Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2009) > Türkiye Siyaset > O-ba-ma: O bizden biri!
Türkiye Siyaset
O-ba-ma: O bizden biri!
M. Mücahit Küçükyılmaz
“Kı­ya­met­ten he­men ön­ce, uzun boy­lu si­yah bir adam Ba­tı’da ik­ti­da­rı ele ge­çi­re­cek. Dün­ya­nın en bü­yük or­du­su­na ko­mu­ta ede­cek. Üçün­cü İmam Haz­ret-i Hü­se­yin’den işa­ret­ler ta­şı­ya­cak. Şi­i­ler onun biz­den ol­du­ğu­na şüp­he et­me­sin.”
Haz­ret-i Ali’ye at­fen, Bi­har’ul-En­var’dan
ABD Dev­let Baş­ka­nı Ba­rack Hü­se­yin Oba­ma, Türk ba­sı­nı­nın pek sev­di­ği de­yim­le “Baş­kan Oba­ma”, Ni­san ba­şın­da Tür­ki­ye’ye gel­di. Bel­ki de ko­nu­ya, bu “Baş­kan Oba­ma” ifa­de­sin­den baş­la­mak ge­rek; zi­ra zi­hin­sel sö­mür­ge­leş­me­nin sem­bo­lik gös­ter­ge­le­rin­den olan bu de­yim, ga­ze­te ve te­le­viz­yon­la­rı­mız­da ki­mi­nin di­lin­de bi­linç­li bir ter­cih, ki­min­de ise üs­tün­kö­rü bir te­laf­fuz ola­rak yer al­dı.
Ame­ri­ka­lı­la­rın oy­la­rıy­la seç­tik­le­ri ki­şi­ye do­ğal bir dav­ra­nış ser­gi­le­ye­rek “baş­kan” de­dik­le­ri bi­li­ni­yor. Ne var ki, biz­de baş­kan­lık sis­te­mi ol­ma­dı­ğı için “baş­kan” sı­fa­tıy­la ni­te­le­ye­bi­le­ce­ği­miz bir yö­ne­ti­ci­ye sa­hip de­ği­liz. “Biz” der­ken Tür­ki­ye va­tan­daş­la­rı­nı kas­te­di­yo­rum; med­ya­nın ken­di hi­ye­rar­şi­si için­de Oba­ma’yı ya da Bush’u baş­kan ko­nu­mun­da gör­dü­ğü bir yer var­sa, o ay­rı el­bet­te. Ve­ya bu tür du­rum­lar, iki ga­ri­ba­nı pe­şi­ne ta­kan Mu­ro gi­bi­le­rin “baş­ka­nım” gü­zel­le­me­siy­le tal­tif edil­di­ği Kurt­lar Va­di­si di­zi­si ben­ze­ri sa­nal ger­çek­lik­ler­de söz ko­nu­su ola­bi­lir.
Bir de ba­zı “İçi­miz­de­ki Ame­ri­ka­lı­lar”ın gi­dip ora­da oy kul­lan­mış ol­ma ih­ti­ma­li­ni he­sa­ba kat­mak ge­re­kir. On­la­rın da “baş­kan” hi­ta­bı­nı kul­lan­ma ay­rı­ca­lı­ğı­na sa­hip ol­duk­la­rı­nı in­kâr ede­me­yiz. An­cak bu ka­te­go­ri­le­rin dı­şın­da ka­lan­la­rın “Baş­kan Oba­ma” der­ken ken­di­le­rin­den geç­me­le­ri­ni, ne ya­zık ki, ayar bo­zuk­lu­ğu ile açık­la­mak zo­run­da ka­la­ca­ğım.
ABD Baş­ka­nı Oba­ma’nın ge­li­şiy­le nük­se­den bu ayar bo­zuk­lu­ğu sa­de­ce do­zu kaç­mış bir se­vin­di­rik­lik ha­va­sı şek­lin­de te­za­hür et­me­di. Mem­le­ket için­de ya­şa­dı­ğı sos­yo-po­li­tik, kül­tü­rel ve kim­lik­le il­gi­li so­run­la­rı, dâ­hil­de aşa­ma­yan ba­zı si­ya­sal ha­re­ket­le­ri­miz “Baş­kan Oba­ma”ya umut bağ­la­ya­rak el­le­rin­de ça­put­lar ye­ri­ne dos­ya­lar­la tür­be ni­ye­ti­ne ka­pı­sı­nı aşın­dır­dı­lar. On­lar­ca yı­lın me­se­le­si­ni bir ma­vi kap­lı dos­ya­nın iki ka­pa­ğı ara­sı­na sı­kış­tı­rıp, za­ten ya­rı­sı “Who are yo­u mis­ter?” su­al­le­riy­le ge­çen 15-20 da­ki­ka­lık bir gö­rüş­me­de çöz­me­ye ça­lış­mak en ha­fif ta­bir­le “pek na­if” de­ğil mi?
Ba­zı Ma­lat­ya­lı­la­rın, Oba­ma “ka­yı­sı” de­di di­ye, yıl­la­rın gün ku­ru­su ka­yı­sı­sı­nı bir an­da sa­tı­şa ge­ti­rip “ap­ri­co­ba­ma” tü­rü aca­yip­lik­le­re gi­ri­şe­rek Be­yaz Sa­ray’a 91 bin kart­pos­tal yol­la­ma­la­rı­nı bi­le da­ha ras­yo­nel bu­lu­yo­rum. En azın­dan or­ta­da, ek­mek der­di­ne düş­müş in­san­la­rın ti­ca­ri ze­ka­la­rı­nı iş­le­te­rek çı­kış yo­lu ara­ma­la­rı gi­bi bir du­rum var. Za­ten Oba­ma’nın ka­pı­sı­nı, ka­yı­sı sat­mak ile Gü­ney­do­ğu’ya özerk­lik is­te­mek ko­nu­la­rın­da çal­ma­yı ay­nı ke­fe­ye koy­mak müm­kün de­ğil.
 
Oba­ma’nın PR’ı, Boz­duk Aya­rı
Oba­ma’nın hem ha­ya­tı hem de kı­sa dö­nem­de ser­gi­le­di­ği yak­la­şım­la­rı ne­de­niy­le il­ginç bir si­ya­si fi­gür ve ba­şa­rı­lı bir ile­ti­şim­ci ol­du­ğu­na kuş­ku yok. Za­ten so­run, onun bu tar­zın­dan çok, biz­de­ki hay­ran­la­rı­nın içi­ne gir­dik­le­ri es­rik­lik or­ta­mı­na ken­di­le­ri­ni kap­tır­mış ol­ma­la­rın­dan kay­nak­la­nı­yor. Baş­ta mu­ha­fa­za­kâr ba­sın ol­mak üze­re pek çok mec­ra­da (isim ver­me­ye­lim, on­lar ken­di­le­ri­ni bi­li­yor­lar) NA­TO Zir­ve­si’nde ya­şa­nan Ras­mus­sen kri­zi­nin, Oba­ma’nın ver­di­ği ga­ran­ti­ler­le aşıl­dı­ğı ha­ber­le­ri iri pun­to­lar ve kır­mı­zı spot­lar­la ve­ril­di. Ay­rı­ca Oba­ma, Clin­ton­va­ri bir halk­la iliş­ki­ler gi­ri­şi­min­de bu­lu­na­rak AB ül­ke­le­ri­ne “Tür­ki­ye’yi içi­ni­ze alın” me­sa­jı ve­rir­ken, ba­sı­nı­mı­zın “AB’ye Oba­ma aya­rı” mea­lin­de bir “ayar­sız ener­ji” ör­ne­ği ser­gi­le­me­si göz­den kaç­ma­dı.
Maa­zal­lah bir de kar­şı­sın­da bo­yu bo­yu­na denk Tay­yip Er­do­ğan de­ğil de mü­te­vef­fa Bü­lent Ece­vit gi­bi bir mu­ha­tap ol­say­dı, ba­sı­nı­mı­zın komp­lek­si va­him bo­yut­la­ra va­ra­bi­lir­di. Ken­di­le­ri gö­nül­lü ola­rak mı va­zi­fe ad­det­ti­ler, yok­sa ba­zı kö­tü ni­yet­li­le­rin ile­ri sür­dü­ğü gi­bi bi­linç­li ola­rak alet mi ol­du­lar bil­mem; ama Oba­ma’nın Tür­ki­ye’de, Ame­ri­ka’da­kin­den da­ha ge­niş oran­da bir top­lum­sal sem­pa­ti el­de et­me­si­ne kat­kı­da bu­lun­du­lar. Ba­ba­sı Müs­lü­man, ha­la­sı Ken­ya’da ka­mış ku­lü­be­de ya­şa­yan si­ya­hî bir ABD Baş­ka­nı’nın ye­te­rin­ce ka­riz­ma­tik ve mi­tik bir sem­bol de­ğe­ri ta­şı­dı­ğı­nı ka­bul et­mi­yor de­ği­lim. An­cak İs­la­mi ke­sim için bu­ra­da baş­ka tür­lü bir teh­li­ke ya­tı­yor. Çağ­rı fil­min­de ha­fı­za­la­rı­mı­za Ham­za ola­rak ka­zı­nıp ger­çek Ham­za’yı bir da­ha ge­ri gel­me­me­ce­si­ne zi­hin­le­ri­miz­den uzak­laş­tı­ran Ant­hony Qu­inn’in as­lın­da Müs­lü­man de­ğil, Kı­zıl­de­ri­li­le­rin di­ni dâ­hil, 7-8 din ve öğ­re­ti­ye gi­rip çı­kan bir he­ves­kâr ol­du­ğu­nu öğ­ren­di­ği­miz­de ya­şa­dı­ğı­mız ha­yal kı­rık­lı­ğı­nı unut­ma­ya­lım. Ke­za Kap­tan Co­us­tea­u’nun ce­na­ze­si Pa­ris’te­ki Not­re Da­me Ka­ted­ra­li’nden gör­kem­li bir tö­ren­le kal­dı­rı­lın­ca­ya ka­dar ken­di­si­ni Kı­zıl­de­niz’de hi­da­ye­te er­miş zan­net­me­miz de öy­le­dir. Ay­nı cüm­le­den ol­mak üze­re Mic­ha­el Jack­son’ın ve kar­deş­le­ri­nin po­pü­la­ri­te­le­ri düş­tük­çe müh­te­di ol­ma­la­rı, te­ca­vüz­den ha­pis­ha­ne­ye gi­ren bok­sör es­ki­le­ri­nin tak­ke ve cüp­pe ile poz­lar ver­dik­ten son­ra öz­gür­le­şir öz­gür­leş­mez uyuş­tu­ru­cu­dan fi­lan ya­ka­lan­ma­la­rı ha­fı­za­lar­da sık sık ta­ze­len­me­li­dir.
Kal­dı ki, ye­ni­yet­me­li­ğin­de En­do­nez­ya’da med­re­se­ye git­ti­ği söy­le­nen Hü­se­yin Oba­ma, ik­rar et­ti­ği ve fii­len ya­şa­dı­ğı üze­re bir Hı­ris­ti­yan’dır ve müh­te­di mu­ame­le­si gör­dü­ğü hal­de da­ha çok mür­ted du­ru­mun­da ol­ma­sı da muh­te­mel­dir.
 
“O Biz­den Bi­ri!”, İyi de Biz Ki­miz?
Ben­zer sos­yo­lo­ji­ye, zi­hin­sel ve dav­ra­nış­sal ka­lıp­la­ra sa­hip olu­şu­mu­zun bir gös­ter­ge­si ol­sa ge­rek, Bush’un “şer ek­se­ni”nde baş kö­şe­ye otur­tu­lan İran re­aya­sın­dan bir kıs­mı da Oba­ma’nın Meh­di’nin müj­de­ci­si “Bü­yük Sa­vaş­çı” ol­du­ğu­na iman et­miş bu­lu­nu­yor. Üs­te­lik Ba­rack Hü­se­yin, Fars­ça­da “Kut­san­mış Hü­se­yin” an­la­mı­na ge­lir­ken, O-ba-ma ke­li­me­si­nin he­ce­le­ri de “O biz­den bi­ri” de­mek­miş. Bu­ra­ya ka­dar olan­la­rı, İs­lam coğ­raf­ya­sı­nın ken­di trav­ma­tik ya­kın geç­mi­şin­den kay­nak­la­nan bir psi­ko­lo­ji­ye bağ­la­yıp ko­nu­yu geç­mek müm­kün. Fa­kat ola­yın özü­ne inin­ce, sa­de­ce şey­ta­nın sağ­dan yak­laş­ma­sı ile izah edi­le­bi­le­cek bir du­rum ol­ma­dı­ğı or­ta­ya çı­kı­yor. Bush’tan dert­li saf Müs­lü­man­lar ye­ni bir ih­ti­da hi­kâ­ye­si ile uyu­tu­lu­yor ya da yi­ne bir ta­ka­za­ya mı ge­li­yor di­ye dü­şün­me­den ede­mi­yor in­san. Dik­kat bu­yu­run, gi­riş­te bah­si ge­çen ve Haz­re­ti Ali’ye at­fe­di­len ke­lam-ı ki­ba­rı neş­re­den Ame­ri­kan For­bes der­gi­si!
Öte ta­raf­tan ay­nı man­tı­ğa vu­run­ca, O-sa-ma da Fars­ça­nın söz ko­nu­su leh­çe­si­nin he­ce­le­me­si­ne gö­re “O siz­den bi­ri” an­la­mı­na gel­me­li ki, bu biz Müs­lü­man­la­rın pek işi­ne ge­lir doğ­ru­su. Böy­le­ce bir taş ile hem Bush’tan, hem de onun asi­met­rik mu­adi­li “Osa­ma ben La­den”den kur­tul­muş olu­ruz.
Oba­ma da ger­çek­ten bir işe ya­ra­mış olur.

Paylaş Tavsiye Et