Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Umutsuz Bush’un kifayetsiz Latin Amerika turu...
Ebru Afat
LA­TİN Ame­ri­ka ül­ke­le­rin­de ar­dı ar­dı­na sol tan­dans­lı hü­kü­met­le­rin ik­ti­da­ra gel­me­si­nin, son yıl­la­rın en dik­kat çe­ki­ci si­ya­si ge­liş­me­le­rin­den bi­ri­si ol­du­ğu her­ke­sin ma­lu­mu. 1998’de Ve­ne­zü­el­la’da Hu­go Cha­vez’in dev­let baş­ka­nı se­çil­me­siy­le baş­la­yan ve Bre­zil­ya’dan Ar­jan­tin’e, Uru­gu­ay’dan Şi­li’ye, Bo­liv­ya’dan Ni­ka­ra­gu­a’ya uza­nan bir hat üze­rin­de iler­le­yen bu sü­re­cin, böl­ge­yi ar­ka bah­çe­si ola­rak gö­ren ABD’nin ca­nı­nı faz­la­sıy­la sık­tı­ğı da… 2000’de baş­kan aday­lı­ğı sı­ra­sın­da, se­çil­me­si ha­lin­de dik­ka­ti­ni gü­ne­ye yö­nel­te­ce­ği sö­zü­nü ve­ren Ge­or­ge Bush, 11 Ey­lül’ün ar­dın­dan gi­riş­ti­ği te­rör­le sa­vaş he­yu­la­sı için­de bu sö­zü­nü unu­ta­rak La­tin Ame­ri­ka ül­ke­le­rin­den, So­ğuk Sa­vaş bo­yun­ca oy­na­dık­la­rı, “ku­zey­de­ki bü­yük abi­ye ka­yıt­sız şart­sız ita­at eden uy­sal kar­deş­ler” ro­lü­nü de­vam et­tir­me­le­ri­ni bek­le­di. An­cak köp­rü­nün altından çok su­lar ak­tı­ğı­nı, ‘grin­go’nun (La­tin Ame­ri­ka’da be­yaz ku­zey­li­le­re ve­ri­len isim) iş­le­ri ar­tık es­ki­si gi­bi ko­lay­ca hal­le­de­me­di­ği­ni çok geç fark et­ti.
1950’ler­den iti­ba­ren ik­ti­da­ra ge­len sol hü­kü­met­le­re kar­şı ya­pı­lan CI­A des­tek­li as­ke­rî dar­be­ler­den ötü­rü çok bü­yük acı­lar çe­ken böl­ge halk­la­rı ara­sın­da ABD’nin po­li­ti­ka­la­rı­na kar­şı za­ten var olan öf­ke, 11 Ey­lül son­ra­sın­da da­ha da de­rin­leş­ti. Ve Cha­vez’in, ka­riz­ma­sı ile renk­len­dir­di­ği ve ço­ğu za­man do­zu­nu da ka­çır­dı­ğı re­to­rik­sel an­ti-Ame­ri­kan ve an­ti-em­per­ya­list söy­le­mi ile ül­ke­si­nin pet­rol ge­lir­le­ri­ni kul­la­na­rak böl­ge­de­ki sol yö­ne­lim­li ül­ke­ler ara­sın­da oluş­tur­ma­ya ça­lış­tı­ğı gev­şek koa­lis­yon, so­mut bir ger­çe­ğe dö­nüş­me­ye baş­la­dı. Çin’in, Hin­dis­tan’ın ve hat­ta İran’ın böl­ge ül­ke­le­ri ile çok ya­kın iliş­ki­ler ge­liş­ti­re­rek sa­ha­ya gir­me­le­ri bi­le, baş­lı ba­şı­na La­tin Ame­ri­ka’da açı­lan ye­ni si­ya­si ala­nın bir gös­ter­ge­si ola­rak yo­rum­la­na­bi­lir.
La­tin Ame­ri­ka’da­ki sol yö­ne­liş­ten ve Cha­vez’in tüm dün­ya­da po­pü­ler­lik ka­za­nan ABD’ye ka­fa tu­tan li­der ima­jın­dan hiç hoş­lan­ma­yan ve bu eği­li­mi ‘Cha­vis­mo’ ola­rak ad­lan­dı­ran ana akım Ame­ri­kan med­ya­sı, böl­ge­de­ki ge­liş­me­le­rin baş­lı­ca so­rum­lu­lu­ğu­nun Baş­kan ve eki­bi­nin ha­ta­lı po­li­ti­ka­la­rı ol­du­ğu­nu bir­kaç yıl­dır vur­gu­lu­yor­du. Bu eleş­ti­ri­le­ri dik­ka­te al­mış gö­rü­nen Bush da ça­re­yi, ül­ke­si­nin ve yö­ne­ti­mi­nin böl­ge halk­la­rı ara­sın­da di­be vu­ran ima­jı­nı dü­zelt­mek için al­tı gün­lük bir La­tin Ame­ri­ka tu­ru­na çık­mak­ta bul­du. 9-14 Mart ta­rih­le­ri ara­sın­da Bre­zil­ya, Uru­gu­ay, Ko­lom­bi­ya, Gu­ate­ma­la ve Mek­si­ka’yı zi­ya­ret eden Bush, hü­kü­met­le­ri­nin ko­nuk­se­ver­li­ği­ne rağ­men git­ti­ği her yer­de pro­tes­to gös­te­ri­le­ri ile kar­şı­lan­dı. Üs­tü­ne üst­lük, ken­di­siy­le ay­nı za­man­da La­tin Ame­ri­ka tu­ru­na çı­kan be­la­lı­sı Cha­vez’in göl­ge­sin­de kal­dı.
Bush, Bre­zil­ya ve Uru­gu­ay’ın ılım­lı sol­cu li­der­le­ri ile im­za­la­dı­ğı ti­ca­ret an­laş­ma­la­rı dı­şın­da bir ge­liş­me sağ­la­ya­ma­dan evi­ne dö­ner­ken; Cha­vez, Ar­jan­tin, Bo­liv­ya, Ni­ka­ra­gu­a, Ja­mai­ka ve Hai­ti’de dev ka­la­ba­lık­la­ra kar­şı yap­tı­ğı ateş­li ko­nuş­ma­lar­la tüm dün­ya­nın dik­ka­ti­ni çek­me­yi ba­şar­dı. Üs­tü­ne üst­lük, Bo­liv­ya, Ni­ka­ra­gu­a, Ja­mai­ka ve Hai­ti ile im­za­la­dı­ğı ye­ni iş­bir­li­ği an­laş­ma­la­rı ile hem kur­ma­ya ça­lış­tı­ğı La­tin bir­li­ği­ni ge­niş­le­tip güç­len­dir­di, hem de an­ti-em­per­ya­list mü­ca­de­le­nin ye­ni sem­bo­lü ima­jı­nı bi­raz da­ha ci­la­la­dı.
Bush’un ge­zi­si­nin ilk du­ra­ğı olan Bre­zil­ya’da Dev­let Baş­ka­nı Lu­la da Sil­va ile eta­nol baş­ta ol­mak üze­re al­ter­na­tif ener­ji kay­nak­la­rı­nın ge­liş­ti­ril­me­si ko­nu­sun­da var­dı­ğı an­laş­ma, ABD’nin ge­zi­den el­de et­ti­ği en önem­li ka­za­nım­dı.
9 Mart’ta ABD Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Con­do­le­ez­za Ri­ce ile Bre­zil­ya­lı mes­lek­ta­şı Cel­so Amo­rim ta­ra­fın­dan im­za­la­nan an­laş­ma, Bre­zil­ya’da­ki eta­nol en­düs­tri­si­nin ABD’nin des­te­ğiy­le böl­ge ül­ke­le­ri­ne tek­no­lo­ji ve üre­tim araç­la­rı ih­raç ede­bi­le­cek bir se­vi­ye­ye ge­ti­ril­me­si­ni ön­gö­rü­yor. Pet­rol ye­ri­ne kul­la­nı­lan bir bi­o-ya­kıt olan eta­nol, ABD’de mı­sır­dan üre­ti­li­yor ve bu ül­ke­de ta­rım ürün­le­ri­ne uy­gu­la­nan ko­ru­yu­cu ta­ri­fe­ler yü­zün­den çok pa­ha­lı­ya mal olu­yor. Tro­pi­kal ik­li­me sa­hip olan Bre­zil­ya’da ise eta­nol üre­ti­mi şe­ker ka­mı­şın­dan ya­pı­lı­yor ve çok da­ha ucu­za mal edi­li­yor. Tüm dün­ya­da yan­kı uyan­dı­ran bu an­laş­may­la, öze­llik­le Or­ta Ame­ri­ka ve Ka­ra­yip­ler’de­ki şe­ker ka­mı­şı ye­tiş­ti­ren fa­kir ül­ke­le­rin eta­nol üre­ti­mi ve tü­ke­ti­mi­ne özen­di­ril­me­si he­def­le­ni­yor.
ABD ile bir­lik­te kü­re­sel eta­nol üre­ti­mi­nin %70’in­den faz­la­sı­nı elin­de tu­tan Bre­zil­ya’da bu­gün mo­tor­lu araç­la­rın %80’in­de eta­nol kul­la­nı­lı­yor. Dün­ya­nın en bü­yük onun­cu eko­no­mi­si ola­rak git­tik­çe ar­tan ener­ji ih­ti­ya­cı­nın yol aç­tı­ğı dış ba­ğım­lı­lı­ktan kur­tul­mak is­te­yen Bre­zil­ya, pet­rol ve do­ğal­gaz ye­ri­ne eta­no­lu ika­me et­mek is­ti­yor. ABD ise Bre­zil­ya’yı bir eta­nol kar­te­li ha­li­ne ge­ti­re­rek Or­ta ve Gü­ney Ame­ri­ka ül­ke­le­ri­nin pet­rol ta­le­bi­ni azalt­ma­yı ve bu su­ret­le pet­rol fi­yat­la­rı üze­rin­de­ki bas­kı­yı ha­fif­let­me­yi amaç­lı­yor. Fa­kat Bre­zil­ya ile ABD’nin stra­te­jik çı­kar­la­rı ener­ji­nin çok da­ha öte­si­ne ge­çi­yor.
Ken­di­si­ni Gü­ney Ame­ri­ka’nın do­ğal li­de­ri ola­rak gö­ren Bre­zil­ya, Cha­vez li­der­li­ğin­de Ve­ne­zü­el­la’nın bu ro­lü oy­na­ma­ya ça­lış­ma­sın­dan ra­hat­sız­lık du­yu­yor. Cha­vez’in son ay­lar­da bü­yük çap­ta si­lah alım­la­rı yap­ma­sı ve Bo­liv­ya’nın, ço­ğun­lu­ğu Bre­zil­ya şir­ket­le­ri­ne ait olan ener­ji te­sis­le­ri­ni dev­let­leş­tir­me ka­ra­rı­na fiilen des­tek ver­me­siy­le alar­ma ge­çen Bre­zil­ya, ye­ni ma­nev­ra­lar­la po­zis­yo­nu­nu güç­len­dir­me­ye ça­lı­şı­yor. Ve­ne­zü­el­la’nın Çin ile ti­ca­ri iş­bir­li­ği­ne gir­me­si üze­ri­ne Bre­zil­ya da Çin’in ra­ki­bi Hin­dis­tan ile kap­sam­lı ti­ca­ri an­laş­ma­lar im­za­lı­yor. Eta­nol de pet­rol zen­gi­ni Ve­ne­zü­el­la’nın böl­ge­de­ki et­ki­si­ni kır­mak­ta bir araç ha­li­ne ge­li­yor. Çün­kü pet­rol Cha­vez’in elin­de­ki en bü­yük si­lah. Fa­kir böl­ge ül­ke­le­ri­ne bü­yük mik­tar­lar­da yar­dım yap­mak ve dü­şük fi­yat­la pet­rol sat­mak, Cha­vez’in en çok baş­vur­du­ğu yön­tem­ler ara­sın­da.
Bu nok­ta­da Cha­vez’in Ve­ne­zü­el­la’sı­nın ba­şı­nı çek­ti­ği ko­yu kır­mı­zı sol blo­ka kar­şı Lu­la’nın Bre­zil­ya­sı’nın ön­cü­lü­ğün­de açık pem­be bir sol blok oluş­tur­ma­ya ça­lı­şan ABD, Bre­zil­ya’yı “fa­kir­lik ve ge­lir ada­let­siz­li­ği ile ‘faz­la ra­di­kal’ ol­ma­yan şe­kil­de mü­ca­de­le eden ılım­lı sol hü­kü­met” ör­ne­ği ola­rak böl­ge­ye pazarlamaya ça­lı­şı­yor. Ni­te­kim Bush’un 9 Mart’ta Sa­o Pau­lo’da ku­cak­laş­tı­ğı Lu­la’yı 31 Mart’ta Camp Da­vid’de ağır­la­ma­sı, bu ro­lün ve iki ül­ke iliş­ki­le­ri­nin da­ha da ge­li­şe­ce­ği­nin al­tı­nı çiz­me­ye yö­ne­lik bir ham­le ola­rak oku­na­bi­lir. Uru­gu­ay li­de­ri Ta­ba­re Vaz­qu­ez de bu çiz­gi­ye ya­kın du­ru­yor, an­cak Irak Sa­va­şı’na ve ABD’nin ti­ca­ret ko­ta­la­rı­na kar­şı çık­ma­yı sür­dü­re­rek, ta­ma­men Ame­ri­kan­cı bir gö­rü­nüm ser­gi­le­mek­ten de ka­çın­ma­ya ça­lı­şı­yor. Şi­li li­de­ri Mic­hel­le Bac­he­let de ben­zer po­li­ti­ka­la­rı ta­kip edi­yor.
An­cak La­tin Ame­ri­ka halk­la­rı­nın ABD öf­ke­si­nin çok bü­yük ol­du­ğu­nu ve yö­ne­tim­le­rin de her ha­lü­kar­da halk­la­rı­nı dik­ka­te al­mak zo­run­da ol­duk­la­rı­nı unut­ma­mak ge­re­ki­yor. Ko­lom­bi­ya, Gu­ate­ma­la ve Mek­si­ka’nın sağ­cı li­der­le­ri bi­le bu öf­ke­yi dik­ka­te al­mak zo­run­da­lar. Bre­zil­ya li­de­ri Lu­la’nın, hal­kı­nın tep­ki­si­ne rağ­men, ne­re­ye ka­dar gi­de­bi­le­ce­ği ve oyu­nun da­ha da sert­le­şip sert­leş­me­ye­ce­ği­ni hep be­ra­ber gö­re­ce­ğiz. Ke­sin olan tek şey, La­tin Ame­ri­ka’nın giderek oyun­cu­la­rın oyu­na gi­re­bil­mek için fa­ul yap­mak­tan çe­kin­me­di­ği çok renk­li bir si­ya­si are­na­ya dö­nüş­mek­te ol­du­ğu­dur. Zi­ra in­ter­net ça­ğın­da ‘uzak’ kav­ra­mı ulus­la­ra­ra­sı si­ya­set için sa­de­ce nos­tal­ji­den iba­ret­tir.

Paylaş Tavsiye Et