Devletin zirvesindeki gerilime nihayet TÜSİAD da katıldı ve hükümete gerçek rengini göstermeye başladı. Tartışmanın “rektör aşkına” yapılıyor olması tamamen rastlantıdır. TÜSİAD gibi bir kurum için, önemli olan ‘vermek istediği’ mesajları vermektir. O zaman sormalıyız: Mesaj nedir ve niçin şimdi?
Hükümet şu gerçeğin farkında: Üç yıldır uyguladığı ekonomi politikası büyükler lehine çok başarılı olmuştur. Ekonomi üç yılda ortalama %7 büyümüş; fakat büyük şirketlerin büyüme ortalaması bunun çok üzerinde gerçekleşmiştir. Bunun anlamı şu: Çok sayıda küçük ölçekli şirket ya çok az büyümüş, ya yerinde saymış, ya daha da küçülmüştür. Büyük şirketlerin yatırımları genelde sermaye-yoğun olduğundan, Sayın Başbakan’ın da itirafıyla, işsizlik azalmamıştır. Özetle, hükümetin başarılı ekonomi politikası, kendisine iktidar yolunu açanlara çok da yaramamıştır.
Akıllı bir hükümet için 2006, vidaları ölçülü gevşetme yılı olmalıdır. Siyasî ve sosyal hesap bunu gerektiriyor. Büyük sermaye aba altından sopa göstererek buna şimdiden engel olmaya çalışıyor. Merkez Bankası başkanının yerinde kalması için gösterdikleri derin çaba da bu amaca hizmet içindir.
Ocak dosyamızı çocuklara ayırdık. Dünyaları değişiyor çocuklarımızın; oyunları, sembolleri, kahramanları değişiyor. Kaçımız farkındayız?
Söyleşiyorum’un bu ayki konuğu, İranlı “fıtrat sineması” ustası Mecid Mecidi. Cennet’in Çocukları, Cennetin Rengi, Baran gibi filmleriyle ünlenen Mecidi için sanat, insanı yüceltme aracıdır. Batı’dan geldi diye, sinemaya Batılı gözüyle bakmamızın gerekmediğini söyleyen Mecidi, yedinci sanatın fikrî köklerinin Doğu’da olduğuna inanıyor.
Farklılık, teknikte değil, inançtadır!
Paylaş
Tavsiye Et