Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2010) > Merhaba >
Merhaba
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! Necip Fazıl’ın yarım yüzyıl önceki hükmü ne yazık ki bugün de geçerli. Türkiye, korkularını yenemiyor. Türkiye akıl yoluna dönemiyor. Başörtüsü neredeyse sokakta da yasaklanacak. Yargı erki ilk defa olarak örtünün sadece yasak değil, aynı zamanda ‘kötü’ olduğunu ilan ediyor. Medeniyetler ittifakına galiba önce kendi içimizde ihtiyacımız var!
 
Karikatür krizi, içerideki örtü krizinin küresel düzlemdeki karikatürü. Batı insanı birkaç yüzyıllık sistemli beyin yıkamadan sonra inanma yeteneğini kaybetti. İnanan insanlara duydukları öfke, bilinçaltlarındaki kıskançlığı yansıtıyor. Buna bir de ekonomik ve jeo-politik hesaplar eklenince, ortaya traji-komik çatışmalar çıkıyor.
 
Hamas’ın ani ziyareti, kraldan fazla kralcı köşe yazarlarımızı şok etti. Öyle akıl almaz yazılar yazdılar ki, kesinlikle İsrail basınında benzerini bulamazsınız. Dışişleri Bakanı bile dayanamayıp, medyanın “dış manipülasyonlara açık olduğunu” belirtmek zorunda kaldı. “Türkiye eksenli dış siyaset,” Bu Ülke’ye ruhen bir türlü dönemeyenler için hâlâ kabul edilebilir değil.
 
Bu ayki dosya konumuz enerji. Başta Çin olmak üzere, Asya ekonomilerinin yükselişi dünya enerji ihtiyacını arttırıyor. Amerikan militarizmi bir bakıma küresel enerji trafiğine yön verme ihtiyacından doğuyor.
 
Söyleşiyorum’un Mart konuğu, yedi güzel adamdan öykü ustası olanı: Rasim Özdenören. Aynı zamanda seçkin bir deneme yazarı olan Özdenören üç mesaj veriyor: İnsan varsa, trajedi de var. Sanat eseri zamanı aşar. Felsefe, vahyin peşinden koşar.
 
Düşünerek koşalım.
 

Paylaş Tavsiye Et