yö­ne­lik ölüm­cül bir am­bar­go uy­gu­la­dı. “Ateş­kes” sü­re­cin­de, bu top­rak­lar­da seç­ti­ği he­def­le­re yö­ne­lik sui­kast­lar ve bas­kın­lar dü­zen­le­mek­ten ge­ri dur­ma­dı. “İş­gal­ci güç” ola­rak İs­ra­il’in son Gaz­ze sal­dı­rı­sı­nı ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk açı­sın­dan de­ğer­len­dir­me­ye ge­çe­bi­li­riz. İş­gal­ci bir dev­le­tin yü­küm­lü­lük­le­ri, sa­vaş hu­ku­ku ku­ral­la­rı­nı dü­zen­le­yen Ce­nev­re Söz­leş­me­le­ri (1949) ve Ek­li Pro­to­kol­le­ri (1977) ile dü­zen­len­miş­tir. Bun­lar için­de özel­lik­le IV. Ce­nev­re Söz­leş­me­si, iş­gal re­ji­mi üze­rin­de dur­mak­ta­dır.
Mev­cut ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk norm­la­rı­na gö­re, iş­gal al­tın­da­ki top­rak­lar­da ön­ce­lik­le ulus­la­ra­ra­sı in­sa­ni hu­kuk ku­ral­la­rı­nın gö­ze­til­me­si ge­re­kir. Bu bağ­lam­da “sa­va­şan” sta­tü­sün­de olan­lar ha­riç, iş­gal al­tın­da tu­tu­lan hal­kın can ve mal gü­ven­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı, en te­mel ih­ti­yaç­la­rı­nın kar­şı­lan­ma­sı ge­re­kir. “Düş­man”a ait ad­de­di­len he­def­ler için­de meş­ru olan­lar, yal­nız­ca as­ker­ler, as­ke­rî te­sis­ler ve düş­ma­na ait si­lah­lar ve cep­ha­ne­liklerdir. Si­vil yer­le­şim­le­re, has­ta­ne­le­re, am­bu­lans­la­ra, okul­la­ra ve iba­det yer­le­ri­ne yö­ne­lik as­ke­rî ope­ras­yon­lar, “sa­vaş suç­la­rı” ka­te­go­ri­sin­de­dir. Oy­sa Gaz­ze sal­dı­rı­sı, si­vil­le­re yö­ne­lik kı­yı­mı da içe­ri­yor­du; İs­ra­il sa­vaş ma­ki­ne­si için Gaz­ze’de ha­re­ket eden her şey “meş­ru” he­def­ti. Ay­rı­ca hem ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­ler hem de tea­mül hu­ku­ku ku­ral­la­rı çer­çe­ve­sin­de ya­sak­la­nan bi­yo­lo­jik, kim­ya­sal ve ya­nı­cı si­lah­lar­la uran­yum, fos­for ve mis­ket bom­ba­la­rı­nın tü­mü Fi­lis­tin hal­kı­na kar­şı kul­la­nıl­dı. Am­bar­goy­la Gaz­ze’de­ki 1,5 mil­yon in­sa­nı iki yıl­dır aç­lı­ğa ve ses­siz ölü­me mah­kum eden İs­ra­il, iş­gal edi­len top­rak­lar­da si­vil­le­rin re­hin alın­ma­sı­nı ve hal­kın top­lu­ca ce­za­lan­dı­rıl­ma­sı­nı ya­sak­la­yan Ce­nev­re Söz­leş­me­si çer­çe­ve­sin­de de açık­ça bir “in­san­lık su­çu” iş­li­yor.
Mev­cut ulus­la­ra­ra­sı ku­rum­lar şa­yet ulus­la­ra­ra­sı ak­tör­le­re eşit mu­ame­le edi­yor ol­say­dı, bu­gün İs­ra­il’e kar­şı iki fark­lı ulus­la­ra­ra­sı yap­tı­rım ve ce­za­lan­dır­ma me­ka­niz­ma­sı dev­re­ye so­ku­la­bi­lir­di: Bi­rin­ci­si, Gü­ven­lik Kon­se­yi eko­no­mik, ma­li, dip­lo­ma­tik ve as­ke­rî yap­tı­rım ka­rar­la­rı ala­bi­lir­di. İs­ra­il, dün­ya­dan tec­rit edi­le­bi­lir, si­lah gü­cü sı­nır­la­na­bi­lir ve eko­no­mik ha­yat da­mar­la­rı ku­ru­tu­la­bi­lir­di. İş­gal­de ıs­rar et­ti­ği tak­dir­de Kon­sey, İs­ra­il’e kar­şı as­ke­rî mü­da­ha­le ka­ra­rı da ala­bi­lir­di. İkin­ci­si, Gü­ven­lik Kon­se­yi’nin gi­ri­şi­miy­le, bu sa­va­şı yü­rüt­mek­ten so­rum­lu olan­lar, “sa­vaş ve in­san­lık suç­la­rı” ne­de­niy­le La­hey’de­ki Ulus­la­ra­ra­sı Ce­za Mah­ke­me­si­ne sevk edi­le­bi­lir­di. Bu mah­ke­me­nin sta­tü­sü İs­ra­il ta­ra­fın­dan ka­bul edil­me­miş ol­sa da, Kon­sey so­ruş­tur­ma açıl­ma­sı için mah­ke­me­ye baş­vu­ra­bi­lir­di; tıp­kı Dar­fur için mah­ke­me­yi Su­dan’a kar­şı ha­re­ke­te ge­çir­di­ği gi­bi.
Gaz­ze’yi “iş­gal al­tın­da olan bir top­rak par­ça­sı” ola­rak de­ğil de, en azın­dan “muh­ta­ri­ye­ti olan bir top­rak par­ça­sı” ola­rak ta­nım­lar­sak, bu du­rum­da “ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­ka uy­gun as­ke­rî güç kul­la­nım ko­şul­la­rı”na iliş­kin ku­ral­la­ra bak­mak ge­re­kir. 1945’te ka­bul edi­len BM Ku­ru­cu Ant­laş­ma­sı, dev­let­le­rin ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­le­rin­de as­ke­rî güç kul­lan­ma­sı­nı ve hat­ta güç kul­lan­ma teh­di­din­de bu­lun­ma­sı­nı ya­sak­lı­yor. Top­rak iş­gal­le­ri ve her tür­den sal­dır­gan fi­il­ler, ulus­la­ra­ra­sı ba­rış ve gü­ven­li­ğe yö­nel­miş en önem­li teh­dit­ler ola­rak ta­nım­la­nı­yor. 1970’te BM Ge­nel Ku­ru­lu’nca ka­bul edi­len Dost­ça İliş­ki­ler Bil­dir­ge­si, “güç teh­di­din­den ya da kul­la­nı­mın­dan kay­nak­la­nan top­rak ka­za­nım­la­rı­nın ya­sal ola­rak ta­nın­ma­ya­ca­ğı­nı” açık­ça ifa­de edi­yor. O ne­den­le, BM Gü­ven­lik Kon­se­yi iş­gal­ci dev­le­te kar­şı yap­tı­rım ka­ra­rı ala­bi­lir. Eko­no­mik ve dip­lo­ma­tik yap­tı­rım­lar is­te­nen so­nu­cu ver­me­di­ği tak­dir­de, Kon­sey’in ni­haî se­çe­ne­ği dev­re­ye gi­re­bi­lir: Ulus­la­ra­ra­sı ba­rış ve gü­ven­li­ğe za­rar ve­ren dev­le­te kar­şı as­ke­rî zor­la­ma ted­bir­le­ri­nin alın­ma­sı. Ağus­tos 1990’da Ku­veyt’i iş­gal eden Irak’a yö­ne­lik, Gü­ven­lik Kon­se­yi ka­rar­la­rıy­la kap­sam­lı am­bar­go­la­rın dev­re­ye so­kul­ma­sı ve ar­dın­dan ulus­la­ra­ra­sı güç kul­la­nıl­ma­sı ör­ne­ğin­de ol­du­ğu gi­bi, ben­zer bir me­ka­niz­ma­nın iş­gal­ci İs­ra­il dev­le­ti­ne kar­şı da uy­gu­lan­ma­sı ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­kun bir ge­re­ği. Yi­ne iş­le­nen “sa­vaş ve in­san­lık suç­la­rı”, bu sal­dır­gan sa­va­şı baş­la­tan ve yö­ne­ten tüm İs­ra­il­li yet­ki­li­le­rin Ulus­la­ra­ra­sı Ce­za Mah­ke­me­si’ne sev­ki­ni za­ru­ri kı­lı­yor.
Eğer “İs­ra­il” adı ve­ri­len bu hay­dut dev­le­tin Gaz­ze’ye kar­şı uy­gu­la­dı­ğı sı­nır­sız şid­det ve et­nik te­miz­lik, bir kez da­ha ce­za­sız ka­lır­sa, ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk ye­ri­ne her­hal­de “ulus­la­ra­ra­sı gu­guk”tan söz et­mek ge­re­kir.

Paylaş Tavsiye Et