Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2007) > Dünya Siyaset > ABD’nin yeni hedefi İran mı?
Dünya Siyaset
ABD’nin yeni hedefi İran mı?
Ebru Afat
“İs­lam dün­ya­sıy­la ver­di­ği­miz sa­vaş­la­rı kay­be­di­yo­ruz,
çün­kü ta­rih viz­yo­nu­muz ger­çek­lik­le kav­ga­lı.”
Mic­ha­el Vla­hos, The Ame­ri­can Con­ser­va­ti­ve, 26 Şu­bat 2007
 
 
“BU tür dev­let­ler (Irak, İran, Ku­zey Ko­re), dün­ya ba­rı­şı­nı teh­dit et­mek için si­lah­la­nan bir şer ek­se­ni oluş­tu­ru­yor­lar. Kit­le im­ha si­lah­la­rı el­de et­me­ye ça­lı­şan bu dev­let­ler, cid­di ve git­tik­çe bü­yü­yen bir teh­li­ke arz edi­yor­lar. Kendilerine düş­man­lık­la­rı­nı gösterme imkanı ve­ren bu si­lah­la­rı te­rö­rist­le­rin hiz­me­ti­ne su­na­bi­lir, müt­te­fik­le­ri­mi­ze sal­dı­ra­bi­lir ya da Bir­le­şik Dev­let­ler’e şan­taj yap­ma­ya te­şeb­büs ede­bi­lir­ler.” ABD Baş­ka­nı Ge­or­ge Bush’un 29 Ocak 2002’de yap­tı­ğı Ulu­sa Ses­le­niş Ko­nuş­ma­sı’nda ge­çen bu ifa­de­ler, şu sı­ra­lar­da ade­ta bir kor­ku fil­mi efek­ti gi­bi ye­ni­den ku­lak­la­rı­mız­da yan­kı­la­nı­yor. Irak’ın 2003 Mart’ın­da “kit­le im­ha si­lah­la­rı­na sa­hip ol­du­ğu ve te­rö­riz­mi des­tek­le­di­ği” id­di­ala­rı­na da­ya­nı­la­rak iş­gal edil­me­sin­den son­ra, çan­lar şim­di de İran için ça­lı­yor. Ge­rek dün­ya med­ya­sın­da çı­kan ha­ber ve yo­rum­lar, ge­rek­se de Bush ve eki­bi­nin İran’ı dün­ya ka­muo­yu önün­de açık­ça Irak’ta­ki iç sa­va­şı de­rin­leş­tir­mek­le suç­la­ma­sı, bu ül­ke­nin bir ABD sal­dı­rı­sı­na he­def ol­ma ola­sı­lı­ğı­nı ar­tı­rıp, bü­tün Or­ta­do­ğu’yu ate­şe ve­re­cek bir teh­li­ke­nin yak­laş­tı­ğı­nı ha­ber ve­ri­yor.
Şer ek­se­ni, ABD’li yo­rum­cu­lar ve si­ya­set­çi­ler ta­ra­fın­dan So­ğuk Sa­vaş bo­yun­ca Sov­yet­ler Bir­li­ği’ni ni­te­len­dir­mek için sık­ça kul­la­nıl­mış­tır. ABD’nin ku­ru­luş fel­se­fe­si­nin te­me­li­ni oluş­tu­ran “ken­di­ni mut­lak ve ila­hî iyi­li­ğin tem­sil­ci­si ola­rak gör­me” an­la­yı­şı­nın so­nu­cu ola­rak or­ta­ya çı­kan şer ek­se­ni kav­ram­sal­laş­tır­ma­sı, he­def alı­nan bir dev­let ya da dev­let­ler gru­bu­nun dün­ya ka­mu­oyu­na şey­tan­laş­tı­rı­la­rak yan­sı­tıl­ma­sı şek­lin­de te­za­hür eder. De­mok­ra­si gö­tür­mek için iş­gal edi­len Irak’ın, bö­lün­me­nin kı­yı­sın­da bir ül­ke­ye dö­nüş­tü­rül­dü­ğü, Ku­zey Ko­re’nin de 13 Şu­bat’ta va­rı­lan an­laş­may­la nük­le­er te­sis­le­ri­nin ça­lış­ma­la­rı­nı dur­dur­ma­yı ka­bul et­ti­ği bir aşa­ma­da, nük­le­er prog­ram­la­rı­nı sür­dür­mek­te di­re­nen İran, şer ek­se­ni­nin ber­ta­raf edil­me­yi bek­le­yen son üye­si ha­li­ne ge­li­yor.
Ön­ce he­pi­miz­de ür­per­ti­ci bir de­ja vu his­si uyan­dı­ran bu or­ta­mın oluş­ma­sı­nın ne­de­ni ola­rak gös­te­ri­len İran’ın nük­le­er fa­ali­yet­le­ri­nin se­ren­ca­mı­na kı­sa­ca bir göz ata­lım: 1968 Nük­le­er Si­lah­la­rın Ya­yıl­ma­sı­nı Ön­le­me An­laş­ma­sı’nın im­za­cı­la­rı ara­sın­da yer alan İran, 1973’te Şah dö­ne­min­de baş­la­dı­ğı nük­le­er fa­ali­yet­le­ri­ni, 1979 İs­lam Dev­ri­mi’nin ar­dın­dan dur­dur­muş­tu. 1980-88 yıl­la­rı ara­sın­da de­vam eden İran-Irak Sa­va­şı’nın bit­me­siy­le bir­lik­te, Çin ve öze­llik­le de Rus­ya’nın des­te­ğiy­le nük­le­er ça­lış­ma­la­rı­nı ye­ni­den gün­de­mi­ne al­dı. Bu ça­lış­ma­lar Mu­ham­med Ha­te­mi dö­ne­min­de uran­yum zen­gin­leş­tir­me aşa­ma­sı­na gel­se de ulus­la­ra­ra­sı bas­kı­lar so­nu­cu as­kı­ya alın­dı. 2006’da uran­yum zen­gin­leş­tir­me ça­lış­ma­la­rı­nın tek­rar baş­la­tıl­ma­sıy­la da İran’ın nük­le­er prog­ra­mı Bush yö­ne­ti­mi­nin gün­de­mi­nin ilk sı­ra­la­rı­na yer­leş­ti. Mah­mut Ah­me­di­ne­jad’ın 2005’te cum­hur­baş­ka­nı se­çil­me­si ve İran’ın özel­de Irak’ta, ge­nel­de ise Or­ta­do­ğu’da­ki Şii hat üze­rin­de et­kin­li­ği­ni git­tik­çe ar­tır­ma­sı, ko­nu­nun öne çık­ma­sı­nı hız­lan­dır­dı.
İran, mev­cut nük­le­er prog­ram­la­rıy­la sa­de­ce ener­ji üret­me­yi he­def­le­di­ği­ni, ABD ve Ah­me­di­ne­jad’ın çok sert bir söy­lem­le eleş­tir­di­ği İs­ra­il ise İran’ın nük­le­er si­lah­lar üret­me­ye ça­lış­tı­ğı­nı ve bu şek­liy­le böl­ge için bir teh­dit teş­kil et­ti­ği­ni id­di­a edi­yor. BM Gü­ven­lik Kon­se­yi, ABD’nin bas­kı­sı üze­ri­ne 23 Ara­lık’ta İran’a nük­le­er ça­lış­ma­la­rı­nı dur­dur­ma­sı için 60 gün­lük sü­re ta­nı­yan bir ka­rar al­mış­tı. Ku­rul’un ver­di­ği sü­re 21 Şu­bat’ta so­na er­di. An­cak Av­ru­pa ül­ke­le­ri ve Ulus­la­ra­ra­sı Atom Ener­ji­si Ajan­sı (IAE­A) ile İran ara­sın­da de­vam eden mü­za­ke­re­le­rin so­nun­da İran, nük­le­er prog­ra­mı­nı dur­dur­ma­ya­ca­ğı­nı ilan et­ti. IAE­A da 22 Şu­bat’ta İran’ın nük­le­er fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dür­dü­ğü­nü an­la­tan ra­po­ru­nu ya­yım­la­dı.
ABD Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Con­do­le­ez­za Ri­ce, ra­po­run ya­yım­lan­ma­sı­nın he­men ar­dın­dan yap­tı­ğı açık­la­ma­da İran’ın bu tav­rı­nı sür­dür­me­si ha­lin­de da­ha sert ce­za­lar ve izo­las­yon­la kar­şı­la­şa­ca­ğı­nı, an­cak fa­ali­yet­le­ri­ni dur­dur­ma­sı ha­lin­de ABD ile di­ğer güç­le­rin gö­rüş­me­le­re ye­ni­den baş­la­ya­ca­ğı­nı açık­la­dı. İşin asıl il­ginç nok­ta­sı ise, Irak Sa­va­şı’nda ABD’ye tam des­tek ve­ren İn­gil­te­re Baş­ba­ka­nı Tony Bla­ir’in ay­nı gün BBC’ye ver­di­ği rö­por­ta­jın­da İran’a dü­zen­le­ne­cek bir sal­dı­rı­nın yan­lış ola­ca­ğı­nı söy­le­me­siy­di. Ni­te­kim İn­gi­liz The Ti­mes ga­ze­te­si 23 Şu­bat’ta, üst dü­zey İn­gi­liz yet­ki­li­le­rin önü­müz­de­ki yıl için­de ABD’nin “İran me­se­le­si­ni as­ke­rî yön­tem­ler­le çöz­me­ye” ça­lı­şa­ca­ğın­dan kork­tuk­la­rı­nı söy­le­dik­le­ri­ne da­ir bir ha­be­ri “İran’a da­ir kor­ku­lar ar­tı­yor” baş­lı­ğı ile du­yur­du. Her ne ka­dar Bush yö­ne­ti­mi şim­di­ye ka­dar “İran’a kar­şı as­ke­rî se­çe­ne­ğin ma­sa­da ol­du­ğu” id­di­ası­nı red­det­se de, İn­gi­liz yet­ki­li­le­rin bu kor­ku­su hiç şüp­he­siz hak­lı bir te­me­le da­ya­nı­yor.
Bush ve yar­dım­cı­sı Dick Che­ney’nin 2008 baş­kan­lık se­çim­le­rin­den ön­ce İran’a sal­dır­ma­yı is­te­dik­le­ri­ni gün­de­me ilk de­fa tec­rü­be­li Ame­ri­ka­lı ga­ze­te­ci Sey­mo­ur Hersh ge­tir­miş­ti. New Yor­ker der­gi­si­nin 27 Ka­sım ta­rih­li sa­yı­sın­da ya­yım­la­nan ma­ka­le­sin­de, yö­ne­ti­min sal­dı­rı plan­la­rı­nı 2006 son­ba­ha­rın­da ha­zır­la­dı­ğı­nı id­di­a et­miş­ti. Ka­sım ayın­da dü­zen­le­nen Kon­gre se­çim­le­ri­ni Irak’ta­ki kao­tik du­rum üze­rin­de odak­la­nan De­mok­rat­la­rın ka­zan­ma­sı­nın ar­dın­dan Bush yö­ne­ti­mi­nin, dün­ya ka­mu­oyu­nun ge­nel bek­len­ti­si olan ka­de­me­li bir ge­ri çe­kil­me ye­ri­ne Irak’a 21.500 ye­ni as­ker gön­der­me ka­ra­rı al­ma­sı, bu id­dia­yı kuv­vet­len­dir­di. Gü­ven­lik Kon­se­yi’nin İran’a ver­di­ği sü­re­nin dol­du­ğu Şu­bat ayı ise, sal­dı­rı id­di­ala­rı­nın ta­van yap­ma­sı­na sah­ne ol­du. ABD’nin Şu­bat ayı içinde Bas­ra Kör­fe­zi’ne ikin­ci uçak ge­mi­si­ni de gön­der­me­si, İran’ın sal­dı­rı ha­lin­de Hür­müz Bo­ğa­zı’nı ka­pa­tıp pet­rol sev­ki­ni dur­dur­ma­sı­nı ön­le­me­yi he­def­le­yen bir ted­bir ola­rak yo­rum­lan­dı.
İn­gi­liz ga­ze­te­ci Dan Plesch, New Sta­tes­man der­gi­si­nin 19 Şu­bat ta­rih­li sa­yı­sın­da yer alan ma­ka­le­sin­de, ABD’nin İran ile kon­van­si­yo­nel bir sa­va­şı her an baş­la­ta­bi­le­ce­ği­ni ve pla­nın İran’ın kit­le im­ha si­la­hı ol­du­ğun­dan şüp­he­le­ni­len te­sis­le­ri­nin öte­si­ne ge­çip, ül­ke­nin bü­tün as­ke­rî, si­ya­si ve eko­no­mik ya­pı­la­rı­nın bir ge­ce için­de tah­rip edil­me­si­ni sağ­la­ya­bi­le­ce­ği­ni öne sü­rü­yor­du: “ABD or­du­su; de­niz ve ha­va güç­le­ri ile pi­ya­de­le­rin ta­ma­mı sa­vaş plan­la­rı­nı ha­zır­la­dı­lar ve üs­ler te­sis edip ‘İran­lı­la­ra Öz­gür­lük Ope­ras­yo­nu’ için eği­tim al­dık­la­rı dört yıl ge­çir­di­ler. TI­RANNT (İran Ti­yat­ro­su Ya­kın­da Sah­ne­de) adı al­tın­da bil­gi­sa­yar or­ta­mı­na ak­ta­rı­lan plan­lar, ABD Mer­kez Ko­mu­tan­lı­ğı’nın ye­ni li­de­ri olan Ami­ral Fal­lon’a dev­re­dil­di.” Ku­veyt mer­kez­li Arab Ti­mes ga­ze­te­si­nin baş edi­tö­rü Ah­med Al-Ja­ral­lah ise 22 Şu­bat’ta ABD’nin 2007 Ni­san’ın­dan ön­ce İran’a as­ke­rî sal­dı­rı dü­zen­le­ye­ce­ği­ni, sal­dı­rı­la­rın böl­ge­de­ki bir ül­ke­den de­ğil de de­niz­den ger­çek­leş­ti­ri­le­ce­ği­ni ve İran’ın pet­rol üre­tim ve nük­le­er te­sis­le­ri­nin he­def alı­na­ca­ğı­nı ya­zı­yor­du.
Ak­lı ve vic­da­nı olan her­ke­se “dün­ya ne­re­ye gi­di­yor?” so­ru­su­nu sor­du­ran bü­tün bu id­di­ala­rın ger­çek­leş­me­si­nin önün­de­ki en bü­yük en­gel, yüz­yıl­lar­dır bir ara­da ya­şa­yan Or­ta­do­ğu halk­la­rı­nın, ABD’nin ar­tık sı­nır­la­rı­na ge­len bu tek ta­raf­lı, ben-­mer­kez­ci ve tah­rip­kâr ta­vır­la­rı­na kar­şı tek ses ha­lin­de sağ­lam bir du­ruş ser­gi­le­me­si­dir. Bu­nun yo­lu da böl­gedeki yö­ne­ti­ci­le­rin, Şi­i-Sün­ni iki­le­mi üze­rin­den ko­num ve stra­te­ji be­lir­le­me­yi bı­ra­kıp, üze­ri­miz­de ya­pı­lan he­sap­la­rı bo­şa çı­kart­ma­sın­dan geç­mek­te­dir.
 

Paylaş Tavsiye Et