Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Toplum
“Batı’nın yükselişi” ve Osmanlı
A. Kemal Bersay
TÜR­Kİ­YE’DE ge­nel­de or­yan­ta­list çer­çe­ve­le­re tes­lim edi­len “mo­dern Ba­tı’nın yük­se­li­şi” me­se­le­si son za­man­lar­da Ba­tı­lı aka­de­mis­yen­ler­ce tek­rar tar­tı­şıl­ma­ya baş­lan­dı. Bun­da As­ya’da­ki ik­ti­sa­dî ge­liş­me­ler üze­ri­ne “Çin Re­viz­yo­niz­mi” ola­rak ad­lan­dı­rı­lan ye­ni yak­la­şı­mın or­ta­ya koy­du­ğu mey­dan oku­ma da et­ki­li ol­du. Tar­tış­ma­nın al­tın­da ya­tan te­mel so­ru şu: Sa­na­yi Dev­ri­mi ve ka­pi­ta­lizm ne­den baş­ka yer­de (özel­lik­le Çin’de) de­ğil de, (Ba­tı) Av­ru­pa’da ortaya çıktı? Tar­tış­ma­nın bir ta­ra­fı “Av­ru­pa mu­ci­ze­si”ni sa­vu­nan ka­nat ve Char­les Tilly, Mic­ha­el Mann, Ro­bert Bren­ner (ve Ri­car­do Duc­hes­ne gi­bi genç ta­kip­çi­le­ri) gi­bi isim­ler­den, di­ğer ta­ra­fı ise bu­na iti­raz eden Re­viz­yo­nist grup ve Ken­neth Po­me­rantz, Jack Gold­sto­ne, An­dre Gun­der Frank (ve John Hob­son gi­bi ta­kip­çi­le­ri) gi­bi ta­rih­çi ve sos­yo­log­lar­dan olu­şu­yor.
 
Av­ru­pa mı İler­le­di, As­ya mı Ge­ri­le­di?
Son 10-15 yıl­da hız ka­za­nan tar­tış­ma­nın esa­sı şu: Or­to­dok­si­yi oluş­tu­ran Av­ru­pa­cı­la­ra gö­re, Av­ru­pa’nın 19. yüz­yıl­da Sa­na­yi Dev­ri­mi ve ka­pi­ta­liz­min ge­liş­me­siy­le ya­ka­la­dı­ğı ba­şa­rı, kök­le­ri de­rin­le­re gi­den, ya­ni ön­ce­ki bir­kaç yüz yıl­dır de­vam ede­ge­len, is­tik­rar­lı bir si­ya­sî ve as­ke­rî, özel­lik­le de eko­no­mik bü­yü­me­nin so­nu­cu­dur; Ba­tı Av­ru­pa ve özel­de İn­gil­te­re 17. yüz­yıl­dan iti­ba­ren Çin da­hil bü­tün dün­ya­yı ge­ri­de bı­rak­ma­yı ba­şar­mış­tır. Bu kamp için­de Bren­ner ko­yu bir Mark­sist ol­du­ğu için in­dir­ge­me­ci bir ta­vır­la sa­de­ce eko­no­mik bü­yü­me­ye vur­gu ya­pı­yor; Tilly hem si­ya­sî, hem eko­no­mik, hem de as­ke­rî ge­liş­me­le­ri vur­gu­lu­yor. Mann ise meş­hur 4 bo­yut­lu (si­ya­sî, eko­no­mik, as­ke­rî, ide­olo­jik/kül­tü­rel) mo­de­liy­le da­ha kap­sam­lı bir açık­la­ma ge­ti­ri­yor.
As­ya­cı re­viz­yo­nist­ler ise bu yak­la­şı­mı Av­ru­pa-mer­kez­ci bu­lu­yor ve 19. yüz­yı­la ka­dar Çin’in tek sü­per güç ol­du­ğu­nu, eko­no­mik bü­tün gös­ter­ge­ler (ha­yat stan­dar­dı, nü­fus/fi­yat den­ge­si, ti­ca­ret hac­mi, top­rak ve emek ve­rim­li­li­ği, pi­ya­sa ser­bes­ti­si) açı­sın­dan Av­ru­pa’dan ile­ri­de ol­du­ğu­nu sa­vu­nu­yor. Av­ru­pa’nın Çin’i ya­ka­la­yıp geç­me­si­nin an­cak 19. yüz­yıl­da, İn­gil­te­re’nin kö­mür ya­tak­la­rı­na sa­hip ol­ma­sı ve sö­mür­ge­ci­lik (ham­ mad­de, pa­ta­tes ve özel­lik­le gü­müş ti­ca­re­ti) ne­de­niy­le müm­kün ol­du­ğu­nu ile­ri sü­rü­yor­lar. Bu grup­tan Hob­son, Av­ru­pa’da­ki bü­tün bi­lim­sel ge­liş­me­le­rin Çin’den alın­ma ol­du­ğu­nu sa­vu­nu­yor. Do­la­yı­sıy­la bu­na gö­re, Av­ru­pa’nın ted­ri­cî iler­le­me­sin­den de­ğil, As­ya’nın iler­le­ye­me­me­si yü­zün­den Ba­tı’nın 19. yüz­yıl­da­ki ani sıç­ra­yı­şın­dan bah­set­mek ge­re­kir.
Av­ru­pa­cı­lar ise As­ya­cı­la­rı iki ana nok­ta­da eleş­ti­ri­yor: Bi­rin­ci­si, am­pi­rik de­lil­le­rin ye­ter­siz­li­ği. Ön­ce­lik­le, Çin ko­nu­sun­da el­de faz­la ve­ri yok; olan­lar­la kar­şı­laş­tır­ma­lar ya­pı­lı­yor, an­cak bun­lar da ye­ter­siz ka­lı­yor. Fa­kat bu yak­la­şım­la il­gi­li asıl so­run, özel­lik­le Av­ru­pa’yla il­gi­li de­lil­le­rin ye­ter­siz ve/ya yan­lış ol­ma­sı. Ör­ne­ğin, bu yak­la­şı­mın en önem­li tem­sil­ci­si sa­yı­lan Ken­neth Po­me­rantz’ın Çin ve Av­ru­pa’yı kar­şı­laş­tır­dı­ğı meş­hur ki­ta­bı The Gre­at Di­ver­gen­ce -ki 2000 yı­lın­da ya­yın­lan­dı­ğın­da çok sa­yı­da ödül al­mış­tı- bi­le ha­ta­lar­la do­lu. Duc­hes­ne, Po­me­rantz’ın is­ta­tis­tik­le­ri ya yan­lış yo­rum­la­dı­ğı­nı ya da seç­me­ci bir ta­vır­la işi­ne gel­me­yen bil­gi­le­ri göz ar­dı et­ti­ği­ni be­lir­te­rek du­ru­mun hiç de söylediği gibi ol­ma­dı­ğı­nı (Av­ru­pa’nın 17. ve 18. yüz­yıl­lar­da da Çin’i ge­ri­de bı­rak­tı­ğı­nı) ile­ri sü­rü­yor.
Av­ru­pa­cı­la­rın yö­nelt­ti­ği ikin­ci te­mel eleş­ti­ri, di­ğer kam­pın ta­ri­hî sü­re­ci (Av­ru­pa ta­ri­hi­nin 19. yüz­yıl ön­ce­si­ni) ih­mal et­ti­ği şek­lin­de. Özel­lik­le Mann’in ge­tir­di­ği eleş­ti­ri­ye gö­re, bu­nun bir se­be­bi ay­nı dö­nem için Çin hak­kın­da­ki ve­ri­le­rin ye­ter­siz olu­şu.
Tar­tış­ma­da dik­kat çe­ken bir­kaç me­to­do­lo­jik hu­sus var: Bi­rin­ci­si; ne Av­ru­pa, ne de Çin tek-tip bir ya­pı­da ol­du­ğun­dan ge­nel bir kar­şı­laş­tır­ma ya­pı­la­mı­yor, bu­nun ye­ri­ne iki coğ­raf­ya­nın 17-19. yüz­yıl­lar­da­ki en ge­liş­miş iki böl­ge­si mu­ka­ye­se edi­li­yor: İn­gil­te­re ve Aşa­ğı Yang­zi Del­ta­sı. İkin­ci­si, As­ya­cı­la­rın ço­ğu ya Mark­sist ya da ik­ti­sat ta­rih­çi­si ol­duk­la­rın­dan sa­de­ce ik­ti­sa­dî gös­ter­ge­le­ri tar­tı­şı­yor. Bu grup­tan sa­de­ce Gold­sto­ne si­ya­sî ve kül­tü­rel yön­le­re de de­ği­ni­yor. Av­ru­pa­cı­lar ise bu açı­dan da­ha ba­şa­rı­lı: Bren­ner ha­riç di­ğer­le­ri da­ha kap­sam­lı açık­la­ma­lar ya­pı­yor. Bu bağ­lam­da me­se­la Mann, İn­gil­te­re’nin özel­lik­le de­niz ha­ki­mi­ye­tiy­le sağ­la­dı­ğı as­ke­rî ba­şa­rı­nın öne­min­den bah­se­di­yor ve As­ya­cı­la­rı (ve Bren­ner’i) bu­nu göz ar­dı et­mek­le suç­lu­yor. Ay­nı şey ‘ide­olo­jik’ fak­tör­ler (özel­lik­le din ve bi­li­min ti­ca­re­tin ge­liş­me­si­ne ve sa­na­yi­leş­me­ye et­ki­le­ri) için de ge­çer­li.
 
Pe­ki Ya Os­man­lı?
Dik­kat çe­ken üçün­cü bir hu­sus da hiç kim­se­nin Os­man­lı’dan bah­set­me­me­si; çün­kü bu yak­la­şım­lar ya Av­ru­pa’yı ya da Çin’i mer­ke­ze alıp di­ğer me­de­ni­yet hav­za­la­rı­nı göz ar­dı edi­yor. Bu ko­nu­da­ki bir baş­ka so­run da Os­man­lı üze­ri­ne ye­te­rin­ce ça­lış­ma­nın ol­ma­ma­sı. Do­la­yı­sıy­la bu alan­da aci­len ‘Os­man­lı­cı re­viz­yo­nist­ler’e ih­ti­yaç var. Fa­kat asıl so­run Av­ru­pa ve As­ya-mer­kez­ci­lik. Ör­ne­ğin Mann, Müs­lü­man­la­rın “et­ki­siz ha­le ge­ti­ril­me­si­nin” bir gös­ter­ge­si ola­rak 1492’de Gra­na­da’nın (En­dü­lüs) düş­me­si­ne işa­ret edi­yor; an­cak bun­dan kırk yıl ka­dar ön­ce ger­çek­le­şen İs­tan­bul’un fet­hiy­le Os­man­lı’nın im­pa­ra­tor­lu­ğa dö­nüş­me­si­ne ve Av­ru­pa’da bü­yük bir güç ola­rak or­ta­ya çık­ma­sı­na de­ğin­mi­yor. (Ben­zer şe­kil­de kla­sik İs­lam dü­şün­ce ve bi­li­mi­nin Av­ru­pa’da bi­lim ve tek­no­lo­ji­nin ge­liş­me­sin­de oy­na­dı­ğı ha­ya­tî rol de göz ar­dı edi­li­yor.) Yi­ne Os­man­lı’nın Ak­de­niz’e ve Do­ğu Av­ru­pa’ya ha­kim ola­rak Av­ru­pa’da­ki güç te­mer­kü­zü­nün ku­zey­ba­tı­ya doğ­ru kay­ma­sın­da­ki et­ki­si de ih­mal edi­li­yor. Kı­sa­ca her iki yak­la­şım da 1683’te Vi­ya­na’da “dur­du­ru­lun­ca­ya” ka­dar Os­man­lı’nın Or­ta Do­ğu ve Av­ru­pa’nın tek sü­per gü­cü ol­du­ğu­nu göz­den ka­çı­rı­yor. Hal­bu­ki Os­man­lı’nın İn­gil­te­re, Fran­sa ve Hol­lan­da’yla si­ya­sî ve ik­ti­sa­dî iliş­ki­le­ri bu ül­ke­ler­de­ki ka­pi­ta­list ge­liş­me­nin yö­nü­nü ta­yin edi­ci bir et­ki yap­mış­tı.
İk­ti­sa­dî gös­ter­ge­ler açı­sın­dan da Os­man­lı, or­yan­ta­list yak­la­şı­mın id­di­ala­rı­nın ak­si­ne, son za­man­la­ra ka­dar “ge­liş­me­miş” de­ğil­di. Mus­ta­fa Özel’in de be­lirt­ti­ği gi­bi, Os­man­lı’nın Ak­de­niz’den Hint Ok­ya­nu­su ve Ha­zar’a, Rus­ya’dan Ye­men ve Af­ri­ka’ya ya­yı­lan ti­ca­ret ağı 16. yüz­yı­la dam­ga­sı­nı vur­muş­tu. Yi­ne Hint Ok­ya­nu­su’nda Por­te­kiz­li­le­ri dur­dur­ma­yı ba­şa­ran Os­man­lı, sö­mür­ge­ci­li­ğin gi­di­şa­tın­da et­ki­li ol­du­ğu gi­bi dı­şa­rı­da­ki ken­di te­ba­ası­nı (özel­lik­le gay­ri­müs­lim tüc­car­lar) ko­ru­ma­yı da ih­mal et­mi­yor­du. İm­pa­ra­tor­luk içi ti­ca­ret ise, “Türk­ler as­ker mil­let­tir” de­yip on­la­rın ti­ca­ret­ten an­la­ma­dı­ğı­nı ima eden or­yan­ta­list gö­rüş­le­rin ak­si­ne, bü­yük oran­da Türk ve Müs­lü­man tüc­car­la­rın elin­dey­di. Ay­rı­ca ti­ca­ret gi­bi ima­lat sek­tö­rü de, sa­nıl­dı­ğı­nın ak­si­ne, son de­re­ce di­na­mik bir ya­pı­day­dı. Bu can­lı ik­ti­sa­dî ha­ya­tı ida­re eden sa­ray, dış ti­ca­re­te önem ve­ren ve di­ğer dev­let­ler­le re­ka­bet eden tam bir tüc­car dev­let kim­li­ği­ne bü­rün­müş­tü. Hat­ta 19. yüz­yı­lın or­ta­la­rı gi­bi geç bir dö­nem­de bi­le Os­man­lı sa­na­yii -özel­li­kle sa­vun­ma- ayak­tay­dı. Dev­le­tin 20. yüz­yıl baş­la­rın­da çö­kü­şü ise baş­ta as­ke­rî ol­mak üze­re si­ya­sî ve eko­no­mik bir­çok fak­tö­rün bel­li bir ulus­la­ra­ra­sı kon­jonk­tür­de bir ara­ya gel­me­si­nin ne­ti­ce­siy­di.
So­nuç ola­rak, 15.-19. yüz­yıl­lar ara­sın­da Av­ru­pa’da en önem­li si­ya­sî ve ik­ti­sa­dî güç­ler­den bi­ri olan Os­man­lı dev­le­ti ih­mal edi­le­rek, Ba­tı’nın yük­se­li­şi me­se­le­si an­la­şı­la­maz!

Paylaş Tavsiye Et