Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (September 2007) > Dosya > Anayasa’nın ideolojisi Kemalizm mi?
Dosya
Anayasa’nın ideolojisi Kemalizm mi?
Mustafa Şentop
22 TEM­MUZ se­çim­le­rin­den son­ra ye­ni mil­let­ve­kil­le­rin­den Prof. Dr. Za­fer Üs­kül’ün Ana­ya­sa’ya da­ir söy­le­di­ği söz­ler ka­mu­oyun­da tar­tış­ma­la­ra se­bep ol­muş­tu. Üs­kül, ‘Ke­ma­lizm’in Ana­ya­sa’dan çı­kar­tıl­ma­sı­nı öner­mek­tey­di. Bu öne­ri­nin le­hin­de ve aley­hin­de tar­tı­şan­lar, biz­ce, en önem­li so­ru­yu sor­ma­mış­tır: Ana­ya­sa’da Ke­ma­lizm ger­çek­ten var mı­dır?
Tür­ki­ye’de, Cum­hu­ri­yet’ten son­ra üç ana­ya­sa ya­pıl­mış­tır: 1924 Ana­ya­sa­sı, 1961 Ana­ya­sa­sı ve 1982 Ana­ya­sa­sı. (12 Mart Muh­tı­ra­sı’ndan son­ra, 1971-1973 dö­ne­min­de 61 Ana­ya­sa­sı’nda önem­li de­ği­şik­lik­ler ya­pıl­mış ol­mak­la bir­lik­te bü­tü­nüy­le ye­ni bir ana­ya­sa or­ta­ya ko­nul­ma­mış­tır; bu yüz­den o dö­nem için ay­rı bir ana­ya­sa­dan söz et­mek müm­kün de­ğil­dir.) Bu ana­ya­sa­lar­dan il­ki olan Cum­hu­ri­yet’in ku­ru­cu Ana­ya­sa­sı, hiç­bir ide­olo­jik yak­la­şım ve kur­gu ta­şı­ma­mak­ta­dır. Ana­ya­sa­lar­da, ge­nel­lik­le, ide­olo­ji­nin ‘mon­te’ edil­di­ği yer olan ‘Baş­lan­gıç’ kıs­mı 24 Ana­ya­sa­sı’nda yok­tur. Dev­le­tin ya­pı­sı ve ni­te­lik­le­riy­le il­gi­li hü­küm­ler­de de ide­olo­jik yak­la­şım bu­lun­ma­mak­ta, bü­tü­nüy­le tek­nik hü­küm­ler yer al­mak­ta­dır. Dev­le­tin di­ni­nin İs­lam ol­du­ğu yaz­sa da, bu ifa­de­yi “ide­olo­jik Ana­ya­sa” ta­nı­mı için­de ka­bul ede­bil­mek müm­kün de­ğil­dir. 1928 yı­lın­da dev­le­tin di­ni ile il­gi­li iba­re çı­kar­tıl­mış, 1937’de ise “CHP’nin al­tı oku” ola­rak bi­li­nen meş­hur al­tı il­ke ek­len­miş­tir. Bu de­ği­şik­lik­le­ri, Ana­ya­sa’ya ide­olo­jik bo­yut ka­zan­dır­ma sü­re­ci ola­rak de­ğer­len­dir­mek yan­lış­tır. Ana­ya­sa’da ya­pı­lan de­ği­şik­lik­le­ri bu­gün yük­le­nen an­lam­lar için­de ele ala­rak bir de­ğer­len­dir­me yap­mak ‘anak­ro­nik’ ola­cak­tır. Zi­ra 1937 de­ği­şik­lik­le­ri ya­pı­lır­ken, ge­rek hü­kü­met üye­le­ri­nin ver­miş ol­du­ğu de­ği­şik­lik ‘la­yi­ha’sı­nın ge­rek­çe­sin­de, ge­rek­se TBMM Ana­ya­sa Ko­mis­yo­nu’nda ya­pı­lan tar­tış­ma­lar so­nun­da ha­zır­la­nan ge­rek­çe­de bu­gün­kü an­la­mıy­la bir ide­olo­jik yak­la­şım yok­tur. Da­ha doğ­ru bir ifa­dey­le, Ana­ya­sa’ya bir ide­olo­ji ka­zan­dır­ma ni­ye­ti yok­tur; asıl me­se­le, tek par­ti olan CHP’nin il­ke­le­ri­ni Ana­ya­sa’ya der­cet­mek, par­ti-dev­let bü­tün­leş­me­si­ni sağ­la­mak­tır. 30’lu yıl­lar, Av­ru­pa’da ‘fa­şist’ par­ti­le­rin güç­len­di­ği, Al­man­ya ve İtal­ya’da ik­ti­da­ra gel­di­ği dö­nem­ler­dir. Tür­ki­ye’de de, CHP’de özel­lik­le Re­cep Pe­ker’in ön­cü­lük et­ti­ği bir grup, par­ti-dev­let bü­tün­leş­me­si­ni şid­det­li bir şe­kil­de sa­vun­mak­ta­dır. Bu ‘fa­şi­zan’ tu­tu­mun biz­zat Ata­türk ta­ra­fın­dan hoş kar­şı­lan­ma­dı­ğı ve eleş­ti­ril­di­ği de bi­lin­mek­te­dir. Bu­na rağ­men, 1937’de par­ti il­ke­le­ri Ana­ya­sa’ya so­ku­la­bil­miş­tir. Bü­tün ge­rek­çe­ler­de ve TBMM Ge­nel Ku­ru­lu’nda ya­pı­lan ko­nuş­ma­lar­da, mu­va­fık ve­ya mu­ha­lif, her­ke­sin ya­pı­la­cak olan iş­le­min “par­ti il­ke­le­ri­nin Ana­ya­sa’ya ko­nul­ma­sı”ndan iba­ret ol­du­ğu nok­ta­sın­da it­ti­fak et­ti­ği gö­rül­mek­te­dir. Ya­ni doğ­ru­dan Ana­ya­sa’yı ide­olo­jik­leş­tir­mek ni­ye­tiy­le ha­re­ket edil­me­miş­tir.
Ta­bii bu­ra­da “par­ti il­ke­le­ri­nin Ana­ya­sa’ya ko­nul­ma­sı” da bir ide­olo­jik yak­la­şım de­ğil mi­dir?” so­ru­su so­ru­la­bi­lir. Ya­ni CHP’nin ‘ide­olo­ji’si­nin Ana­ya­sa’ya ko­nul­ma­sı su­re­tiy­le bir ide­olo­jik Ana­ya­sa ya­pıl­mış ola­maz mı? TBMM’de ya­pı­lan tar­tış­ma­lar­da bu so­ru­ya olum­lu ce­vap ver­me­mi­ze yol aça­cak ar­gü­man­lar da bu­lun­mak­ta­dır as­lın­da. Me­se­la, bir mil­let­ve­ki­li­nin, ‘dev­let­çi­lik’ il­ke­si­nin li­be­ral eko­no­mik po­li­ti­ka­la­rı sa­vun­ma­ya en­gel olup ol­ma­dı­ğı­nı sor­ma­sı üze­ri­ne, CHP yet­ki­li­le­rin­den ba­zı­la­rı­nın ver­di­ği ce­vap­lar­da, dev­let­çi­li­ğin ide­olo­jik bir yak­la­şım­la ele alın­dı­ğı­nı gör­mek müm­kün­dür. An­cak, 1937’den son­ra bu il­ke­le­rin Ana­ya­sa’ya gir­me­si ile dev­le­tin te­mel yak­la­şım­la­rın­da de­ği­şik­lik­ler ol­ma­mış, 40’lı ve 50’li yıl­lar­da­ki bir­bi­rin­den çok fark­lı uy­gu­la­ma­lar ay­nı il­ke­ler mev­cut­ken ger­çek­leş­ti­ri­le­bil­miş­tir. Da­ha da önem­li­si, bu il­ke­le­rin Ana­ya­sa’ya gir­me­si­ni sağ­la­yan CHP, 1950 se­çim­le­ri ön­ce­sin­de “al­tı oku Ana­ya­sa’dan çı­kar­ta­ca­ğı­nı” be­yan ve ilan et­miş­tir. Eğer ger­çek­ten bu il­ke­ler, bu­gün al­gı­lan­dı­ğı gi­bi, İs­met İnö­nü­lü CHP ta­ra­fın­dan ‘de­ğiş­mez’ il­ke­ler ola­rak al­gı­la­nı­yor ol­say­dı, Ana­ya­sa’dan çı­kar­tıl­ma­sı söz ko­nu­su edi­le­bi­lir miy­di?
İde­o­lo­jik Ana­ya­sa ifa­de­siy­le kas­te­di­len, Ana­ya­sa’da ide­olo­jik hiç­bir un­su­run bu­lun­ma­ma­sı de­ğil­dir. Asıl me­se­le, Ana­ya­sa hü­küm­le­ri­ni bir ide­olo­jik ör­gü için­de yo­rum­lan­ma­ya zor­la­yan ve­ya bu­na im­kan ve­ren dü­zen­le­me­ler­dir. Me­se­la yü­rür­lük­te­ki 1982 Ana­ya­sa­sı’na bak­tı­ğı­mız­da, dev­let­çi­lik il­ke­si bu­lun­ma­dı­ğı hal­de, 90’lı yıl­lar­da özel­leş­tir­me ko­nu­sun­da Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’nin yak­la­şı­mı dev­let­çi­lik iti­ka­dı çer­çe­ve­sin­de ol­muş­tur. Yi­ne üni­ver­si­te­ler­de ba­şör­tü­sü­nün ser­best ol­ma­dı­ğı­na da­ir Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rı, bir Ana­ya­sa hük­mü­ne da­ya­nı­la­rak ve­ril­me­miş­tir, böy­le bir hü­küm yok­tur; Mah­ke­me, Ana­ya­sa’nın ‘Baş­lan­gıç’ kıs­mı­na da­ya­na­rak bir ide­olo­jik ör­gü kur­muş ve la­ik­lik kav­ra­mı­nı yo­rum­la­mış­tır. İde­o­lo­ji­den kas­te­di­len bu­dur; Ana­ya­sa’nın sa­de­ce mev­cut hü­küm­le­ri ile, tek­nik bir hu­kuk met­ni ola­rak ele alın­ma­yıp içer­di­ği hu­ku­ki ni­te­lik­ten uzak fel­se­fi ifa­de­ler­le ve bü­tü­nü­ne at­fe­di­len bir an­lam ve ‘ruh’la yo­rum­lan­ma­sı­dır. 24 Ana­ya­sa­sı baş­lan­gıç kıs­mı­nın bu­lun­ma­ma­sı, içer­di­ği hü­küm­le­rin tek­nik hu­kuk ku­ra­lı ni­te­li­ğin­de olu­şu ve bir ‘ruh’ at­fı­na im­kan ve­re­cek şe­kil­de kur­gu­lan­mış ol­ma­ma­sı se­be­biy­le ide­olo­jik bir Ana­ya­sa de­ğil­dir.
Tür­ki­ye’de Ana­ya­sa’ya ide­olo­ji­nin so­kul­ma­sı 27 Ma­yıs 1960 Dar­be­si’yle ger­çek­leş­ti­ril­miş­tir. Dar­be­den son­ra ve 61 Ana­ya­sa­sı’nın ha­zır­lan­ma­sı sı­ra­sın­da ya­pı­lan tar­tış­ma­lar ye­ni bir ide­olo­ji kur­gu­lan­dı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir. 24 Ana­ya­sa­sı’nda bir ide­olo­ji bu­lun­sa da bu­lun­ma­sa da, 61 Ana­ya­sa­sı ye­ni bir ide­olo­ji ge­tir­miş, ye­ni bir kur­gu yap­mış­tır. 24 Ana­ya­sa­sı’nda ide­olo­ji ol­du­ğu­nu var­sa­yar­sak, bu ide­olo­ji­nin dev­le­tin ni­te­lik­le­riy­le il­gi­li dü­zen­le­me­de bu­lun­du­ğu­nu söy­le­ye­bi­li­riz; bu da cum­hu­ri­yet­çi­lik, mil­li­yet­çi­lik, dev­let­çi­lik, halk­çı­lık, in­kı­lap­çı­lık ve la­ik­lik il­ke­le­rin­den ha­re­ket­le an­la­şı­la­bi­lir. 61 Ana­ya­sa­sı, 1937’de Ana­ya­sa’ya gi­ren bu al­tı il­ke­yi de­ğiş­tir­miş ye­ni­den in­şa et­miş­tir. Dev­let­çi­lik, halk­çı­lık ve in­kı­lâp­çı­lık il­ke­le­ri kal­dı­rıl­mış, mil­li­yet­çi­lik ise mil­li dev­let il­ke­si­ne dö­nüş­tü­rül­müş­tür. Sa­de­ce bu ha­liy­le bi­le, 61 Ana­ya­sa­sı’nın 24 Ana­ya­sa­sı’ndan fark­lı ol­du­ğu­nu, ye­ni bir ide­olo­ji ge­tir­di­ği­ni söy­le­ye­bi­li­riz. Yi­ne 61 Ana­ya­sa­sı’nda, 24 Ana­ya­sa­sı’ndan çok fark­lı ola­rak, bir ‘Baş­lan­gıç’ kıs­mı var­dır ve özel­lik­le bu kı­sım ide­olo­jik kur­gu­nun te­me­li­ni teş­kil et­mek­te­dir. 27 Ma­yıs Dar­be­si’ne bir meş­rui­yet ze­mi­ni oluş­tur­mak üze­re dü­şü­nü­len bu me­tin, ay­nı za­man­da Ana­ya­sa’nın an­la­şıl­ma­sı için bir kı­la­vuz ola­rak ta­sar­lan­mış­tır; Ana­ya­sa’nın her mad­de­si an­cak ‘Baş­lan­gıç’ kıs­mı yar­dı­mıy­la yo­rum­la­na­bi­lir. Kı­sa­ca ifa­de ede­cek olur­sak, 61 Ana­ya­sa­sı bir ide­olo­ji kur­muş­tur; 24 Ana­ya­sa­sı’nda bir ide­olo­ji bu­lun­du­ğu­nu ka­bul et­sek bi­le, 61 Ana­ya­sa­sı bu ide­olo­ji­yi de­ğiş­tir­miş­tir.
1961’de ha­zır­lan­mış bir Ana­ya­sa ile ge­len ide­olo­ji, Cum­hu­ri­yet’in ku­ru­luş ide­olo­ji­si ola­bi­lir mi? Bu, Ata­türk ta­ra­fın­dan in­şa edil­miş bir ide­olo­ji ola­bi­lir mi? Ana­ya­sa’da­ki ide­olo­ji­yi ‘Ata­türk­çü­lük’ ve­ya ‘Ke­ma­lizm’ ola­rak ni­te­le­mek bü­yük bir yan­lış­tır. Bu ide­olo­ji 27 Ma­yıs Dar­be­si’yle in­şa edil­miş bir ide­olo­ji­dir ve ol­sa ol­sa Ata­türk­çü­lü­ğün bir yo­ru­mu ola­rak ka­bul edi­le­bi­lir; ama Ata­türk­çü­lü­ğün ken­di­si de­ğil­dir. Bu ay­rım­lar çok önem­li­dir; Tür­ki­ye’de ba­zı ke­sim­ler, ken­di gö­rüş­le­ri­ni ve ide­olo­ji­le­ri­ni açık­ça ve ce­sa­ret­le sa­hip­le­ne­rek di­le ge­ti­re­mi­yor­lar. Bu­nun ye­ri­ne, ken­di ki­şi­sel gö­rüş­le­ri­ni Ata­türk’e ve onun dö­ne­mi­ne iza­fe ede­rek güç­len­dir­mek is­ti­yor­lar. Tür­ki­ye bu ya­nıl­tı­cı tar­tış­ma or­ta­mı­nı dü­zelt­mek ve aş­mak zo­run­da­dır.

Paylaş Tavsiye Et