Bayramınızı kutlayıp, sağlıklı bir yeni yıl dileyerek Ocak sayımızı sunuyoruz.
Her ne kadar sine-i millete dönme tartışmalarıyla geçse de Aralık ayının en önemli olayı hiç şüphesiz Avrupa Birliği’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini belirli alanlarda askıya alma kararıydı. Kararın gerekçesi görünürde Türkiye’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımama noktasındaki kararlılığıydı. Esasta ise, Türkiye’ye karşı bu tavrın nedeni, Avrupa’nın küresel sistemde rol oynamaya henüz hazır olmamasıdır.
Avrupa Birliği, Türkiye’yi kolay kolay içine alamaz. Fakat dışında da tutamaz. Türkiyesiz bir Avrupa, kendi kalesinde hapis kalır; Asya’ya açılamaz. ABD, Asya’nın hem ticareti hem de ham madde kaynakları üzerinde emperyal bir hakimiyet kurma arzusunu açıkça dile getirmişken; Avrupa’nın böylesine tutuk davranıyor olması gerçekten ‘yaşlandığına’ delalet ediyor.
AB’nin tavrı Türkiye’nin aleyhine midir? Hayır. Müslüman Türkiye, Avrupa kültür haritasının parçası değildir; hiçbir zaman da olmayacaktır. Fakat Avrupa’nın birikmiş bir sermaye ve teknoloji gücü vardır. Türkiye, AB ile (üyeliği kapsasın kapsamasın) ilişkilerinde, bu alanlardaki eksikliklerini giderecek adımlar atabilirse, Asya’daki etkinliği o ölçüde artacaktır. Aksi halde, o da kendini tıpkı Avrupa gibi kendi kalesine hapsetmiş olacaktır. Mahpusların küreselleşmiş bir dünyada ayakta kalmaları zordur.
Ocak dosyamızda 2006 yılında Türkiye siyasetinin görünümünü ele aldık. Mümtaz’er Türköne, E. Fuat Keyman, Avni Özgürel, Bekir Berat Özipek ve M. Mücahit Küçükyılmaz iktidar ve muhalefetin incitici bir muhasebesini yaptılar. Muhataplar gücenmek yerine özeleştiriye yönelseler, yaklaşan seçimlerde daha başarılı olurlar.
Yeni yılın ilk SöyleşiYORUM konuğumuz, CNN Türk’ün başarılı editörü Gürkan Zengin oldu. Zengin’in hem Başbakan Erdoğan, hem de başta Mehmet Ağar olmak üzere diğer siyasi liderler hakkındaki değerlendirmelerini zevkle okuyacaksınız.
Bayram duamız daha iyi sayılarda buluşmak olsun!
Paylaş
Tavsiye Et