Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2010) > Türkiye Ekonomi > Ekonominin merkezi Merkez Bankası mı?
Türkiye Ekonomi
Ekonominin merkezi Merkez Bankası mı?
Gazi Kara
BA­ZI mak­ro gös­ter­ge­ler ba­har ha­va­sı iz­le­ni­mi ver­se de Tür­ki­ye, eko­no­mi­de zor­lu bir dö­nem­den ge­çi­yor. Geç­miş dö­nem­ler­de kriz­ler, yük­sek enf­las­yon, kur­lar­da­ki be­lir­siz­lik, yol­suz­luk­lar ve de­ne­tim­siz­lik­ler eko­no­miy­le il­gi­li ger­çek­le­rin gö­rül­me­si­ni en­gel­li­yor­du. Eko­no­mik ve si­ya­sî is­tik­ra­rın sağ­lan­ma­sı, enf­las­yo­nun düş­me­si, be­lir­siz­li­ğin azal­ma­sı bu ger­çek­le­ri bi­rer bi­rer su yü­zü­ne çı­kar­dı. An­cak, Tür­ki­ye hâ­lâ ger­çek­le­ri ko­nuş­ma ve tar­tış­ma ko­nu­sun­da ye­ter­li ce­sa­ret ve is­tek­li­li­ği or­ta­ya ko­ya­mı­yor. Eko­no­mi gün­de­lik tar­tış­ma­la­rın, si­ya­se­tin ve ge­çi­ci çö­züm­le­rin deneme tahtası oluyor.
Son za­man­lar­da tar­tış­ma­la­rın oda­ğın­da yer alan ku­rum­la­rın ba­şın­da, ge­rek uy­gu­la­dı­ğı po­li­ti­ka­lar, ge­rek­se yö­ne­tim kad­ro­sun­da ya­pı­la­cak de­ği­şik­lik­ler ne­de­niy­le Mer­kez Ban­ka­sı (MB) ge­li­yor. Tür­ki­ye eko­no­mi­sin­de­ki so­run­lar ve çö­züm­süz­lük­ler bir şe­kil­de MB’yle iliş­ki­len­di­ri­li­yor. Bu ba­kış açı­sı­nın, özün­de, eko­no­mi­de­ki bir­çok so­ru­nun pa­ra po­li­ti­ka­la­rıy­la çö­zü­le­bi­le­ce­ği şek­lin­de­ki yan­lış ka­nı­ya da­yan­dı­ğı söy­le­ne­bi­lir. Ya­şa­nan­lar ve ya­pı­lan tar­tış­ma­lar, Ban­ka’nın ko­nu­mu ve ro­lü üze­rin­de bir da­ha dü­şün­me­yi ge­rek­li kı­lı­yor.
Ni­san 2001’de ilan edi­len Güç­lü Eko­no­mi­ye Ge­çiş Prog­ra­mı’yla, Tür­ki­ye’de is­tik­rar­lı bü­yü­me­nin sağ­lan­ma­sı ve is­tih­da­mın iyi­leş­ti­ril­me­si için, eko­no­mi­de be­lir­siz­lik ya­ra­tan, çar­pık­lık­la­ra yol açan yük­sek enf­las­yo­nun hız­la dü­şü­rül­me­si ön­ce­lik­li he­def ha­li­ne ge­ti­ril­di. 25 Ni­san 2004 ta­rih­li ve 2451 sa­yı­lı Ka­nun’la MB’nin te­mel he­de­fi, “fi­yat is­tik­ra­rı­nın sağ­lan­ma­sı” ola­rak ta­nım­lan­dı. Bu ka­nun ge­rek geç­miş tec­rü­be­ler, ge­rek­se dün­ya­da­ki ge­liş­me­ler­den ha­re­ket­le MB’ye araç ba­ğım­sız­lı­ğı ge­ti­rir­ken, Ban­ka’yı hü­kü­met­le­rin ma­ni­pü­las­yo­nun­dan ko­ru­ya­cak ya­sal dü­zen­le­me­ler de ya­pıl­dı.
Tür­ki­ye kı­sa bir sü­re içe­ri­sin­de enf­las­yo­nu kon­trol al­tı­na al­ma­yı ba­şar­dı. Ör­tük enf­las­yon he­def­le­me­si­nin uy­gu­lan­dı­ğı 2002-2005 dö­ne­min­de enf­las­yon %73’ten %8’le­re ka­dar in­di­ril­di. El­de edi­len ba­şa­rı bü­yük öl­çü­de MB’ye mal edil­se de, as­lın­da büt­çe­de, ka­mu borç ya­pı­sın­da ger­çek­leş­ti­ri­len iyi­leş­me­ler ve ba­zı sek­tör­ler­de­ki ya­pı­sal re­form­lar enf­las­yo­nun dü­şü­rül­me­sin­de önem­li rol oy­na­dı. Tür­ki­ye, da­ral­tı­cı po­li­ti­ka­lar­la enf­las­yo­nu kon­trol al­tı­na al­ma­ya ça­lış­tı­ğı bu sü­reç­te bi­ri­kim­li ola­rak %30’la­ra va­ran bir bü­yü­me ba­şa­rı­sı­nı da gös­ter­di. Bu nok­ta­da, AB üye­lik sü­re­ci­nin ge­tir­di­ği iyim­ser ha­va baş­ta ol­mak üze­re, dün­ya eko­no­mi­sin­de­ki ge­nel bü­yü­me tren­di, ar­tan kü­re­sel li­ki­di­te gi­bi dış un­sur­la­rın kat­kı­sı­nı da göz ar­dı et­me­mek ge­re­ki­yor.
Eko­no­mi­nin iş­le­yi­şi da­ha sağ­lık­lı bir ya­pı­ya ka­vuş­tuk­ça, MB ka­rar­la­rı­nın, tıp­kı ABD’de ol­du­ğu gi­bi, eko­no­mik ak­tör­ler için ehem­mi­ye­ti ve be­lir­le­yi­ci­li­ği art­ma­ya baş­la­dı. Bek­len­ti­le­rin mer­ke­zî bir ko­nu­ma sa­hip ol­du­ğu mev­cut eko­no­mik sis­tem içe­ri­sin­de, bu bek­len­ti­le­ri kar­şı­la­mak ve doğ­ru bir yö­ne ka­na­li­ze et­mek için, MB’de şef­faf­lı­ğın, he­sap ve­ri­le­bi­lir­li­ğin de­vam et­me­si da­ha faz­la önem ka­zan­dı ve bu alan­lar­da cid­di iler­le­me­ler kay­de­dil­di. Ay­rı­ca, enf­las­yo­nun tek ha­ne­li ra­kam­la­ra ge­ri­le­me­siy­le MB, eko­no­miy­le il­gi­li di­ğer ge­liş­me­le­ri ve po­li­ti­ka­la­rı­nın mak­ro eko­no­mik gös­ter­ge­ler üze­rin­de­ki et­ki­le­ri­ni da­ha ya­kın­dan ta­kip et­me­ye baş­la­dı.
Tür­ki­ye 2002-2005 dö­ne­min­de, acil olan fi­nan­sal ve ma­li re­ha­bi­li­tas­yon ko­nu­sun­da önem­li bir me­sa­fe kat et­ti. Ar­tık, ya­zı­nın gi­ri­şin­de bah­se­di­len zor­lu sü­re­ce, ya­ni ya­pı­sal dö­nü­şü­me odak­lan­mak ge­re­ki­yor. Ne var ki, son gün­ler­de eko­no­mi gün­de­mi­ni bir hay­li meş­gul eden kur lo­bi­si ve enf­las­yon lo­bi­si ge­ri­li­mi gi­bi tar­tış­ma­lar­la asıl nok­ta ıs­ka­lan­ma­ya de­vam edi­yor. Cum­hu­ri­ye­tin ku­rul­ma­sın­dan bu ya­na iş­çi­siy­le, çift­çi­siy­le, sa­na­yi­ci­siy­le küresel ka­pi­ta­liz­me di­re­nen Tür­ki­ye, bu­gün eko­no­mi­de hız­lı bir çö­zül­me ya­şı­yor. 1980’de 24 Ocak ka­rar­la­rı son­ra­sı eko­no­mi­nin dı­şa­rı­ya açıl­ma­sıy­la baş­la­yan bu sü­reç, 1989’da ser­ma­ye ha­re­ket­le­ri­nin ta­ma­men ser­best­leş­ti­ril­me­siy­le de­vam et­ti ve 2002 Şubatı’nda im­za­la­nan 18. stand-by an­laş­ma­sıy­la hız ka­zan­dı. Eğer Tür­ki­ye’de hü­kü­met­ler, bü­rok­ra­si ve özel ke­sim bu sü­re­cin yö­ne­til­me­sin­de ge­rek­li ira­de­yi ve ba­şa­rı­yı or­ta­ya koy­maz­sa ya­kın ge­le­cek­te da­ha bü­yük so­run­lar­la karşılaşılması ka­çı­nıl­maz gö­rü­lü­yor.
Tür­ki­ye’de 2020–2025 yı­lı­na ka­dar de­vam et­me­si bek­le­nen bu sü­re­cin en be­lir­gin un­sur­la­rı­nın ba­şın­da is­tih­dam ya­pı­sın­da ya­şa­nan de­ğiş­me ge­li­yor. 1980–99 dö­ne­min­de is­tih­da­mı­n %51’i ta­rım sek­tö­rün­dey­di, bu­gün oran %33’e ge­ri­le­miş du­rum­da. AB’de %6 se­vi­ye­sin­de olan bu ora­nın mü­za­ke­re sü­re­cin­de Tür­ki­ye’de en az %10’la­ra çe­kil­me­si ka­çı­nıl­maz bir zo­run­lu­luk.
Ye­ni­den ya­pı­lan­ma sü­re­cin­de eko­no­mi­­nin bel­ke­mi­ği­ni oluş­tu­ran KO­Bİ’le­rin ro­lü de de­ği­şi­yor. Tür­ki­ye’de öte­den be­ri bü­yük öl­çü­de ni­ha­î tü­ke­ti­ci­ler için üre­tim ya­pan KO­Bİ’ler ara­sın­da, ge­liş­miş ül­ke­ler­de ol­du­ğu gi­bi, bü­yük sa­na­yi­ci­le­re gir­di sağ­la­yan­la­rın art­ma­sı bek­le­ni­yor. Öte yan­dan Tür­ki­ye dün­ya eko­no­mi­si­ne, ulus­la­ra­ra­sı fi­nans pi­ya­sa­la­rı­na da­ha faz­la ek­lem­le­nir­ken; iç pi­ya­sa­da­ki re­ka­bet de gi­de­rek ar­tı­yor. Re­ka­be­tin kı­zış­ma­sı şir­ket­le­ri ve­rim­li­lik ar­tı­şı­na zor­la­dı­ğın­dan ser­ma­ye, iş­gü­cü gi­bi fak­tör­le­rin üre­tim içe­ri­sin­de­ki pay­la­rı aza­lı­yor ve bu fak­tör­le­rin ge­ti­ri­le­ri (kâr­lar, üc­ret­ler) da­ra­lı­yor. Bu­nun­la bir­lik­te, dü­şük enf­las­yon­lu sü­reç iş yap­ma bi­çim­le­ri­ni cid­di bi­çim­de de­ğiş­ti­ri­yor. Eko­no­mi­nin bu ye­ni di­na­mik­le­ri­ne intibak edemeyen ve ço­ğun­lu­ğu­nu ai­le şir­ket­le­ri­nin oluş­tur­du­ğu KO­Bİ’ler­de cid­di bir çö­zül­me teh­li­ke­si bu­lu­nu­yor.
Ay­rı­ca Tür­ki­ye’de özel­leş­tir­me­ler­le bir­lik­te ka­mu eko­no­mi­si kü­çü­lü­yor. Özel sek­tö­rü­nün yük­sel­di­ği, pi­ya­sa­la­rın de­rin­leş­ti­ği bu dö­nem­de pi­ya­sa­la­rın den­ge­li ve düz­gün iş­le­yi­şi­ni sağ­la­ya­cak dü­zen­le­yi­ci ku­rum­la­rın oluş­tu­rul­ma­sı ve güç­len­di­ril­me­si­nin ge­rek­li­li­ği or­ta­ya çı­kı­yor. Yi­ne yer­li ve ya­ban­cı ya­tı­rım­la­rı teş­vik et­mek için bü­rok­ra­si­de iyi­leş­tir­me­le­rin ya­pıl­ma­sı ge­re­ki­yor. Re­ka­bet gü­cü­nün ko­run­ma­sı ve ve­rim­li­li­ğin ar­tı­rıl­ma­sı nok­ta­la­rın­da tek­no­lo­jik ya­tı­rım­lar, ye­ni­lik­ler, AR&GE har­ca­ma­la­rı önem ka­za­nı­yor. Ay­rı­ca bu sü­reç­te;
• Tür­ki­ye’nin re­ka­bet avan­ta­jı­nın ol­du­ğu ön­ce­lik­li sek­tör­le­rin be­lir­len­me­si ve des­tek­len­me­si,
• Ge­liş­miş ül­ke­ler­de mil­li ge­li­rin yak­la­şık ola­rak 2/3’ünü üre­ten hiz­met­ler sek­tö­rü­ne ağır­lık ve­ril­me­si,
• Fi­nans pi­ya­sa­la­rı­nın de­rin­leş­ti­ril­me­si, risk pay­la­şım araç­la­rı­nın ve kre­di im­kan­la­rı­nın güç­len­di­ril­me­si,
• Ener­ji­de arz gü­ven­li­ği­nin ga­ran­ti al­tı­na alın­ma­sı, te­miz ve ucuz ener­ji kay­nak­la­rı­nın ar­tı­rıl­ma­sı,
• Eği­tim re­for­mu­nun ya­pıl­ma­sı ve ye­ni dö­ne­min ih­ti­yaç­la­rı­na uy­gun do­na­nım­la­ra sa­hip ni­te­lik­li in­san gü­cü­nün ye­tiş­ti­ril­me­si ge­re­ki­yor.
Yu­ka­rı­da sa­yı­lan­lar, uzun dö­nem­de bü­yü­me­yi ve sü­rek­li re­fah ar­tı­şı­nı müm­kün kı­la­cak un­sur­lar­dır. Bu fak­tör­le­ri göz ar­dı ede­rek ya­pı­la­cak her tür­lü dü­zen­le­me, atı­la­cak her adım gü­nübir­lik çö­züm­ler ol­mak­tan öte­ye git­me­ye­cek­tir.

Paylaş Tavsiye Et