HALK son seçimlerde hükümete sadece yola devam vizesi vermedi, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını da onayladı. Uzlaşmanın ne olduğunu hatırlatan seçmen, anti-demokratik dayatmalara sıcak bakmadığını gösterdiği gibi, AKP’deki değişimden memnun olduğunu da ifade etti. İstanbul’da Cihangir, Ankara’da Çankaya, Diyarbakır’da Fatihpaşa dahil, AKP bu ülkede her mahalleden oy alabilen tek parti. Artık bir merkez partisi olduğu, kutsal dördüncü kuvvetin yüce gazetecileri tarafından kabul buyruldu. Kendi seçim tahminlerinden utanıp da köşelerinden istifa etmedikleri halde, seçimi kaybeden parti başkanlarının görevi bırakmalarını isteyebilen gazeteciler değişimi onayladı. AKP’nin gerçekten değiştiğini anlayabilmeleri için %46,6 şiddetinde bir balyoz çarpmasına uğramaları gereken seçkinler, partidekinin bir vitrin değişikliği değil, mahiyet değişimi olduğunu nihayet kabullendi.
CHP’dekilerden daha solcu vekilleri Meclis’e taşıyan ve ilahiyatçı vekil sayısını ondan ikiye indiren AKP’deki bu değişimi kendi öz tabanı da iyi anlamalıdır. Cumhuriyet’in özgürleştirme projesi Türk tarihinde en fazla kadın vekili Meclis’e dahil eden AKP eliyle başarıya ulaşmıştır. Hiçbiri başörtülü olmayan 28 AKP’li kadın vekilin varlığı, parti tabanındaki kadınların rol modellerini ve kariyer ölçütlerini değiştirecek; geleneksel kıyafette ısrar eden kesimin en azından kızları şekilci özgürleştirme sürecine dahil edilecek ve sonuçta dükkanın vitrinden farkı kalmadığı gibi, müşteriler de değişecek.
Kökten-AKP’liler siyasetten beklentilerini de değiştirmelidir. AKP temel haklar ve özgürlüklerle ilgili bir mücadele ile yola koyulmuştu. Bu seçimde Türkiye’de en büyük fedakarlığı okuma özgürlükleri elinden alınan seçmen yapmıştır. Kendi dertleriyle ilgili herhangi bir derman gerçekleşmediği ve seçim propagandası döneminde hâlâ bir derman vaat edilmediği halde AKP’ye oy veren seçmen bu dönemde yeni arayışlara girecek mi? Bu kesimin değişimi hazmetmesi seçkinlerinkinden daha zor olacak. Açıkça partinin ajandasında olduğu bilinen meseleler gizlenmeye başlandı. “Gizli ajanda” diye diye gözlerden uzaklaştırılan bu meseleler kırık vicdanlarda kanamaya devam edecek yaralar olarak mı kalacak?
Hayat ucuz mazot beklentilerinden ibaret değil. Ormanı düşünelim derken ihmal edilen ağaçlar kurursa bütün orman tehlikeye düşer. Erdoğan, Kaht-ı Rical-i Karizmatik nimetinin değerini bilmeli ve toplumun tüm kesimlerini memnun edecek icraatlar gerçekleştirmelidir; kendi geldiği kesim dahil. Yoksa bir gün birileri “Tenceren boşsa ateşi neden karıştırıyorsun?” diye sorabilir, alfabenin dışında daha nice harfler olduğunu hatırlatmaya kalkabilir. Sesini duyurmak için susanların bir sayhası aheste aheste gök kubbeye çıktığında, “yüzde birbuçuğun sorunu” bir gün Mehmet Ali Şahin’in en büyük derdi haline geliverir.
Paylaş
Tavsiye Et