Terör, 21. yüzyıla damgasını vuruyor. Yirminci yüzyıl, küresel savaş çağıydı. Sıcak savaş da küreseldi, Soğuk Savaş da. 21. yüzyıl, sıcağı ve soğuğuyla, terör çağı olacak. İlk sahnelere bakılacak olursa, Müslüman kimliği terör çağının hem maşası, hem kurbanı. Ulusal kapitalizm, işçileri evcilleştirmişti. Küresel kapitalizm, Müslümanları evcilleştirme arayışında. Terör, bu arayışın tehlikeli bir aleti. Batılı efendiler diyalog değil, yıldırma peşinde.
Küresel terör, ulusal terörleri itibardan düşürse de, Türkiye istisnai yerini koruyor. PKK hâlâ yol kesiyor, belediye başkanlarını dağa kaldırıyor, askerlere pusu kuruyor. Sınır-ötesi harekât söylemi Türkiye ile ABD arasındaki gerilimi tırmandırıyor. ABD’nin Irak’ta (özellikle de Kuzey Irak’ta) gerçekte ne yapmak istediği netleşmediği müddetçe bu gerilim sürecek; hatta artacaktır. Stratejik ortaklık, taraflardan birinin diğerini, kendi küresel projeleri için taşeronlaştırması değildir. Türkiye taşeron sıfatıyla değil, bölgenin adaletli çekim gücü sıfatıyla kendi terörünü altedebilir.
Ağustos’ta okuyucularımıza medya dosyasını sunuyoruz. Ted Turner, CNN’in ilk yayına başladığı gün şöyle demişti: “Dünyanın sonuna kadar yayın yapacağız. Son gün geldiğinde, onu da haber yapıp ‘Tanrı’nın huzuruna gidiyoruz’ diyeceğiz!” Pervasız bir eylem alanı olan medya, gerçekliği yeniden üretir; yeniden kurgular ve insanlara yeni anlamlar sunar.
Söyleşiyorum’un bu ayki konuğu, Türk hikâyesine ana sütü tadı veren Mustafa Kutlu. Soyadı gibi mübarek bir nehir: Gözümüzün, gönlümüzün pasını silerek akıyor. Sır, Tufandan Önce ve Chef, hem halk edebiyatının, hem modern Türk edebiyatının köşe taşları. Erzincanlı bilgenin sözleri, halkın nobran aydınlara ve türedi siyasetçilere ulaşamayan sesi.
Halkın sesi, Hakk’ın sesidir!
Paylaş
Tavsiye Et