GEORGE SOROS adı son zamanlarda uluslararası politikada en sık anılan isimlerden. Bir taraftan KKTC seçimlerinde muhalefeti desteklediğine yönelik iddialar, diğer taraftan Gürcistan’daki darbenin onun akıttığı dolarlar sayesinde gerçekleştiği haberleri gündemi günlerce meşgul etti. Devrik Cumhurbaşkanı Şevardnadze, Soros Açık Toplum Fonu’nun muhalefete 2,5 ila 3 milyon dolar maddi destek sağladığını ve böylece 2000 yılında Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç’in devrilmesine yol açan halk ayaklanmasındakine benzer bir rol oynadığını ifade etti. Miloseviç ve Şevardnadze’yi koltuklarından indiren uluslararası yatırımcı Soros, ABD Başkanı George Bush’un yeniden başkan seçilmemesi için de uğraşıyor. Bush’a engel olmayı hayatının amacı haline getiren Soros, bu uğurda çalışan ve Demokratlar’a destek veren ‘America Coming Together’ isimli kuruluşa 10 milyon dolar, sol eğilimli ‘MoveOn.Org’ isimli gruba da 5 milyon dolar bağışladı. Yaz aylarında Amerikan gazetelerine tam sayfa ilanlar vererek, Bush’u, Irak konusunda yalancılıkla ve bilgileri abartmakla suçlayan Soros, Bush yönetimi yüzünden Nazi işgali sırasındaki çocukluk korkularını yeniden yaşadığını söylüyor. Bush’un “ya bizimle birliktesiniz ya da karşı” sözlerinin kendisine Almanları hatırlattığını belirten 74 yaşındaki uluslararası yatırımcı, Macaristan doğumlu ve Yahudi bir ailenin çocuğu. 1947’de İngiltere’ye göç etti ve dünyanın önde gelen üniversitelerinden London School of Economics’i bitirdi. 1956’dan beri de ABD’ye yerleşmiş durumda.
George Soros, sıradan bir insan değil. Forbes’a göre yıllardır dünyanın en zenginleri arasında. Yedi milyar doları bulan serveti ile dünyanın en zengin 38’inci kişisi. Üniversitede bilim felsefesine merak sarmış ve ünlü filozof Karl Popper’in öğrencisi olmuş; çok da etkilenmiş. Zaten 1979’da kurduğu Açık Toplum Fonu ve Enstitüsü’nün adı da Popper’den mülhem. Ancak Soros, kendisini “başarısız felsefeci” olarak tanımlıyor.
Soros’un başarılı olduğu alan uluslararası finans sektörü. İşi para yönetmek, yani paradan para kazanmak. 28 yıllık tarihinde dünyadaki en yüksek performansa sahip yatırım fonu olarak kabul edilen Quantum Fonu Grubu’nun baş yatırım danışmanı olan Soros Fund Management LCC’nin başkanı. Uluslararası para piyasalarında çok haklı bir şöhreti var Soros’un: İngiltere Merkez Bankası’nı yenen adam… 1992’de İngiliz sterlininin değer kaybedeceğine yönelik spekülasyonda bulunması ona, bir haftada yaklaşık 2 milyar dolar kazandırdı. İngiltere ise Avrupa döviz kuru sisteminin dışına itildi ve hâlâ da orada.
1997 Asya krizinde de gündemde Soros vardı. Malezya Devlet Başkanı Mahatir Muhammed’in açıklamaları doğrudan onu hedef alıyordu. Mahatir’e göre finansal piyasalardaki istikrarsızlığın kaynağı Soros idi. Ancak kurnaz spekülatör Asya krizinden büyük bir kazanç sağlayamadı. Mahatir gibi o da artık uluslararası finansal piyasaların gidişatından memnun değildi. Üstelik İMF’nin Asya’da uyguladığı programları da beğenmiyordu. Ona göre küresel kapitalizm ciddi bir krizden geçiyordu. Küresel kapitalizm üzerinde yeniden düşünülmeli ve gerekli reformlar bir an önce yapılmalıydı. Felsefeci Soros böyle derin değerlendirmelerde bulunurken spekülatör Soros ise yeni avlar peşinde koşuyordu. 1998’de “Rusya rubleyi devalüe etmeli” diyerek, zaten bıçak sırtında olan ekonomiyi altüst etmesiyle ve küresel ölçekte bir krizin tetikleyicisi olmasıyla etkileyici gücü daha da belirginleşti.
Soros’a göre günümüz kapitalist sisteminin en önemli özelliği finansal piyasaların istikrarsız oluşudur. Bu istikrarsızlık finansal piyasaların doğasından kaynaklanmaktadır. Finansal piyasalar reel piyasalarda olduğu gibi, bilinen miktarlarla uğraşmaz. Tam tersine bu piyasalardaki miktarlar sadece bilinmiyor değildir, bilinemezler de. Finansal piyasalarda fiyatlama gelecekte elinize geçecek olan bir varlığın bugünkü değerinin hesaplanmasıyla (bugüne iskonto edilmesiyle) yapılmaktadır. Ancak gelecekteki değerin iskonto edilmesi onu bugünden nasıl iskonto ettiğinize bağlıdır. Arz ve talep dengesinin piyasa fiyatlarında kendisini göstermesi beklenirken, finansal piyasalarda oluşan fiyatlar arz ve dengeyi etkileyebilmektedir. Başka bir deyişle finansal piyasalar ile ekonomik gelişmeler arasındaki ilişki iki yönlüdür. Ve bu ilişki dengeye gidebileceği gibi dengeden de uzaklaşabilmektedir.
Soros’un rahatsızlık duyduğu bir diğer nokta piyasaya ve piyasa değerlerine olan aşırı güvendir. Özellikle bireyin kendi bencil çıkarları peşinde koşmasıyla toplumun ortak çıkarlarının gerçekleşeceği anlayışına karşı çıkar Soros. “Laissez-faire” anlayışına “piyasa köktenciliği” adını verir. Bu anlayış günümüzde devletin ekonomiden elini çekmesi, sınırlamaların/düzenlemelerin gevşetilmesi (deregülasyon) ve sermaye ile girişimciliğin hem yurt içinde, hem de uluslararası boyutta serbest dolaşımının teşvik edilmesi şeklinde tezahür ediyor. Bu anlamda Soros’a göre finansal piyasaların küreselleşmesi piyasa köktenciliğinin ürünü ve yanlış. Çünkü piyasa köktenciliği piyasaların dengede çalıştığını öngörür ki, bu doğru değildir. İkinci olarak da kişisel çıkarların kamu çıkarlarıyla eş tutulması hatalıdır. Ona göre, piyasa köktenciliği bireysel çıkar peşinde koşmaya ahlaki bir nitelik kazandırmayı amaçlayan bir yanılsamadan ibaret.
Soros’un kapitalizme yönelttiği bir diğer eleştiri ise “küresel bir toplum olmadan küresel bir ekonomi olamaz” şeklindedir. Ona göre, küresel bir ekonomide yaşıyoruz; ancak küresel toplumun mevcut siyasi organizasyonu oldukça yetersiz. Soros için küresel toplum, küresel bir devlet değildir. Mevcut devletlerin ortadan kalkması mümkün değildir; arzu da edilmez. Fakat devletin de sınırlarını aşan kolektif çıkarlar söz konusu olduğunda devletlerin egemenliği uluslararası hukuka ve uluslararası kuruluşlara boyun eğmelidir. Fakat Soros’un da belirttiği gibi bu fikre asıl muhalefet ABD’den gelmektedir. ABD herhangi bir uluslararası otoriteye boyun eğmek istememektedir. Başka bir deyişle küresel ekonominin uluslararası kuruluşlara ihtiyaç duyduğu tam bu noktada güçlü devletler arasındaki ayrılıklar giderek su yüzüne çıkmakta ve ortak işbirliği şansı da azalmaktadır.
Soros’un küresel bir açık toplumu hedefleyen girişimleri, şimdiye kadar hep küresel kapitalizme karşı direnç gösteren pürüzleri ortadan kaldırarak sistemi daha etkin bir hale getirmeye yaradı. Filozof Soros ile spekülatör Soros aslında aynı kişi olmasın?
Paylaş
Tavsiye Et