Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2007) > Dünya Siyaset > Yeltsin’den Putin’e Rusya’dan sevgilerle...
Dünya Siyaset
Yeltsin’den Putin’e Rusya’dan sevgilerle...
Ebru Afat
RUS­YA’DA­Kİ de­mok­ra­si­ye ay­kı­rı uy­gu­la­ma­la­rın dün­ya gün­de­mi­ne gel­di­ği Ni­san ayı, bu ül­ke­ye de­mok­ra­si­yi ge­ti­ren adam ola­rak ta­ri­he ge­çen Bo­ris Ni­ko­la­ye­viç Yelt­sin’in ölü­mü­ne sah­ne ol­du. 23 Ni­san’da 76 ya­şın­da Krem­lin’de­ki bir has­ta­ne­de ha­ya­ta ve­da eden Yelt­sin, Ha­zi­ran 1991’de Rus­ya Sov­yet Fe­de­ral Sos­ya­list Cum­hu­ri­ye­ti’nin (RSFSC) dev­let baş­ka­nı ola­rak baş­la­dı­ğı li­der­lik yol­cu­lu­ğu­nu, Ara­lık 1999’da Rus­ya Fe­de­ras­yo­nu’nun dev­let baş­ka­nı ola­rak nok­ta­la­mış­tı. Ağus­tos 1991’de Rus par­la­men­to bi­na­sı­nın önün­de tank­la­rın üze­ri­ne çı­ka­rak, çök­mek­te olan sis­te­mi re­for­me et­me­ye ça­lı­şan dö­ne­min Sov­yet­ler Bir­li­ği Ge­nel Sek­re­te­ri Mi­ha­il Gor­ba­çov’a yö­ne­lik dar­be gi­ri­şi­mi­ne di­re­nen Yelt­sin, bu ha­re­ke­tiy­le “de­mok­ra­si kah­ra­ma­nı” sı­fa­tı­nı ka­zan­dı. Ve 25 Ara­lık 1991’de RSFSC ile bir­lik­te Sov­yet­ler Bir­li­ği’ni oluş­tu­ran di­ğer 14 Sov­yet cum­hu­ri­ye­ti­nin de ba­ğım­sız­lık­la­rı­na izin ver­mek su­re­tiy­le SSCB’nin ba­rış­çıl bir şe­kil­de da­ğıl­ma­sı­na ön­cü­lük et­ti.
Rus­ya’nın oto­ri­ta­rizm­den de­mok­ra­si­ye, ko­mü­nizm­den ka­pi­ta­liz­me ta­ri­hi dö­nü­şü­mü­ne im­za­sı­nı atan Yelt­sin, 25 Ni­san’da Mos­ko­va’da dü­zen­le­nen gör­kem­li bir ce­na­ze tö­re­niy­le top­ra­ğa ve­ril­di. ABD ve Av­ru­pa med­ya­sın­da Yelt­sin’in ar­dın­dan ya­pı­lan yo­rum­la­rın or­tak te­ma­sı, li­der­li­ği sı­ra­sın­da iş­le­di­ği gü­nah­la­rın bü­yük­lü­ğü­nün, se­vap­la­rı­nı göl­ge­de bı­rak­tı­ğı yö­nün­dey­di. Rus ta­ri­hi­nin halk oyuy­la se­çi­len ilk dev­let baş­ka­nı ola­rak ne ya­zık ki yö­ne­ti­mi­ni, ül­ke­sin­de de­mok­ra­si adı­na el­de edi­len tüm ka­za­nım­la­rı ha­sa­ra uğ­ra­ta­rak so­na er­dir­di. 1993’te Mos­ko­va so­kak­la­rın­da şid­det ey­lem­le­ri baş­la­tan ko­mü­nist mu­ha­lif­le­ri dur­dur­mak için, bir za­man­lar ken­di­si­nin sa­vun­du­ğu ay­nı par­la­men­to bi­na­sı­na tank­lar ve as­ker­ler gön­der­di. Da­ha da kö­tü­sü 1994’te Rus­ya’ya bağ­lı özerk Çe­çe­nis­tan Cum­hu­ri­ye­ti’nin ba­ğım­sız­lık ta­le­bi­ni iş­gal yo­luy­la bas­tır­ma­ya yö­ne­le­rek on bin­ler­ce in­sa­nın ölü­mü­ne ne­den olan bir sa­va­şa yol aç­tı.
Rus or­du­su 1996’da ge­ri çe­kil­mek zo­run­da kal­dıy­sa da bu sa­vaş, 1999’da Yelt­sin’in baş­ba­ka­nı ola­rak gö­rev ya­pan Vla­di­mir Pu­tin’in baş­lat­tı­ğı çok da­ha kan­lı ikin­ci bir sa­va­şa ze­min ha­zır­la­dı. Eko­no­mik sis­te­mi “şok te­ra­pi” de­ni­len bir yön­tem­le, hiç­bir ted­bir al­ma­dan ve ge­rek­li alt ya­pı­yı ha­zır­la­ma­dan dö­nüş­tür­me­ye ça­lı­şan Yelt­sin, bu sü­reç için­de es­ki ko­mü­nist bü­rok­rat­la­rın, aşı­rı zen­gin oli­gark­lar ha­li­ne gel­me­le­ri­ne göz yum­du. Rus top­lu­mu Yelt­sin dö­ne­min­de bir yan­dan ifa­de ve ör­güt­len­me öz­gür­lü­ğü, ser­best se­çim­ler gi­bi de­mok­ra­si­nin ni­met­le­rin­den fay­da­la­nır­ken; di­ğer yan­dan se­fa­let, is­tik­rar­sız­lık ve yol­suz­luk yü­zün­den tam bir ba­şı­bo­zuk­lu­ğa sü­rük­len­di. Ar­dı ar­dı­na de­ği­şen baş­ba­kan­lar, Rus­ya’nın için­de bu­lun­du­ğu kao­tik du­ru­mun en bü­yük gös­ter­ge­siy­di. Bu dö­nem, 1999 so­nun­da Yelt­sin’in kol­tu­ğu­nu es­ki bir KGB aja­nı olan Baş­ba­kan Vla­di­mir Pu­tin’e dev­re­de­rek is­ti­fa et­me­siy­le so­na er­di. Ve Rus­ya için, bu ka­riz­ma­tik ve genç si­ya­set­çi­nin li­der­li­ğin­de, eko­no­mik re­fah ve is­tik­rar sağ­la­nır­ken si­ya­si sis­te­min git­tik­çe oto­ri­ter­leş­me eği­li­mi gös­ter­di­ği ye­ni bir dö­nem baş­la­dı.
Rus­ya’nın ye­ni ça­rı ola­rak ni­te­len­di­ri­len Pu­tin, iz­le­di­ği akıl­cı po­li­ti­ka­lar­la ül­ke­si­ne es­ki güç ve pres­ti­ji­ni ka­zan­dır­ma­yı ba­şar­dı. Rus­ya’nın sa­hip ol­du­ğu pet­rol ve do­ğal­gaz zen­gin­li­ği, So­ğuk Sa­vaş son­ra­sın­da ül­ke­nin je­o-po­li­tik stra­te­ji­le­ri­nin oda­ğı­na yer­leş­miş­ti. Rus­ya’yı Av­ras­ya’nın li­de­ri ko­nu­mu­na ge­tir­me­yi he­def­le­yen Pu­tin de bu stra­te­ji­yi da­ha da yo­ğun­laş­tı­ra­rak iz­le­me­yi sür­dür­dü. Rus­ya, hem üre­ti­ci hem de Kaf­kas ve Or­ta As­ya pet­rol ve do­ğal­ga­zı­nın ge­çiş hat­tı ola­rak Av­ras­ya’nın ener­ji mer­ke­zi­ne dö­nü­şür­ken, 2000’le­rin baş­la­rın­dan iti­ba­ren ener­ji fi­yat­la­rı­nın yük­sel­me­sin­den kay­nak­la­nan mu­az­zam ge­lir sa­ye­sin­de eko­no­mik re­fah ve is­tik­ra­ra ka­vuş­tu.
An­cak Pu­tin’in Rus­ya’sı eko­no­mik yön­den zen­gin­le­şir­ken, si­ya­si öz­gür­lük­ler açı­sın­dan git­tik­çe fa­kir­le­şi­yor­du. Yelt­sin’in sar­hoş­lu­ğu ile il­gi­li es­pri­ler ya­yın­la­ya­bi­le­cek ka­dar ser­best olan dev­let kon­tro­lün­de­ki TV ka­nal­la­rı, Pu­tin ve yö­ne­ti­mi hak­kın­da en ufak bir eleş­ti­ri­yi ya­hut mu­ha­le­fe­tin yap­tık­la­rı­nı ya­yın­la­ya­maz ha­le gel­di­ler. Krem­lin 2001’den iti­ba­ren Rus hal­kı­nın ço­ğun­lu­ğu­nun baş­lı­ca ha­ber kay­na­ğı olan dev­let te­le­viz­yo­nu üze­rin­de tam bir te­kel oluş­tur­du. Ya­zı­lı ba­sın­da ba­ğım­sız ya­yım­lar mev­cut ol­sa da ga­ze­te ve der­gi­le­rin ço­ğun­lu­ğu Pu­tin’i eleş­tir­mek­ten ka­çınıyorlar.
Mu­ha­le­fe­tin ör­güt­len­me ve gös­te­ri yap­ma hak­la­rın­da­ki kı­sıt­la­ma­la­rın art­ma­sı­na yol açan kı­rıl­ma nok­ta­sı, 2005 baş­la­rın­da Gür­cis­tan, Uk­ray­na ve Kır­gı­zis­tan’da ger­çek­le­şen ve bu ül­ke­ler­de­ki Rus­ya yan­lı­sı hü­kü­met­le­rin dev­ril­me­siy­le so­nuç­la­nan renk­li dev­rim­ler­di. Ser­ve­ti­ni dün­ya­da de­mok­ra­si­nin güç­len­me­si­ne(!) ada­dı­ğı­nı ilan eden Ame­ri­ka­lı spe­kü­la­tör Ge­or­ge So­ros’un kur­du­ğu Açık Top­lum Ens­ti­tü­sü’nün önem­li bir rol oy­na­dı­ğı bu ik­ti­dar de­ği­şim­le­rin­den son­ra Krem­lin, Rus­ya’da fa­ali­yet gös­te­ren STK’la­ra kar­şı açık bir cep­he al­dı. Mu­ha­le­fet par­ti­le­ri ile STK’la­rın pro­tes­to ve mi­ting­ler için izin al­ma­la­rı iyi­ce zor­laş­tı.
Po­li­sin izin­siz gös­te­ri ya­pan­la­ra kar­şı tav­rı da iyi­ce sert­leş­ti. Son ola­rak Ni­san bo­yun­ca Nevsky Pros­pekt, St. Pe­ters­burg ve Mos­ko­va şe­hir­le­rin­de dü­zen­le­nen ol­duk­ça ge­niş ka­tı­lım­lı pro­tes­to gös­te­ri­le­ri, po­li­sin mü­da­ha­le­si ve gös­te­ri­ci­le­rin tu­tuk­lan­ma­la­rı ile so­nuç­lan­dı. Pu­tin yö­ne­ti­mi­ne kar­şı tep­ki­le­rin or­ta­ya ko­nul­du­ğu ve Ara­lık 2007’de ya­pı­la­cak par­la­men­to se­çim­le­ri­nin adil ol­ma­sı ta­le­bi­nin di­le ge­ti­ril­di­ği bu gös­te­ri­ler, çok sa­yı­da mu­ha­le­fet par­ti­si­nin bir ara­ya ge­le­rek oluş­tur­duk­la­rı bir koa­lis­yon olan “Baş­ka Rus­ya” ta­ra­fın­dan dü­zen­len­miş­ti. Li­be­ral­ler­den ko­mü­nist­le­re ka­dar ge­niş bir si­ya­si yel­pa­ze­yi kap­sa­yan bu koa­lis­yo­nun, 2008 Mart’ın­da dü­zen­le­ne­cek dev­let baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri için or­tak bir aday öner­me­le­ri de bek­le­ni­yor.
İki dö­nem­dir dev­let baş­kan­lı­ğı gö­re­vi­ni yü­rü­ten Pu­tin, ana­ya­sa ge­re­ği üçün­cü de­fa dev­let baş­kan­lı­ğı­na aday ola­ma­ya­cak. Des­tek­çi­le­ri Pu­tin’i ye­ni­den aday yap­mak için ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği is­ti­yor­lar. Fa­kat Pu­tin, 26 Ni­san’da yap­tı­ğı ulu­sa ses­le­niş ko­nuş­ma­sın­da “Ge­le­cek ulu­sa ses­le­niş ko­nuş­ma­sı­nı, baş­ka bir baş­kan ya­pa­cak” söz­le­riy­le aday ol­ma­ya­ca­ğı­nı yi­ne­le­di. Pu­tin bu söz­le­riy­le Rus­ya’nın ye­ni­den dün­ya si­ya­se­ti­ne ağır­lı­ğı­na koy­ma ça­ba­la­rın­dan hiç hoş­lan­ma­yan Ba­tı’nın yü­re­ği­ne su serp­miş ol­sa da, ay­nı ko­nuş­ma­sın­da Ba­tı’ya ver­di­ği sert me­saj­lar­la ABD ve Av­ru­pa’nın se­vinç­le­ri­ni kur­sak­la­rın­da bı­rak­ma­yı ba­şar­dı.
Ba­tı’yı “de­mok­ra­si­ye des­tek” adı al­tın­da “sö­mür­ge­ci tak­tik­ler güt­mek­le” suç­la­yan Pu­tin, Do­ğu Av­ru­pa’ya fü­ze kal­ka­nı kur­ma­ya ça­lı­şan ABD’yi So­ğuk Sa­vaş’ın bi­ti­şi­ni sim­ge­le­yen ve tüm Av­ru­pa’da­ki si­lah­la­rın azal­tıl­ma­sı­nı ön­gö­ren “Av­ru­pa Kon­van­si­yo­nel Kuv­vet­ler Ant­laş­ma­sı”nı don­dur­mak­la teh­dit et­ti. Ba­tı ba­sı­nı ta­ra­fın­dan “ye­ni­den So­ğuk Sa­vaş’ı baş­lat­mak”la suç­la­nan bu tav­rın, Pu­tin’in ha­le­fi dö­ne­min­de de de­vam ede­ce­ğin­den pek şüp­he yok. Zi­ra is­mi he­nüz net­leş­me­se de Rus­ya’nın ye­ni dev­let baş­ka­nı­nın Pu­tin’in eki­bin­den ola­ca­ğı or­ta­da. Ye­ni­den be­li­ni doğ­rul­tan Rus­ya, ABD’nin post-mo­dern im­pa­ra­tor­luk kur­ma ça­ba­la­rı­na kar­şı Av­ras­ya mer­kez­li bir di­re­niş cep­he­si oluş­tur­ma­ya ça­lı­şı­yor. Bu ça­ba­nın de­va­mı, ulus­la­ra­ra­sı sis­te­min çok ku­tup­lu bir ya­pı­ya ka­vu­şa­bil­me­si için ha­ya­ti bir önem ta­şı­yor.

Paylaş Tavsiye Et