SRİ LANKA devleti ile ayrılıkçı Tamil Kaplanları örgütü arasında 26 yıldır süren çatışma, ordunun 17 Mayıs’ta örgüt lideri Vellupillai Prabhakaran’ı öldürmesiyle sona erdi. Ocak 2009’da Tamil Kaplanları’na ait üslerin bulunduğu ülkenin kuzeyine yönelik kapsamlı bir harekat başlatan Kolombo hükümeti, Nisan ayında yoğunlaştırdığı operasyonlar ile Tamil Kaplanları örgütünü dize getirdi. Devlet adamlarını hedef alan suikastlar ile halka yönelik intihar saldırıları düzenlemeleri, çocukları militan olmaya zorlamaları ve sivilleri canlı kalkan olarak kullanmalarıyla tanınan Tamil Kaplanları, bağımsızlık için bundan sonra silahsız mücadele edeceklerini açıkladılar. Üç yıl önce, ülkedeki iç savaşı sona erdireceği vaadiyle iktidara gelen ve uluslararası koşulları çok iyi değerlendiren Cumhurbaşkanı Mahinda Rajapaksa, 19 Mayıs’ta Tamil Kaplanları’nın terörizminden tamamen kurtulduklarını ilan etti.
Hindistan’ın güneyinde yer alan bir ada devleti olan Sri Lanka’nın 21 milyonluk nüfusunun çoğunluğunu Budist Singalalar oluşturuyor. Ada’nın kuzeyi ile doğusunda yaşayan ağırlıklı olarak Hindu Tamiller ise nüfusun %12’sini teşkil ediyor. Tamil Kaplanları’na karşı kazanılan zafer Singalalar arasında mutluluk yaratırken örgüte maddi-manevi destek sağlayan Sri Lankalı Tamil diasporası arasında büyük bir öfke ve düş kırıklığı yaşanıyor. Sri Lankalı yetkililer, yaklaşık 6.300 güvenlik görevlisinin öldüğü, 30 bin kadarının da yaralandığını söyledikleri son çatışmalarda, 22 bin militanın öldürüldüğünü öne sürüyorlar. Sri Lanka basınına göre, çatışmaların sona ermesi üzerine teslim olan 10 bin kişi ile birlikte sayıları 18 bine ulaşan Tamil militanları için bir af kanunu hazırlayan hükümet, önemli suçlar işlemiş militanların yargılanmasını, diğerlerinin de rehabilitasyon merkezlerine gönderilmesini planlıyor.
Çatışma bölgesinden tahliye edilip kamplara yerleştirilen 300 bin sivilin durumu ile ordunun bombardımanları sırasında 20 bin sivilin öldüğü yönündeki iddialar ise Mahinda yönetiminin başarısını gölgeliyor. Sri Lanka hükümeti, İngiliz The Times gazetesinde 29 Mayıs’ta yer alan bu iddiayı şiddetle reddediyor. Bombardımanlar sırasında sivillerin öldürülmediğini söyleyen Sri Lanka hükümetine göre, 2009 başından beri hayatını kaybettiği hesaplanan 7.000 sivilin ölümünden de, onların çatışma bölgesinden kaçmasını engellemek isteyen Kaplanlar sorumlu. BM İnsan Hakları Komisyonu’nda 27 Mayıs’ta yapılan oylamada, Sri Lanka’nın çeyrek asırlık iç savaşının final bölümünde her iki tarafın da işlediği iddia edilen savaş suçlarının araştırılması önerisi reddedildi. İngiliz ve Amerikan basını Kolombo’nun bu zaferini Çin, Hindistan, Malezya, Endonezya, Pakistan, Filipinler gibi Asyalı müttefiklerinden aldığı desteğe dayandırsa da resmin arkasında çok ince stratejik hamleler bulunuyor.
Emperyalizmin Mirası Etnik Çatışmalar
Asya ve Afrika’da 20. yüzyıldan beri yaşanan kanlı iç savaşlar büyük ölçüde, İngiliz ve Fransız sömürgeciliğinin tortularından kaynaklanıyor. Batı’nın insanlığa kanlı armağanlarından biri olan milliyetçilik akımının 19. yüzyılda tüm dünyaya yayılmasıyla her etnik grubun kendi ulus-devletini kurma arzusuna kapılması, büyük güçlerin hegemonya mücadelesi için iyi bir araç ortaya çıkarmıştı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiliz ve Fransız sömürge imparatorlukları tasfiye olurken, Asya ve Afrika’da geniş yönetim birimlerinin çatısı altında bir arada yaşayan etnik grupların ulus-devletlerin birer unsuruna dönüşmeleri, bu aracı sürekli kullanıma hazır kıldı. Çünkü yeni devletlerde azınlıkta kalan etnik gruplar da, eski sömürgeci patronlarının da desteğiyle, kendi daha küçük ulus-devletlerini kurmak için harekete geçtiler. Sri Lanka’da bu süreç tüm yönleriyle yaşandı.
1972’deki isim değişikliğine kadar Seylan olarak bilinen ve tarih boyunca önemli bir liman olagelen Sri Lanka, 19. yüzyılda İngiliz sömürge yönetimine girdi. Tamiller, binlerce yıldır Hindistan’ın güneyi ile Seylan Adası’nda yaşıyorlardı. İngilizler, çay plantasyonlarında çalıştırmak üzere Hindistan’dan Tamilleri getirerek Seylan’a yerleştirdiler. Ve Ada’daki toplam nüfusunu artırdıkları Tamillere çeşitli ayrıcalıklar verdiler. Bu ayrıcalıklı konumlarına alışan Tamiller, Sri Lanka’nın 1948’de bağımsızlığına kavuşmasından kısa bir süre sonra, Singalaların hâkim olduğu yeni devletten ayrılma taleplerini dile getirmeye başladılar.
1947’de İngiliz sömürgesinden kurtulan Hindistan, Tamillerin yaşadığı güney bölgesini Tamil Nadu adıyla 28. eyaleti yaparak kendi Tamillerinin ayrılık taleplerinin önüne geçmeyi başardı. Sri Lanka’da ise 1956’da Singala dilinin ülkenin tek resmî dili ilan edilmesi, Hinduizm ile İslam’ın dışlanıp Budizm’in resmî din haline getirilme çabaları ve sömürge dönemindeki kayrılmalarının intikamını almak isteyen Singalaların sergilediği ayrımcı tavırlar, Tamil ayrılıkçılığını körükledi. 1975’te temelleri atılan ve hedefini Ada’nın kuzey ve doğusunda bağımsız Tamil Elam devletini kurmak olarak formülleştiren Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları (LTTE) örgütü, Haziran 1983’te Sri Lanka devletine savaş açtı ve 90’larda dünyanın en korkulan terör örgütlerinin başına yerleşti.
Sri Lanka Kartlarını İyi Oynuyor
Mahinda yönetiminin Tamil Kaplanları’nı bitirme sürecinin temelinde, Orta Asya yerine Hint Okyanusu sahnesinde kurulan ve başlıca oyuncuları ABD, Rusya, Çin ve Hindistan olan bir diğer “Büyük Oyun”da, küçük bir oyuncu olarak Sri Lanka’nın kartlarını iyi oynaması yatıyor. Dünya petrol ürünlerinin %70’i, dünya deniz taşımacılığı trafiğinin de yarısı Hint Okyanusu’ndan geçiyor. Sri Lanka’nın istikrarını sağlayarak bu hatları kontrol etmek, yaşanan küresel krizin ekonomik çıkarlara hassasiyete zirve yaptırdığı bir dönemde hayati bir önem kazanıyor. Rusya’nın da desteğini alarak, ABD’nin bölgedeki hegemonyasını zayıflatmaya çalışan Çin’in desteği, Sri Lanka’nın zaferindeki bir diğer faktör. Çin’in ağırlığını dengelemek için Hindistan ve Japonya’nın deniz gücünü artırmaya çalışan ABD’ye karşı Çin de, Sri Lanka’ya askerî ve mali destek sağlayıp onu kendisine bağlayarak cevap veriyor.
Topraklarında 60 milyon Tamil yaşayan Hindistan, kendi istikrarı için Sri Lanka’nın Tamil sorununu, federasyon formülüyle çözmesini istese de, Ada’nın tamamen Çin’in eline kaymasından korktuğu için Kolombo’nun üzerine fazla gidemiyor. Tamil Kaplanları gibi kanlı bir terör örgütünün bitirilmesi şüphesiz çok önemli bir başarı. Ancak Tamilleri rahatlatacak adımlar atılmadığı sürece, bu başarı kalıcı olmayabilir. Zira hiçbir talepleri karşılanmayan Tamiller, farklı bir örgüt kurabilir ve kendilerine ülke içinde ve dışında destek bulabilirler. Büyük güçlerin çıkarları şimdilik Sri Lanka’nın istikrarını ön plana çıkarsa da, farklı pazarlıklar ve hesaplar, ülkenin önünde açılan bu yeni alanı tekrar daraltabilir. Sri Lanka örneği dikkatle incelenirse, Türkiye için de önemli dersler çıkarılabilir.
Paylaş
Tavsiye Et