Sıradan bir Amerikan gazetecisi, o kadar sıradan olmayan bir Amerikan gazetesinde Türkiye aleyhtarı bir yazı yazdı ve Türkiye’de medya magandaları yeniden ayaklandı. Sebep o kadar açık ki: ABD önümüzdeki aylarda İran ve/veya Suriye’ye bomba yağdırabilir. Türkiye’yi yönetenler öylesine yıldırılmalı ki, ülkenin bu haksız ve anlamsız saldırılarda bir lojistik üs olarak kullanılması problem olmasın.
Amerikan yönetimine, bırakalım Amerikalılar çatsın. Öyle bir uluslararası düzen kuruluyor ki, dünyadaki her on kişiden dokuzu ister istemez Amerikan düşmanı olacak. Hiçbir hükümet, ne ölçüde ‘Amerikancı’ olursa olsun, bu karşıtlığı önlemeye güç yetiremeyecek. Bizim problemimiz, eski tabirle ‘besleme basın’ ile. Sahibinin sesi köşe yazarı ve televizyon yorumcuları o kadar çoğaldı ve pervasızlaştılar ki, sanırsınız maaşları Washington’dan ödeniyor.
Irak’ta tartışmalı seçimler sona erdi; Sünni Araplarla Türkmenler yara aldı. Birinciler işgale karşı mücadelede ön saftaydılar, fakat seçimi boykot etmekle arka safa düştüler. Kürt lider Talabani Cumhurbaşkanı, Şii lider Caferi ise Başbakan olacak. Türkmenler çoğu zaman olduğu gibi yine kartlarını yanlış kardılar ve nüfus içindeki oranlarının çok altında temsil hakkı kazanabildiler. Kerkük konusunda iddialı laflar etmekten hiç geri kalmayan Türk yöneticiler, Irak ve Türkmen politikası konularında hangi yanlışa düştüklerini fark ettiler mi acaba?
Bu ayki dosyamız, kara talihli Afrika. Sömürgecilik, Afrika’nın hayat damarlarını kopardı ve Afrikalılara ulus-devleti armağan etti. En temel haklardan, insanca yaşamaktan mahrumlar, fakat ne mutlu, birer ulus-devletleri var! Türkiye, Avrasya’nın merkezî güçlerinden biri olmayı başardığı ölçüde, Afrika’ya ilgisi artacak ve umuyoruz ki kıtanın talihsiz durumundan kurtulmasına katkıda bulunacak. Tersi de doğru: Afrika’yı kolladığı ve Afrika tarafından kollandığı ölçüde, Avrasya derinliğinde etkisini artıracak. Afrika-yı Osmanî (Osmanlı Afrika’sı) bir düşler ülkesiydi. Nijerya’da devlet bakanlığı yapmış olan Prof. Osman Bugaci’ye, soyadının Türkçe olduğu söylendiğinde sevinçten gözleri yaşarmıştı. Bugaci, mensup olduğu çok geniş bir kabilenin adıymış ve yüzyıllardan beri boğa ticaretiyle uğraşıyorlarmış.
Yüzü ve talihi kara Afrika, yüreğinin ışığıyla bütün dünyayı aydınlatacak.
Paylaş
Tavsiye Et