Yılın son ayına da yine kavga kıyametle giriyoruz. Bir yanda “Papa, çeneni kapa!” mitingleri, diğer yanda “Atatürk’ü eleştirmek hainliktir!” nârâları. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararlar, adaletsizlik odağı YÖK’ü küplere bindirdi; Cumhurbaşkanlığı seçimi spekülasyonları, kendi villası da kaçak çıkan Deniz Baykal’ı ancak üç gün sindirdi.
Bu kargaşa içinde, Bülent Ecevit’i zar zor toprağa verebildik. Arkasından en anlamlı yazıyı Ege Cansen yazdı: “Çalmadı ama çalışmadı!” Özal döneminin bazı bakan ve belediye başkanları için “Çaldı ama çalıştı!” denmişti. Ecevit sadece çalışmamakla kalmadı, kimseyi doğru dürüst çalıştırmadı da. Partisinin günün birinde, sadece CHP’nin değil, tüm milletin elini kolunu bağlamaya memur Deniz Baykal’a kalması mukadderdi.
Türkiye bu kısır döngüden çıkamazken, Irak tam bir kan gölüne döndü. İntihar saldırılarının günlük bilançosu artık üç haneli rakamlarla ifade ediliyor. Amerikan yönetimi ya gerçekten acz içinde, ya da işlerin büsbütün çığırından çıkmasını bekliyor. Irak sorununa sadece Kandil Dağı penceresinden bakan ulusçular ise, Türkiye’nin küçük hesaplarla artık ayakta tutulamayacağını bilmeli.
Dosyamızda “İslamî holding” etiketli çok ortaklı şirket modelinin yükseliş ve düşüşünü ele aldık. Bu önemli imkânın kısmen beceriksizlik, kısmen kötü niyet ve daha çok devletin haksız ve duyarsız tavrı yüzünden iyi değerlendirilememesi Türkiye’ye çok şey kaybettirdi.
Bu ayki SöyleşiYORUM konuğumuz John L. Esposito. Mesajı kısa ve net: “Yolsuzluk ve Irak, Bush’u bitirecek.”
Paylaş
Tavsiye Et